Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin, Binyıl Kalkınma Hedefleri, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Birliği üyelik başvurusu çerçevesindeki uluslararası taahhütleri de kadınların ve kız çocuklarının eğitimde erkeklerle eşit haklara sahip olmalarını sağlayacak tüm düzenlemeleri yapması gerektiğini ortaya koyuyor. Ülkemiz uluslararası sözleşme ve belgeler ile eğitim konusunda politikalar geliştirmeyi, yasal düzenlemeler yapmayı, bu yasaları uygulamaya geçirmeyi ve kadın okur yazarlığını yüzde 100 olarak gerçekleştirmeyi taahhüt etti.
2002-2003 öğretim yılında ilköğretim kademesinde net okullaşma oranı toplamda yüzde 90,98 iken, erkek ve kız çocukları için bu oran sırasıyla yüzde 94,49 ve 87,34 olarak tespit edildi. 2012-2013 öğretim yılına gelindiğinde ise net okullaşma oranı yüzde 98,80 oldu, erkek ve kız çocukları için net okullaşma oranı sırasıyla yüzde 98,88 ve 98,71 olarak gerçekleşti. İlköğretimde cinsiyet oranı son on yıl içinde yüzde 10 artarak yüzde 100,59’a ulaştı.
İlköğretimden mezun olan ve ortaöğretime geçiş yapan kızların oranının düşük olması ortaöğretimde okullaşma oranlarında cinsiyetler arası fark yaratıyor. Bununla beraber zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılması sonucunda ilköğretimden ortaöğretime geçişlerde ve dolayısıyla ortaöğretim okullaşma oranında artış bekleniyor. Mesleki ve teknik eğitimde sağlanan ilerlemeye karşın, eğitim sisteminin işgücü piyasasının taleplerini karşılamakta yetersiz kaldığının ve bu talepleri karşılamak üzere özellikle gençlerin istihdam edilebilirliklerinin arttırılması için, yeni mekanizmalara ihtiyaç duyulduğunun altı çiziliyor.
Okula devamsızlık azalıyor
Türkiye, kız çocuklarının okullaşma oranlarını arttırma amacıyla gerçekleştirdiği bir dizi proje ve çalışmanın ardından önemli başarılar elde etti. İlköğretim düzeyinde özellikle zorunlu eğitim süresinin arttırılması ve süreç içinde tüm tarafların katılımıyla gerçekleştirilen yoğun çalışmalarla Haydi Kızlar Okula, Şartlı Eğitim Yardımı, Ücretsiz Ders Kitabı, Taşımalı İlköğretim Uygulaması, YİBO gibi uygulamalarla ilköğretimde cinsiyet eşitliği büyük oranda sağlandı.
Bursluluk hizmetleri ve Sosyal Riski Azaltma Projesi (SRAP) kapsamında yürütülen Şartlı Eğitim Yardımı uygulaması ile nüfusun en muhtaç kesimine dahil olan ailelerin çocuklarının temel eğitim hizmetlerine tam olarak erişimini hedef alan bir sosyal yardım ağı oluşturmak amacıyla Türkiye’nin her köşesinde karşılıksız eğitim yardımları yapılıyor. Kız çocuklarının okullaşma oranlarının arttırılmasında en etkili çalışmalardan biri 2003 yılından bu yana uygulanan Şartlı Eğitim ve Yardımı Programı (ŞESY)’dır. Gelecek nesillerin sağlığına ve eğitimine yatırım yaparak nesiller arası yoksulluk döngüsünü kırmak şartlı nakit transferi yardımlarının temel hedefidir.
Kız çocuklarının okullaşma oranları ile ilköğretimden ortaöğretime geçiş oranlarını artırmak amacıyla, kız çocuklarına ve ortaöğretime devam eden öğrencilere verilen yardım miktarları daha yüksek tutuldu. İlköğretime devam eden erkeklere aylık 30 TL, kızlara 35 TL, ortaöğretime devam eden erkeklere aylık 45 TL ve kızlara 55 TL tutarındaki ödeme “Kadının aile ve toplum içindeki konumunun güçlendirilmesi” amacıyla doğrudan annelere yapılıyor. Şartlı eğitim ve şartlı sağlık yardımları kapsamında yaklaşık 2 milyon anneye ulaşıldı.
Bu program yararlanıcı sayısı ve ayrılan kaynak itibarıyla Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen en kapsamlı yardım programlarından. Programın yararlanıcılar üzerindeki etkisinin anlaşılması amacıyla Gazi Üniversitesi ile işbirliği içerisinde 20010-2012 yılları arasında araştırma projesi yapıldı. Bu kapsamda; Şartlı Eğitim Yardımı Programı okula devamsızlığı yüzde 50 oranında azalıyor. 2009-2010 eğitim-öğretim yılı için liseye devam oranlarının erkek çocuklarında yüzde 79.4, kız çocuklarında ise yüzde 79.36’ya ulaştığı ortaya çıktı. Programla kız öğrencilerin liseye devam etmesindeki etkisinin oldukça büyük olduğunu gösteriyor.
Tüm ülke genelinde uygulanan uygulanan Şartlı Eğitim ve Yardımı Programı (ŞESY) kız çocuklarının okullaşmasının arttırılması amacıyla uygulanan programlardan sadece biri. Ancak etkisi açısından atılan küçük bir adımın hayatlarını nasıl değiştirdiğini göstermesi bakımından önemli. Eğitimin kelebek etkisi bu ülkenin de geleceğine yönelik bir adım atmak için fırsattır.
Eğitim, üretken ve kaliteli bir yaşamın da önkoşuludur. Günümüzde dünyada yaşanan hızlı değişim ve gelişme süreci, toplumsal değişim ve dönüşümlere duyulan ihtiyacı arttırıyor, dünyadaki bu değişim ve gelişmeleri izleyerek uyum sağlamak ve yönlendirmek toplumların geleceğe yönelik önemli hedefleri arasında yer alıyor. Bu ülkenin beşeri sermayesi olan çocuklarımıza yapılan yatırım Türkiye’ye yatırımdır. Biz onun için “Okuyan Kızlar Umudumuzdur” diyoruz.