Güncelleme Tarihi:
Karayolları Trafik Kanunu'nda 12 Temmuz'da 6495 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikte, resmi plakalı araçlarda ve şehir içinde yolcu taşımacılığı taahhüdü vermiş araçlarda takograf bulundurma zorunluluğunun kalkmasıyla okul servis sürücüleri bu cihazı kullanmamaya başladı.
Bazı veliler, "araç içindeki trafik polisi" olarak tanımladıkları takometrelerin okul servislerinde kullanılmamasına tepki gösterdi.
Çocukları okula gönderince tedirgin oluyorum
Bir firmada muhasebe müdürü olarak çalışan Çiğdem Beraber, iki çocuğunu da servisle okula gönderdiğini belirterek, kendisi gibi çok sayıda ailenin çocuklarını servis sürücülerine emanet ettiğini söyledi.
Çocuklarının yeni eğitim-öğretim yılında servis araçlarından şikayetçi olduklarını anlatan Beraber, "Çocuklarım, her gün eve geldiklerinde, 'anne, bizim şoför amca çok hızlı gidiyor. Bugün az daha kaza yapacaktık' diyorlar. Ayrıca son zamanlarda görsel ve yazılı basından takip ettiğim kadarıyla sürekli servis araçlarının kazalara karıştığını görünce çok tedirgin oldum. Kazalar nedeniyle çocuklarımın okula servislerle gidiş-gelişlerinden her gün korkuyor ve endişe ediyorum" diye konuştu.
Okul aile birliğinden bazı velilerle yaptıkları araştırmada servis araçlarında artık takometre kullanılmadığını öğrendiğini dile getiren Beraber, servis sürücülerinin az da olsa denetlenmesini sağlayan bu cihazların kullanılmamasına anlam veremediğini anlattı.
Çiğdem Beraber, yetkililerin bu denetimsizlik haline son vermesi gerektiğini belirterek, "Çocuklarımızın hayatı o kadar değersiz değil. Lütfen bu araçlar yeniden denetlensin" dedi.
Takograf, can güvenliğini sağlar
Sürücü kursunda eğitmenlik yapan emekli öğretmen Ahmet Sönmez de bu konuda bilgi sahibi bir veli olarak şaşkınlık yaşadığını anlatarak, takografın özellikle servis araçlarında kullanılmamasının büyük tehlikelere neden olacağını söyledi.
Sürücü adaylarına derslerde takometre kullanımı hakkında bilgi verdiklerini belirten Sönmez, şöyle konuştu:
"Takograf cihazının otobüs, kamyon ve çekicilerde ve özellikle öğrenci ile personel taşımacılığı yapan araçlarda mutlaka bulundurulması gerekli. Bu cihaz bulundurulduğunda, araçların karıştıkları kazalarda azalma olmaktadır. Şoförleri denetleyen önlemlerin içerisinde en önemlisi takometredir. Örneğin; şehir içi ve dışı yollarda hız limitlerinin gösterildiği dijital panoların yanına yaklaşıldığında araç sürücüleri, frene basarak hızını düşürüyor, ardından tekrar yüksek hıza çıkıyorlar. Oysa takograf olsa sürücünün tüm yol boyunca çıktığı hız sınırı kontrol altında olur."
Bu nedenle özellikle okul servis araçlarında takografın mutlaka zorunlu hale getirilmesini isteyen Sönmez, bir baba olarak çocuğunu okula güvenle göndermek istediğini belirtti.
Önlem alınmadığı takdirde çok büyük tehlikelerin yaşanacağını savunan Sönmez, "Kanun değişikliği okullar tatilken yapıldı. Okulların açılmasıyla da zaten servis araçlarındaki kazalar da artmaya başladı. Takometresiz bir araçtaki çocuğun ölmesi cinayettir. Çocuklarımızın başına kötü bir şey gelmesini istemiyoruz. Bu nedenle yetkililerin derhal bu durumun önüne geçmeleri gerekir. Yoksa yakında büyük felaketlere neden olabilirler" diye konuştu.
Takografsız araçlar, denetimsiz
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şubesinde görevli Komiser Tezcan Üstün de kamyonların ve çekicilerin takograf bulundurma zorunluluğu olan araçlar arasında bulunduğunu ifade ederek, bu cihazların araçların hızını, sürücülerin kaç saat araç kullandığını ve kaç kilometre yol gittiklerini belirlediğini söyledi.
Bu araçlardan takograf bulundurmayanlara 166 lira ceza kestiklerini ve 15 ceza puanı verdiklerini aktaran Üstün, şehir içinde olduğu gibi şehir dışında da bu cihazın kontrollerinin yapılabileceğini anlattı.
