Güncelleme Tarihi:
İzmir Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen’in iki öğrencisi tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürülmesinin ardından gözler okullara çevrildi. Ergenler ve şiddet üzerine çalışan Ankara Üniversitesi Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Pişkin ile Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Haktan Demircioğlu, okulda şiddeti önlemenin yolunu şu 5 maddede özetledi:
RİSK TABLOSU OLMALI
Okullar, bilginin güvenliğini sağladıktan sonra çocukların psikososyal gelişimiyle ilgili analiz yapmalı. Her okulun şiddet tablosu olmalı. Fiziksel, sözlü veya cinsel şiddetin yaygınlığı saptanmalı. “Hangi şiddet görülüyor?”, “Ne kadar yaygın?”, “Okulun neresinde oluyor?” gibi sorulara yanıt aranmalı.
SİNYALLERE DİKKAT
Risk altında olup bu konuda sinyal veren çocuklara ulaşılmalı. Örneğin öfkesini kontrol edemeyen, etkinliklere katılmayan, derste sorun yaşayan, yoğun dışlanmışlık hisseden, şiddete maruz kalan ve disiplin sorunu olanlar belirlenmeli.
YAŞAM BECERİSİ DESTEĞİ
Şiddeti tetikleyenlerden biri de, çocukların sorunlarını ona başvurmadan çözebileceğini bilmemesi. Öğrencilere sosyal problem çözme, iletişim, stresle baş edebilme, uzlaşma gibi becerileri kazandıracak programlar uygulanmalı. Bütün öğrencilere yönelik önleme programı oluşturulmalı. İçinde öğrenci, öğretmen, yönetici, veli, hizmetli gibi paydaşlar yer almalı.
İYİ ROL MODEL GEREKLİ
İlk öğretmen ve model olan ebeveynlerin doğru bildikleri hatalar, çocukların bazı durumlarda şiddete başvurmasını normalleştirebilir. “Dediğimi yaparsan seni sevmeye devam ederim” gibi cümlelerle sevgisini koşullu sunan anne-babalar sağlıklı tutumlar benimsemeli. Veliler, kendi çocuğunun yanlışını da sorgulamalı.
BARIŞÇIL OKUL İKLİMİ
Okul bünyesindeki bütün paydaşların değerinin aynı olduğu kabul edilmeli. Buna uygun eğitim yönetimi benimsenmeli. Öğretmenler ve idareciler de şiddetten uzak durmalı. Öğrenciler, sosyal aktivitelere yönlendirilip, üzerlerindeki baskıdan kurtulmalı.
GÜVENLİK NÖBETÇİ ÖĞRETMENDE
Türk Eğitim-Sen’in 2016-2017 eğitim yılında 11 bin 842 eğitimciyle yaptığı ankete göre, öğretmenlerin yüzde 67.4’ü sözlü, yüzde 19.6’sı fiziksel, 12.9’u psikolojik ve 0.1’i de cinsel şiddete maruz kaldı. Yüzde 58.8’i okullarda güvenliğin ‘nöbetçi öğretmenlerle’, yüzde 14.8’i ‘güvenlik görevlisiyle’, 12.2’si ‘kameralarla’, 5.6’sı ‘hizmetli/memurlarla’ sağlanığını söylüyor. Yüzde 14.5’i okulunda bıçaklı/silahlı kavga yaşandığını belirtiyor.
GÜVENLİ OKULUN ÖZELLİKLERİ NELER?
