Okula uyum, tıpkı tekrar bisiklete binmek gibidir!

Güncelleme Tarihi:

Okula uyum, tıpkı tekrar bisiklete binmek gibidir
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2021 11:51

Uzun bir aradan sonra bisiklete binmek size zor, hatta “yapılamaz” gibi gelebilir. Ama eğer bir kez bisiklete binmeyi öğrendiyseniz o kaygınız, ilk pedalı çevirdiğiniz anda yok olur. Tıpkı bunun gibi, çocuklarınız da okulu özlesinler ya da özlemesinler, uzun bir aradan sonra tekrar yüz yüze okula dönmek zor gelebilir, hatta kaygı yaratabilir ama merak etmeyin çocuklarınız ilk okul günü ile birlikte hızlıca pedalı çevirecekler ve okula alışmaya başlayacaklar. Çünkü çocukların yeni durumlara uyumu bize göre çok daha hızlı. Yeter ki aileler sakinliğini koruyabilsin. Ancak, okullar açılırken bazı anne-babaların, diğerlerinden daha kaygılı olduğunu görüyoruz. Özellikle de günümüzde yaygın olarak görülen, çocukları hakkında aşırı kaygılı, çok korumacı ve kontrolcü olan helikopter anne-babalar okula uyum sürecinde çok stresli olabiliyor. Ne yazık ki istemeden, bu stresi çocuklarına da bulaştırabiliyorlar.

Haberin Devamı

Okul, öğrenciler için eski bir arkadaşıyla yeniden kavuşmak gibidir.
Uzun zamandır görüşmediğiniz çocukluk arkadaşınızla nasıl ayrılırsanız ayrılın, araya ne kadar zaman girerse girsin karşılaşınca kaynaşmanız ve uyumunuz, birbirinizi tanıdığınız için hızlı olur. Okul ve öğretmenleriyle uyum da çocuğunuz için benzer şekilde olacaktır. Araya giren zamana rağmen birbirinin huyunu suyunu yani kurallarını bilen iki eski dost gibi kaldıkları yerden hızlıca devam edeceklerdir.

ÇOCUKLAR TENEFÜSÜ VE ARKADAŞLARINI ÖZLEDİ
İlk üç hafta öğretmenler ve veliler akademik olarak çocukların derslere istenen ölçüde ilgili olmamasını olağan olarak kabul etmeli. Çünkü, çocuklar bu süreçte arkadaşlarına öncelik vermek isteyecek ve ilişkilerini geliştirmek için daha çok zaman ayırmak isteyecektir.

Haberin Devamı

GÜZEL OLANA ALIŞMAK KOLAYDIR
Sadece çocuklar için değil yetişkinler olarak bizim için de güzel olan keyif verici yaşantılara alışmak daha kolaydır. Bu yüzden ister yüz yüze, isterse online olsun önemli olan okulun sadece bilgi verici değil, keyif verici bir öğrenme misyonunu benimsemesidir. Çünkü olumlu duyguların eşlik etmeği hiçbir öğrenme, kalıcı değildir.

KİMSENİN PSİKOLOJİK DURUMU AYNI DEĞİL
Ne sizin ne de çocuğunuzun psikolojik durumu diğerleri ile aynı değil!
Pandemi dönemi herkes için aynı gibi görünse de herkesin onunla ilgili farklı bir deneyimi oldu. Bazılarınız hastalık nedeniyle arkadaşlarınızı veya ailelerini kaybetmiş olabilirsiniz. Ya da ekonomik olarak etkilenmiş olabilirsiniz.
İşte bu nedenle, her öğrencinin pandemi hakkındaki kendi deneyimlerini sınıfa getireceğini unutmayın. Kimsenin marjinalleştirilmediğinden, dışlanamadığından emin olun ve eğer özel ihtiyacı olan öğrenciler ve aileler olursa mutlak okullardaki psikolojik danışmanlardan destek isteyin.

OKULA UYUM HER YAŞ GRUBU İÇİN FARKLI
İlk kez okula başlayacak olan çocukları her zamanki okula uyum sorunları bekliyor. İlkokul, ortaokul öğrencileri hızlıca okula uyum sağlayacak.
Liseye yeni başlayacak olan 9. Sınıf öğrencileri okula uyumda çifte zorluk yaşayacak. Çünkü uzun bir ardan sonra hem yüz yüze hem de yeni arkadaşlar ve öğretmenler uyumu zorlaştırabilir.
Lise öğrencileri, okul yerine daha rahat iletişimin olduğu dershaneleri daha çok seviyor ve özledi.
Üniversite öğrencilerinin çoğu dersleri istedikleri zaman takip etme olanağı sunan online derslerden memnun görünüyor ama üniversiteli olmanın en önemli parçası olan üniversite yaşantısını solumayı, yurtları, ders dışı aktiviteleri, öğrenci topluluklarını ve sanatsal faaliyetleri dört gözle bekliyorlar.

