Güncelleme Tarihi:
Günümüzde gençler, ders çalışarak ya da teknolojik aletlerle vakit geçirerek gözlerini fazla zorlayabiliyor. Bu da bir süre sonra, gözlerinin yorulmasına neden oluyor ve göz bozukluğu şikâyetiyle doktorların kapısını çalıyorlar. Gözlerimiz yorulunca neler yapmalıyız? Ne zaman doktora gitmeliyiz? Dinlendirici gözlük bir çözüm mü? Bunların cevabını İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve S. B. Beyoğlu Göz Hastanesi Eğitim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet Demirok’tan aldık.
- Göz bozukluğu dendiğinde tam olarak ne anlamalıyız?
Halk arasında ‘göz bozukluğu’ olarak bilinen kavramın doğru tanımı ‘kırılma kusuru’dur. Yani göze gelen ışınlar odaklanması gereken yerde odaklanamazlar ve gözde net bir görüntü oluşamaz. Bu daha çok, gözün normalden biraz daha büyük veya küçük olmasından kaynaklanır. Bazen de kırılma kusuru, gözün kırıcı ortamlarının normalden daha fazla veya daha az kırıcı olmasından meydana gelir. Gözünde kırılma kusuru olan insanlarda net görememeye bağlı bazı belirtiler ortaya çıkar. Bunlar uzakta veya yakında daha belirgin olabilen görme zorluğu, gözleri kısarak bakma, önce net görebildiği bir şeyi bir süre sonra bulanıkgörmeye başlama, yakın çalışmalarda gözlerde ve çevresinde ağrı hissetme gibi şikâyetler. Bu tür belirtileri olanların geç kalmadan muayene olması önemli.
- Çok okumak gözü yorar mı?
Sürekli yakına bakmak bir süre sonra gözde yorgunluğa yol açar. Göz kaslarının sürekli kasılmasına bağlı ağırlık hissiyle birlikte gözlerde ve çevresinde ağrı hissedilir. Göz yorgunluğuna yol açan diğer bir neden de kırpma sıklığının azalmasıyla gözyaşının fazla buharlaşması ve gözün kuruması. Gözün ön yüzeyinin yeterince ıslak kalamaması, kuruması, yanma ve batma gibi şikâyetleri de ortaya çıkarır.
KONTROLÜNÜZÜ YAPTIRIN
- Peki yorgunluktan korunmak için ne yapmalıyız?
En önemli şey, yoğun bir çalışma temposuna girecek gençlerin öncelikle göz muayenesi olmaları. Nasıl ki uzun yola çıkarken arabamızın bakımını yaptırıyoruz, gözlerimize de yoğun olarak kullanacağımız bir döneme girerken bir şeye ihtiyacı var mı diye baktırmamız gerekiyor. Böylece öncelikle gözlük ihtiyacımızın olup olmadığını öğreniriz. Ayrıca ilaç, egzersiz gibi yardımcı tedavi yöntemlerine gerek olup olmadığını da biliriz.
20 DAKİKADA BİR DİNLENDİRİN
Belirgin bir görme kusuru olan insanlar her halükârda gözlüklerini takmalı. Düşük dereceli görme kusuru olanlar gözlük takmasalar da çok fazla problem yaşamaz. Bu yüzden kendilerini gözlük takmak zorunda hissetmez. Ancak uzun süre yakın çalışma yapmaları gerektiğinde, ki bu bilgisayar veya kitap okuma şeklinde olabilir, kırılma kusuru olmayan veya bunu gidermek için gözlük takan birisine göre daha çabuk yorulurlar. Yani düşük dereceli de olsa gözlük ihtiyacımız varsa takmalıyız. Halk arasında bu türgözlüklere ‘dinlendirici’ de deniliyor. Bu aslında yanlış bir tanımlama, çünkü taktığımızda gözümüzü dinlendiren bir gözlük çeşidi yok. Bunlar küçük de olsa kırılma kusurunu düzelten düşük dereceli gözlükler.
- Uzun süre bilgisayar, tablet, telefon kullanmanın gözler için ne gibi olumsuz etkileri oluyor?
Bilgisayar kullanımına bağlı göz yorgunluğu (digital eye strain) dünyada çok yaygın olan, günümüzün popüler rahatsızlıklarından biri. Bununla ilgili şikâyetlerin en aza indirilmesi için tanımlanan 20-20-20 kuralından bahsetmek yerinde olur. Bilgisayar, tablet veya telefonun uzun süre kullanılması halinde 20 dakikada bir 20 feet (yaklaşık 6 metre) mesafeye 20 saniye boyunca bakmak sürekli kasılı kalan göz kaslarını gevşetir ve gözün rahatlamasını sağlar.
Uzun süre bu araçlar kullanıldığında da kitap okumada olduğu gibi göz kırpma sıklığının azalması ve göz kurumasına bağlı rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Yani burada da yakın çalışmadaki şikâyetler aynen görülebilir. Masaüstü bilgisayarda çalışılıyorsa, ekranın tam karşıda veya hafif yukarıda durması kurulukla ilgili yakınmaların daha fazla olmasına yol açabilir. Çünkü bu şekilde kapak aralığı daha geniş ve gözün açıkta kalan kısmı fazla olduğu için gözün kuruması şikâyeti artar. Bunu önlemek için bilgisayar ekranının tam karşıda değil hafif aşağıda olması önemli. Göz kuruluğu hastalığı olanlar veya sabahtan akşama bilgisayar karşısında oturanlar, yanlarında yapay gözyaşı damlası bulundurarak zaman zaman gözlerine damlatabilirler.
NE KADAR YAKIN ÇALIŞILMALI?
Kitap okumak ve ekrana bakmak için en uzak mesafeye dair sınır belirlemek çok şart değil aslında, çünkü okuduğumuz nesneler bizden uzaklaştıkça görme netliğimiz bozulacağı için rahat bir görüş mümkün olmaz. Ama “Ne kadar yakın çalışılmalı?” derseniz 35-40 santimetrenin altına inmemekte yarar var. Çünkü okuduğumuz materyal yakınlaştıkça net görebilmek için göz kaslarımız daha çok kasılmak zorunda kalıyor ve daha çabuk yoruluyor. Okumak için belli bir süre vermek uygun olmaz, kişiye ve okuma zorunluluğuna göre değişir. Aralıklı olarak, gözleri dinlendirerek çalıştıktan sonra saatlerce okumak mümkün.
MASA BAŞINDA BUNLARA DİKKAT
Prof. Dr. Demirok, masa başında test çözerek, ders çalışarak vakit geçirip gözleri yorulan öğrencilere şu önerilerde bulunuyor:
- Gözlerinizi daha sık kırpın veya 15-20 dakikada bir birkaç saniye kapatın.
* 15-20 dakikada bir 6 metre veya daha uzağa 15-20 saniye bakarak göz kaslarını rahatlatın.
* Okuma mesafesini 35-40 santimetrede tutun.
* Uygun ışık koşullarında ve pozisyonda oturmak hem göz hem de vücut yorgunluğunu azaltmak için önemli.