Güncelleme Tarihi:
“Okul Öncesi Dönemde” (3-5 yaş arası) ön plana çıkan özellikler, rutinlerin oluşturulması ve sosyal becerilerin geliştirilmesidir. Çocuklar için okul öncesi dönemi, eğitim hayatına ilk adım niteliğinde olup, sosyal becerilerin ve rutinlerin yerleştiği kritik bir aşama. Bu dönemde ebeveyn olarak yapabileceğiniz en önemli şeylerden biri, güven veren bir düzen oluşturmak. Sabah kalkışlarından yatma saatlerine kadar tutarlı bir günlük rutin, çocuklara okulun bir parçası olma hissini kazandırır. Ayrıca, onların bağımsızlık duygularını geliştirmek, sizin olmadığınız bir sosyal ortamda yer almak onların için oldukça önemli. Evden okula gideceği süreçte, bağımsızlaşmasına ve sosyalleşmesine destek olacak uygulamalar bu süreci kolaylaştırır. Örneğin, okula giderken kendi ayakkabılarını giymek veya okulla ilgili yapacağı hazırlıkları kendisinin yapması gibi uygulamalar, özgüven kazanmasına katkı sağlar.
ÇOCUĞUNUZA MODEL OLUN
Bu yaşlardaki çocuklar için sosyal beceriler de büyük önem taşır. Akranlarıyla parkta oynamaları, çocukların paylaşma ve sıra bekleme gibi önemli sosyal beceriler geliştirmelerine yardımcı olur. Ayrıca, her gün ebeveynleri ile okuma alışkanlığı edinmek, onların dil gelişimini destekler. Son olarak, okulda gün içerisinde ne yaptığını ısrarlı bir şekilde sormak yerine, arkadaşlarının isimlerini öğrendin mi? Bugün en çok eğlendiğiniz oyun neydi? gibi sorularla gününün nasıl geçtiğini sorabilirsiniz. Öncelikli olarak model olmak için kendiniz gününüzü anlatıp, sonra çocuğunuza bir iki soru ile sorabilirsiniz.
ÖDEVLERE AŞIRI MÜDEHALE ETMEYİN
İlkokul dönemi (6-10 yaş), çocukların yalnızca akademik değil, duygusal olarak da empati becerilerinin ilerlediği ve dolayısıyla duygusal zekalarını da geliştirdikleri bir zaman dilimi. Bu dönemde çocukların sorumluluk becerilerinin gelişmesi kritik. Bu nedenle ev ödevlerini yapması ve takibi önemli. Düzenli bir çalışma ortamı ve belirli bir ödev saati, onların sorumluluklarını zamanında yerine getirmelerine yardımcı olur. Fakat ödevler konusunda aşırı müdahaleci olmamaya özen göstermek; onların bağımsız öğrenme becerilerini geliştirmelerini sağlamak, kendi sorumluluklarını almalarına izin vermek ve akademik gelişimlerini desteklemek oldukça önemli. Ebeveyn olarak bir diğer önemli görev ise, çocukların gelişimlerinde sürecin önemli olduğunu anlamalarına yardımcı olmak. Sadece sonuçlara değil, gösterdikleri çabaya odaklanın ve hataların aslında öğrenme sürecinin doğal bir parçası olduğunu onlara hatırlatmanız önemli. Bunun yanı sıra, teknolojiyle iç içe büyüyen bir nesil yetiştiğini unutmadan, ekran süresine sınırlar koymak ve fiziksel aktivite ile dijital dünyayı dengeli bir şekilde yönetmelerine destek olmak da kritik.
DENGE KURMAK ÖNEMLİ
Ortaokul dönemi (11-13 yaş), çocuklar için sosyal dinamiklerin değiştiği, fiziksel ve duygusal değişimlerin hız kazandığı bir dönemdir. Bu yaşlarda çocuklar, bağımsızlıklarına daha fazla değer verirler ve arkadaşlık ilişkileri daha merkezi bir hale gelir. Ebeveyn olarak, bu dengeyi bulmak bazen zor olabilir ya da olacaktır. Ancak çocuğunuza alan sunarken, ona rehberlik yapmak bu dönemin sağlıklı bir şekilde atlatılmasına katkıda bulunur.