Öğrenci, öğretmen ve okul çalışanlarının fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan iyi ve güvende hissettiği eğitim kurumlarına ‘güvenli okul’ denildiğini belirten Bahçeşehir Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Özel Güvenlik ve Koruma Bölümü öğretim görevlisi Osman Öztürk, şunları söyledi:
“Türkiye’de okulların yüzde 61’inde yasal yetkilere sahip sertifikalı güvenlik görevlileri bulunmuyor. Okul güvenliği sadece bekçi statüsünde, çocuk psikolojisi bilmeyen, güvenlik farkındalığı olmayan kişiler tarafından sağlanamaz. Okul giriş ve çıkışları kontrol edilen, girişlerde ziyaretçilerin, şüpheli kişilerin yakından izlendiği kurumlar güvenlidir. Bu sistem içinde düzenli kayıt tutulur, denetimler yapılır. Özellikle disiplin kurallarına uymayan, sosyal medyada şiddet içerikli paylaşımlar yapan, derslerinde başarısız, akranlarıyla ilişkilerinde sorun yaşayan çocuklar konusunda öğretmenlerde farkındalık yaratılmalı. Şiddetin başlıca nedenleri arasında yer alan zorbalık, zararlı madde kullanımı, hırsızlık, okul kaçamağı konusunda koruyucu ve önleyici tedbirler uygulanmalı. Çatışma çözümü, öfke yönetimi gibi programlar geliştirilmeli. Okullarda güvenlikle ilgili önlemler alınırken şiddet içerikli davranışlar konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı. Güvenli olan okullarda öğrenciler kaygı ve korku yaşamıyor. Kendilerini mutlu ve güvenli hissederek eğitim ortamlarını seviyor. Okula isteyerek geliyor.”
4 ÇOCUKTAN BİRİ ZORBALIK KURBANI
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ve Eğitim Refomu Girişimi’nin (ERG) sonuçlarını 2016’da yayınladıkları ‘Çocukların Gözünden Okulda Yaşam Araştırması’na göre özellikle akran zorbalığı oldukça yaygın. Bu kapsamda 25 ilden 4, 5 ve 7’nci sınıf düzeyinde yaklaşık 2 bin öğrenci ile görüşüldü. İşte rapordan okulda şiddet ile ilgi öne çıkan diğer başlıklar:
-Dezavantajlı durumdaki çocukların, öğretmenlerin ya da çalışanların kötü davranışlarına daha yüksek oranda maruz kalıyor. Çocukların yüzde 15’i okulda kendilerine kötü davranan öğretmen ya da çalışan olduğunu belirtiyor. Yüzde 58 ise böyle bir durum olmadığını dile getiriyor. Çocukların yüzde 73’ü, okulda ilişkisinin iyi olduğu öğretmenler olduğunu söylüyor. Ancak bu oran 7’nci sınıflarda yüzde 67’ye kadar geriliyor.
10 ÖĞRENCİDEN 8’İ YETERLİ DESTEĞİ ALABİLİYOR
-Öğrencilerin okulda herhangi bir sorun yaşadıklarında yeterli desteği alabilmeleri için rehberlik servisinin varlığı ve erişilebilir olması da önemli. Yüzde 80 okulunda yararlanabileceği bir rehberlik servisi bulunduğunu söylüyor. Bu oran 4’lerde yüzde 74; 5’lerde yüzde 80; 7’lerde ise yüzde 88. Çocukların yüzde 55’i, bir sorunu olduğunda bunu öğretmenine rahatlıkla anlatabiliyor; geri kalan yüzde 45’lik grupta yer alan öğrenciler ise zorlanıyor. 7’nci sınıflarsa sorunlarını öğretmenleriyle paylaşmakta daha fazla güçlük çekiyor.
SÖZEL VE FİZİKSEL ŞİDDET VAR
Yüzde 24’ü okulda kendisini itip kakan ve rahatsız eden başka çocuklar olduğunu söylüyor. Bu oran 4 ve 5’inci sınıflarda sırasıyla yüzde 26 ve 24. Çocukların yüzde 14’ü de okulda kendisiyle dalga geçildiğini ifade ediyor. Bu sonuçlar, çocukların okulda hem sözlü hem de fiziksel akran şiddetine maruz kaldıklarını gösteriyor. Okulda yakın ilişki kurabilecekleri, sorunları olduğunda paylaşabilecekleri bir öğretmen olması, çocukların okula bağlılığını, derslere karşı tutumunu ve motivasyonunu olumlu etkiliyor.