AKADEMİK OLARAK RİSKLİ OLANLAR DİKKAT
Pandemi döneminde akademik olarak riskli olan öğrenciler daha da riskli duruma düştü!
Ailelerin en büyük kaygısı, “pandemi de çocuğum akademik olarak acaba ne kadar geri kaldı?” sorusu oldu. Çünkü gerçekten de nasıl Corona -19’a karşı yaşlılar ya da kronik hastalığı olanlar bağışıklığı düşük olabileceği için riskli durumdaysa, bazı öğrencilerde pandemi sürecinde akademik başarı olarak daha riskli durumda düştü. Bağışıklığı düşük risk durumundaki kişileri güçlendirmek ve virüse karşı dayanıklılığını arttırmak için nasıl özel tedbirler alınıyorsa, okullar açılırken akademik dayanıklılığı düşük öğrenciler için de özel psiko-sosyal ve eğitsel stratejiler kullanılmalıdır.
Eğer çocuğunuzun bu süreçte akademik olarak zaten riskli grupta olduğunu düşünüyorsanız, aşağıdaki öneriler çocuğunuzun okullar açılırken akademik dayanıklılığını güçlendirmek için işinize yarayacaktır.
• Akademik bilginin her zaman telafisi var, kaygılanmayın. 3. Sınıfta öğrenilmeyen matematik bilgisinin 4. Sınıfta hatta ortaokulda bile telafisi var. Önemli olan psiko-sosyal gelişimin sağlıklı olması.
• Çocuğunuzun akademik durumu ile ilgili beklentilerinizi pandemi sürecinin getirdiği güncel zorlukları hesaba katarak tekrar güncelleyin. Uzun zamandır antrenman yapmamış bir sporcu nasıl aynı performansı göstermezse, pandemi döneminde okula gitmemiş olan çocuğunuzdan da aynı performansı beklemeyin.
• Çocuğunuzu kimse ile kıyaslamayın. “Bak Ayşe online da olsa nasıl geri kalmadı, sen hiçbir şey öğrenmedin ama Ahmet ne güzel ilerledi gibi kıyaslamalar yapmayın”. Pandemi sürecinde herkesin evinde çok farklı koşullar olduğunu unutmayın.
• Çocuğunuzun duygularını kalpten dinleyin. Çocuğunuz uzun bir aradan sonra yüz yüze eğitimle ilgili kaygı, endişe hatta korku gibi duygular yaşıyor olabilir. Çocuğunuzun düşüncelerini ve hislerini yargılamadan kabul edin ve onaylayın. Unutmayın, duyguların doğru ya da yanlış yolu yoktur.
• Okula dönmenin güvenli olduğu konusunda güvence verin. Okula dönmenin olumlu yanları hakkında çocuğunuzla konulun. Ona okula gitmediğinde neleri kaçırdığını hatırlatın.

Haberin Devamı

DOÇ. DR. ASLI BUGAY SÖKMEZ KİMDİR?
Doç. Dr. Aslı Bugay Sökmez lisans eğitimini Ankara Üniversitesi’nde; doktorasını Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık alanında tamamladı. Florida State Üniversitesi Aile Enstitüsü’nde araştırmacı olarak ‘sağlıklı romantik ilişkiler’ ve ‘affetme’ konularında çalışmalarda bulundu. ‘Türkiye’de Kadına Yönelik Tutum ve Nedenleri’ başlıklı araştırması ile Koç Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KOÇ-KAM) Proje Ödülü’nü kazandı. Portekiz’de düzenlenen Information Integration Theory and Functional Measurement Konferansı’nda en iyi sunum ödülüne layık görüldü. Ayrıca Aslı Bugay Sökmez’in, kayıp ve yas terapisi ve aile ile evlilik terapisi alanlarında uzmanlıkları bulunuyor. Şu an ODTÜ Kıbrıs Kampüsü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Programı’nda öğretim üyesi olarak görev yapan Doç. Dr. Aslı Bugay Sökmez affetme, ruminasyon, eşli ruminasyon ve okul ikliminin psikolojik etkileri konularında çalışmalar yapıyor.

BAKMADAN GEÇME!