Güncelleme Tarihi:
OKUL SEÇİMİ NEDEN ZOR?
Çocukları önümüzdeki yıl anaokuluna veya ilkokula başlayacak veliler için de okul arama süreci başladı. Okulları geziyorlar, bilgi alıyorlar, kıyaslamalar yapıyorlar. Eğitim uzun bir yolculuk. Okul öncesi veli ve öğrenci açısından bir çok ilki barındırdığı için en doğru okulu seçmeye çalışmak hem heyecanlı hem de kaygı uyandıran bir süreç. İlkokul seçimini yaparken okul öncesi öğretimde edinilmiş tecrübeler, karşılanmış veya karşılığını bulamamış beklentiler anne babaların önlerine seriliyor. Aynı süreçler liseye karar verirken ve nihayet üniversite tercihlerine kadar devam ediyor. Çocuklar büyüdükçe, kararlarda söz sahibi olmaya başlıyor hatta bazen onları ikna etmek başlı başına bir olay haline geliyor.
Bir başka zorluk ise okulların çeşitliliği. Her birinin bir ekolü, ön plana çıkan bir özelliği var ve okullar bunları tanıtım toplantıları, sosyal medya, afiş, broşür gibi birçok farklı yoldan velilere anlatıyorlar. Hepsini takip etmek, araştırmak, görüşmek, karşılaştırmak bir yöntemken, bir de klasik bir yaklaşımla “en iyi okul eve en yakın okuldur” söylemi var.
ÇOCUĞUNU TANIYAN AİLE DAHA AZ ZORLANIYOR
Anne babalık doğuştan gelen bir yetenek değil. Çocuklarımız doğarken elimize verilen güncel bir kullanım kılavuzu da yok. Hayata bakışımız, eğitimimiz, tecrübelerimiz ve elbette kendi ailelerimizin mirasını bir sonraki kuşağa yani çocuklarımıza taşıyoruz. Ayrıca beklentilerimiz ve çocuğumuz ile ilgili hayallerimiz de devreye giriyor. Sonuçta okul seçimi kolay bir karar olmuyor. Yıllardır eğitimin içinde ve aileler ile iletişimde olan bir eğitimci olarak net olarak söyleyebilirim ki okul seçiminde çocuğunu tanıyan, özelliklerini bilen, yeteneklerini keşfetmesine fırsat veren, sevgisini ilgisini esirgemeyen, çocuğuna saygı duyan ebeveynler bu süreçte daha az zorlanıyorlar. Bu aileler biraz evvel sıraladığım tüm etmenleri de daha iyi dengeleyebiliyorlar.
DOĞRU SORULARI SORABİLMEK
Okulların çeşitliliği ve şeffaflığı veliler için bir avantaj. Velinin ve okulun güven ilişkisini kurabilmeleri için de iletişimin açık olması bir ön şart. Ancak birçok velinin görüşmelerden sormaları gereken soruları sormadan çıktığını da yıllardır gözlemlediğimiz bir durum.
GÜVENLİ OKUL
Öncelikle velilerin okulların güvenliği, yemek hizmetleri, okula ulaşım olanakları, fiziki şartları ile ilgili bilgi edinmeleri önemli.
Güvenli olmayan bir okulda eğitim öğretimden bahsetmemiz mümkün değil. Bu nedenle iyi bir okul fiziksel güvenlik önlemleri, tecrübeli yöneticiler, disiplin ve koruma politikaları, iletişim kanallarında açıklık, şeffaflık gibi özellikleri barındırır. Çocuk koruma politikaları, duygusal ve sosyal öğrenmeye verilen önem, akran dayanışma çalışmaları, çocukların sosyal sorumluluk projeleri yoluyla empati becerilerinin geliştirilmesi, uluslararası standartlarda belirlenmiş sivil savunma prosedürleri, siber güvenlik önlemleri güvenli bir okulun diğer özellikleri.
Okulların fiziki şartları eğitim öğretimle yakından ilgili olduğundan ve görsel olarak ilk etkiyi ve güveni yarattığından önemli. Çocukların ihtiyaçlarını karşılayacak donanıma ve olanaklara sahip okullar fark yaratırlar. Bu imkanlar arasında laboratuvarlar, kütüphaneler, spor tesisleri, sanat atölyeleri, ilk etapta akla gelmekle birlikte maker/robotik laboratuvarları, bilişimle ilgili alt yapı, havuz, planetaryum, müzik stüdyosu, seramik atölyesi, cam füzyon atölyesi, tenis kortu gibi olanaklar sayılabilir.
Yine özellikle büyük şehirlerde okulun evlerine yakın olması ve ulaşımın kolay olması da önemlidir. Ulaşımın zor olması veya uzun sürmesi, çocukları olumsuz etkileyebilir. Bu durumda güvenli ulaşım, iletişim, takip sistemleri, yönetmeliklere uygun araçlar, tecrübeli sürücüler, yardımcı eleman olanağı gibi özellikler ön plana çıkar.