Kamyon, otobüs ve çekicilerin takograf bulundurmalarının zorunlu olmadığı istisnai durumların olduğunu dile getiren Üstün, resmi plakalı araçlarda ve şehir içinde yolcu taşımacılığı taahhüdü vermiş araçlarda zorunluluk bulunmadığını belirtti.
İstanbul içerisinde çalışmayı taahhüt eden okul servis araçları, personel taşıyan araçlar, hafriyat kamyonları ve diğer otobüslerde bu zorunluluğun kalktığını ifade eden Üstün, "Dolayısıyla bu yönde yaptığımız denetimlerden muaf olmaktalar" dedi.
Sürücüleri fazla çalışabiliyor
Bu nedenle şehir içi denetimlerden verim alamadıklarını bildiren Üstün, şöyle konuştu:
"Eğer bir araçta takograf bulunmuyorsa denetimlerde sürücünün kaç saatten beri araç kullandığını, hız ihlali yapıp yapmadığını ve 6 günde bir haftalık iznini kullanıp kullanmadığını, ne kadar süre üst üste çalıştırıldığını kontrol edemiyoruz. Bu durum kazaların meydana gelmesinde bir numaralı etken oluyor. Sürücü direksiyona oturduğu andan 4.5 saat sonra 45 dakikalık bir ara vermelidir. Tüm gün içerisinde ise toplam 9 saatten fazla araç kullanmamalıdır. Bütün bunlar takograf cihazıyla takip edilebilir. Fakat şehir içindeki araçlar sürücüleri 24 saat boyunca araç kullanmış olsalar dahi takograf olmadığı için bunu bilemiyoruz. Bu da birçok sürücünün uykusuz, yorgun araç kullanmalarına neden oluyor."
Yayaların çok fazla olduğu şehir merkezinde ve özellikle okul giriş çıkışlarında ağır vasıta sürücülerinin yorgun ve uykusuz hallerinin, kazaların, ölümlerin ve yaralanmaların artmasına yol açtığının altını çizen Üstün, ayrıca şehir içinde kazaya karışan büyük araçların kaldırılması ve taşınmasının diğer araçlara göre zor olması nedeniyle trafikte de aksaklıkların ve yoğunluğun yaşandığını söyledi.
Takometre adalete yardımcı oluyor
Takografların kazadan sonra da faydalı olduklarını ifade eden Komiser Üstün, polis ekiplerinin, kazaya karışan sürücülerin kaç günden beri dinlenmediklerini, kaç kilometre hızla kaza yaptıklarını öğrenebildiğini anlattı.
Bu yararları nedeniyle kaza sonucunda haklı-haksız ayırımının net olarak ortaya konulabildiğini belirten Tezcan Üstün, böylece adalete de katkı sağlandığını söyledi.
İstanbul'da şehir içi kavramının çok geniş olduğuna dikkati çeken Üstün, şöyle devam etti:
"Tuzla'dan Silivri'ye kadar şehir içi diye geçiyor. Bu nedenle ağır vasıtaların, özellikle personel ve okul servis araçlarının sürücülerinin takograf olmadığı için geriye yönelik hız tespitleri yapılamıyor. Toplu taşıma araçlarında da zorunluluk olmadığı için takograf bulundurulmuyor. Yaptığımız denetimlerin en büyük nedeni, trafik kazalarını en aza indirmek. İstanbul'a baktığımızda, bir yıl içerisinde 12 bin kaza olmuş. Kazalarda 4 bin kişi hayatını kaybediyor. Bu kazalardan yaklaşık 4 bininin şehir dışında takograf takma zorunluluğu olan taşıtlar olduğunu görüyoruz. Otobüslerde ve minibüslerde takograf bulundurulması kazaların önüne geçecektir."
Öğrenciler tehlikede mi?
Okul servis şoförü Sebahattin Dayaklı daha önce kendi araçlarında da takograf bulunduğunu ancak şimdi kullanmadıklarını söyledi.
Araçların 16+1 olması nedeniyle zorunluluğun kaldırıldığını dile getiren Dayaklı, "Takometre olmayınca sürat ihlali ister istemez yapılır. Daha önce takografın sinyal sesi vardı veliler de bunu duyduğu için ihlal yapılamıyordu. Ancak bunun kaldırılmasının ardından bazı kurallar ihlal ediliyor. Ayrıca takometre olmadığı için daha fazla çalıştırılıyoruz" dedi.