AKRAN BASKISI YAYGIN BİR SORUN
Akran baskısı bu yaş grubunda yaygın bir sorun haline gelebilir. Çocuğunuzla açık bir iletişim kanalı kurarak, akran ilişkilerindeki zorluklar ve doğru seçimler yapma konusunda ona yol gösterebilirsiniz. Ancak “O arkadaşı nereden buldun?”, “Onunla konuşmanı “, gibi ifadelerden kaçının. Ayrıca, organizasyon becerilerini geliştirmesi için planlama araçları sunmak, ödevlerini ve sosyal etkinliklerini yönetmede büyük yardımcı olur.
LİSEDE STRES YÖNETİMİ
Lise dönemi (14-18) gençler için yalnızca akademik başarılarla dolu değil, aynı zamanda kişisel, duygusal ve kariyer gelişimi açısından da büyük bir dönüm noktası. Lise öğrencileri hem dersler hem de sosyal hayatları arasında denge kurmaya çalışırken, performans, akademik başarı baskısı da yoğunlaşır. Bu nedenle, ergenliğin son aşaması da olan lise dönemlerinde stres yönetimi ve ruh sağlığına dikkat etmek çok önemli. Ebeveynler olarak, çocuklarınıza rahatlamaları ve kendilerine zaman ayırmaları gerektiğini hatırlatmalı, görevlerini önceliklendirmelerine yardımcı olmalısınız.
KARİYER SEÇENEKLERİ HAKKINDA KONUŞUN
Lise yılları, geleceğe yönelik planların da şekillendiği bir dönemdir de aynı zamanda. Bu aşamada çocuklarınızla kariyer seçenekleri, üniversite veya diğer eğitim yolları hakkında konuşmak önemli. Ancak, onları belirli bir yöne zorlamadan, kendi ilgi alanlarını keşfetmelerine olanak tanımalısınız.
EVRENSEL YAKLAŞIMLAR HER ZAMAN GEÇERLİ
Çocuğunuz hangi yaşta olursa olsun, bazı evrensel yaklaşımlar okul yılına hazırlık sürecini kolaylaştırabilir. İlk olarak, öğretmenlerle iyi bir iletişim kurmak, çocuğunuzun akademik durumu hakkında bilgi sahibi olmanıza yardımcı olur. Ayrıca, öğrenme sürecine karşı olumlu bir tutum sergilemek ve okulun heyecan verici bir yer olduğu algısını yaratmak, onların motivasyonunu artırabilir. Ebeveyn olarak okul hakkında olumsuz görüşleriniz olsa bile bunu çocuğunuzun yanında öfkeli ya da önemsemez olarak göstermeyin ve anlatmayın.
Çocuğunuzun hangi gelişim aşamasında olursa olsun, ebeveyn olarak en büyük rolünüz, onların her adımında yanlarında olduğunuzu hissettirmektir. Okula dönüş dönemi, pek çok duygu ve yeni alışkanlıkları beraberinde getirir. Sabırlı olun, esnek davranın ve en önemlisi, çocuklarınızın kendi yolculuklarına güven duymalarını sağlayın. Bu süreçte onların ihtiyaçlarına duyarlı olarak, okul hayatlarına daha kolay uyum sağlamalarına katkı sağlayacaksınız. Unutmayın, her çocuk farklıdır ve sizin sevgi dolu desteğiniz onların başarısının en büyük anahtarıdır.
NESLİHAN GÜNEY KARAMAN KİMDİR?
Lisans derecesini Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bölümü’nden (Güncel adı Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık) almıştır. Ankara Üniversitesi, Eğitim Psikolojisi yüksek lisans programından aynı programın doktora programından mezun oldu. 2219 TÜBİTAK Doktora Sonrası Araştırma Bursuyla, ABD/Kentucky Üniversitesi Aile Bilimleri bölümünde, altı ay boyunca misafir öğretim üyesi olarak bulundu. 2014 yılında Eğitim Psikolojisi alanında Doçent unvanını aldı. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Psikolojisi Anabilim dalında profesör olarak görevine devam ediyor. Yurt içi ve yurt dışı çeşitli proje ve dergi hakemlikleri ile çok sayıda bilimsel yayınları ve bildirileri bulunuyor. Çocuk ve ergenlerde sosyal duygusal gelişim başta olmak üzere, riskli / sorunlu davranışlar, cinsel gelişim, duygusal ve davranışsal bozukluklar, kültürler arası araştırmalar ve aile ilişkileri üzerine odaklanan birçok makale yayınladı. Araştırma ilgi alanları, sosyal bağlamda gelişim (aile ve kültürel farklılıklar), cinsel gelişim ve cinsel eğitim ve çocuk ve ergen gelişiminde duygusal ve sosyal gelişimdir.