EĞİTİM CİDDİ BİR İŞ
Okullar farklarını daha çok eğitim, öğretim faaliyetleri konusunda ortaya koyuyorlar. Vizyonu, misyonu, hedefleri tanımlanmış, ulusal ve uluslararası çalışmalar yapan, yabancı dil öğretiminde güçlü, birden fazla yabancı dil öğretimi bulunan, öğrenci merkezli, CIS (Uluslararası Okullar Konseyi), IB (Uluslararası Bakalorya) gibi uluslararası yetkilendirmeleri de olan, köklü ve kültürü oturmuş, okul kurallarının, politikalarının net olduğu, akademik başarısının yüksek, spor, sanat, tasarım, bilişim gibi alanlarda öğrencilerine en son imkanları sunan, öğrencilerinin yeteneklerini keşfetmelerine ve yeteneklerini geliştirmelerine destek veren, çok yönlü öğrenciler yetiştiren, söylediğini yapan ve yaptığını söyleyen okullar eğitim öğretim işini ciddiye alan kurumlardır.
KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRENME MODELLERİ
Küresel salgın süreci ve sonrasında daha büyük bir çoğunluk kitlesel öğretimden çok kişiselleştirilmiş ve farklılaştırılmış öğretim modellerinin önemini anladı. Bireysel öğretimden anlayacağımız özel olarak ders verilmesi değil elbette. Her öğrenciyi biricik kabul etmek, öğrenme stillerini ve ihtiyaçlarını belirlemek, dersleri farklı öğrenme stillerine uygun bir şekilde planlamak, öğrencileri sonuç sınavların dışında öğrenim sürecinde değerlendirmek, gelişmesi gereken yönlerini tespit edip, takip etmek ve zamanında doğru geri bildirimler vermek, psikolojik dayanıklılığını desteklemek, gerektiğinde mentorluk, koçluk yapmak gibi farklı birçok süreci kapsıyor. Velilerin okullardan bu süreçlerin nasıl yürütüldüğü ile ilgili bilgi istemelerinin çok değerli olduğunu düşünüyorum.
Öğrencileri bireysel olarak anaokulundan liseyi bitirene kadar akademik olarak takip etmek bütünsel olarak gelişimini izlemek öğretmenler için de, veliler için de çok kıymetli. Bu süreçte, karneler, gelişim raporları, anektod kayıtları, öğretmen-öğrenci görüşmeleri, öğretmen-veli görüşmeleri, veli toplantıları kullanılan yöntemlerden bazılarıdır.
ULUSLARARASI PROGRAMLARDAN DESTEK
Bunların yanında uluslararası eğitim programlarının okul programlarına dahil edilmesi günümüzde büyük önem taşıyor. UbD (Tasarım Odaklı Anlama), Montessori Programı, IB PYP, IB DP, AP gibi uluslararası programlar öğrencilerin derinlemesine öğrenmelerini destekliyor, farklılaştırılmış öğretim planları ile bireysel olarak çocuklara ulaşmayı kolaylaştırıyor, öğrencilerin merak duygularını tetikliyor ve onları araştırmaya, sorgulamaya yönlendiriyor.
Veliler için okulun eğitim kalitesi birinci sırada gelir. Eğitim kalitesini okulun akademik başarıları, yurtdışı üniversite kabulleri, yüksek kalitede öğretim çalışmaları, yetkin öğretmen kadroları, uluslararası programları, zenginleştirilmiş müfredatları, çağdaş yöntem ve tekniklerin uygulanması gibi birçok unsur belirler.
SOSYAL VE DUYGUSAL BECERİLERİ DESTEKLENİYOR MU?
Akademik çalışmaların yanında çocukların iyi bir arkadaş çevresi edinebileceği ve sosyal becerilerini geliştirebileceği ortamlarda tercih nedenleri arasında. Dolayısıyla okulun sunduğu sosyal etkinlikler, kulüpler, sportif faaliyetler, ulusal ve uluslararası yarışmalar, projeler, değişim programları, geziler gibi imkanlar da önemli.
Veliler okullar hakkında web sitelerinden, sosyal medya hesaplarından, mezunlarından, okulda veli olan tanıdıklarından, tanıtım çalışmaları için hazırlanan ürünlerden bilgi edinirler. Bilgi edinirken okulun vizyon, misyon ve hedeflerine dikkat etmeleri, okuldaki süreçlerin belli politikalar bağlı olup olmadığına bakmaları önemli. Okulların kamuoyu ile paylaştığı vizyon, misyon ve hedefleri okulu bize tanımlar. Okulların tercih edilme nedenleri aynı zamanda okullar için de bir dış kalibrasyondur. Her okul kendine bakar ve güçlü yönlerini, geliştirilmesi gereken yönlerini belirler. Çalışmalarını bu yönde planlar.
Okul, veli, öğrenci üçgeninde işbirliği, karşılıklı güven, iletişim güçlü ve doğru bir şekilde sağlandığında öğrencilerin eğitim öğretim yolculuklarının başarılı, huzurlu ve gelişime açık bir sürece dönüştüğünü görüyoruz. Öyleyse yetişkinler olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye devam edelim.
MÜGE YALIM ALPAN KİMDİR?
Müge Yalım Alpan 1972 İstanbul doğumlu. Saint Benoit Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı bölümünde okuduktan sonra Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Okullarında aday İngilizce öğretmeni olarak başladığı meslek hayatında Işık Okullarında yabancı diller bölüm başkanlığı, müdür yardımcılığı, IB Diploma Programı koordinatörlüğü ve okul müdürlüğü yaptıktan sonra Feyziye Mektepleri Vakfı Eğitim Kurumları Direktörlüğü görevine getirildi. Evli ve iki çocuk annesi. Kendini öğrenme ve paylaşma yolculuğunda olarak tanımlamayı seviyor.