Güncelleme Tarihi:
Okuma performansı ile akademik başarı arasındaki ilişkiye bakıldığında, okuma becerisinde yetersizlik gösteren çocukların, farklı ders konularına ilgi duymaları, ders kitaplarında okuduklarını anlamaları ve akademik alanlarda başarılı bir performans sergilemeleri beklenemeyeceği gibi; okuma becerisinde ortaya çıkan güçlükler nedeniyle tüm akademik yaşamlarının olumsuz olarak etkileneceği belirtiliyor. Bu nedenle ülkemizde okuma güçlüklerinin doğru değerlendirilmesi ve yaşanan güçlüğün kaynağının doğru belirlenmesi konusu hem genel eğitim hem de özel eğitim açısından öncelikli çözüm bulunması gereken konuların başında geliyor. Bu konuya ilişkin gerek yapılan bilimsel çalışmalar gerekse de PISA sınavına ilişkin elde edilen sonuçlar incelendiğinde, ülkemizde öğrenimlerine devam eden öğrencilerin büyük bir bölümünün okuma ve okuduğunu anlama becerisinde farklı güçlükler yaşadıkları söylenebilir. Bu grupta yer alan öğrencilerin ise yaşadıkları güçlükler nedeniyle düşük akademik başarıya sahip olduğu ve yine bu güçlüklerden kaynaklı olarak bu grupta yer alan öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun okul yaşamında öğrenme güçlüğü veya disleksi (okuma güçlüğü) biçiminde tanı aldığı görülebiliyor. Son yıllarda okumada yaşanan güçlükler nedeniyle öğrenme güçlüğü ve disleksi tanısı alan öğrencilerin sayısında görülen ciddi artış da bu konunun önemini ortaya koyan en çarpıcı sonuçlardan biri.
YAZ TATİLİ OKUMA VE ANLAMA İÇİN FIRSAT
Okuma gelişimini bir süreç olarak ele aldığımızda, bu sürecin doğumla başlayan ardından ilkokul ile formal bir şekle dönüşen ardından da yaşam boyu sürekli gelişmeye devam eden bir süreç olduğunu belirtmek gerek. Böyle düşünüldüğünde, okuma ve okuduğunu anlama sadece ilkokul dönemi değil aslında daha küçük veya daha büyük tüm çocukların geliştirmesi gereken ortak bir beceri alanı. Burada tek değişen durum, amaca, yaşa, düzeye ve ilgilere göre okunan materyalin farklılaşması. Okul dönemi içerisinde çocukların ve ebeveynlerin daha yoğun bir çalışma temposuna sahip olduğu ve genellikle günlük rutinlerini tamamlamaya odaklandıkları düşünüldüğünde, özellikle yaz tatilinin çocukların okuma ve okuduğunu anlama gelişimleri için müthiş bir fırsat. Bu fırsatı etkili ve verimli kullanmak ise hem çocuklara hem de ebeveynlere düşen önemli bir sorumluluk. Bu sorumluluğu üstlenme sırasında çocukları hangi yaşta olursa olsun ebeveynlerin çocuklarının okuma ve okuduğunu anlama gelişimleri için dikkate almaları gereken bazı önemli ilkeler var. Bunlar hem kısa vadede akademik açıdan daha başarılı bireylerin yetiştirilmesinde hem de uzun vadede kültürel ve sanatsal açıdan daha nitelikli bir toplumun oluşturulmasında olmazsa olmaz temel prensipler.
O zaman şimdi, küçük yaştan başlayarak tüm çocuklar için okuma ve okuduğunu anlama becerilerini geliştirmek için neler yapabileceğimize birlikte bir göz atalım:
1- Erken okuryazarlık becerilerini atlamayın:
Çocuğunuzu olabildiğince küçük yaştan itibaren kitaplarla tanıştırın. Erken çocukluk döneminde yazılı, yazısız veya sesli çocuk edebiyatı kitaplarının resimli dünyasıyla çocuklarımızı buluşturarak bir yaşından önce okumanın temellerini atmaya başlayın. Bu süreçte yazısız ya da kısa cümlelerin yer aldığı resimli kitaplardan başlayarak çocuğunuzun ilerleyen yaşına göre daha uzun ve karmaşık metinlere doğru ilerleyecek bir süreçte çocuklarınıza erken dönemden itibaren düzenli olarak yüksek sesle kitap okuyun. Onlara düzenli olarak kitap okumak ve kitapları günlük rutinlerine dahil etmek, onların dilin seslerini, ritimlerini ve kalıplarını tanımalarına, sözcük dağarcıklarını geliştirmelerine ve anadillerine ilişkin duyarlık kazanmalarına yardımcı olacak ve böylelikle erken okuryazarlık becerilerinin gelişimine önemli katkı sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki okuma sadece çocuğun ilkokul birinci sınıfa geçmesiyle üç-beş aylık bir sürede gelişen bir beceri değil çocuğun doğumdan itibaren dile ve okuryazarlığa ilişkin biriktirdiği bilgi, tutum ve deneyimlerinin birleşimi ile ortaya çıkan uzun soluklu bir görev.
2- Çocuğa göre ilkesine uygun kaynaklara erişin:
Çocuğunuzun yaşına, ilgilerine, dil düzeyine uygun çeşitli metinler sağlayan kitaplıkları, çevrimiçi kaynakları, eğitim uygulamalarını ve okuma programlarını kullanın. Çocuğunuzun ilgisini çeken kitapları veya yazılı içerikleri seçmesine izin verin. Kitap seçimini siz değil onun yapmasına olanak tanıyın ki okuma görevi ona yapılması gereken bir iş gibi değil zevk alacağı, onda merak, heyecan ve istek uyandırabilecek bir görev biçimine dönüşsün. Bu, çocuğunuzda okuma sevgisini teşvik edecek ve okuma görevine katılım ve motivasyon için gerekli olan okuma seçimlerinde bağımsızlık oluşturmasına olanak sağlar.
3- Okuma rutinleri oluşturun:
Çocuğunuz için bir okuma rutini oluşturmak, okuma becerilerini geliştirmenin ve ömür boyu sürecek bir kitap sevgisi oluşturmanın harika bir yolu. Bu süreçte çocuğunuzla birlikte her gün okumaya ayrılmış belirli bir zaman belirleyin. Odaklanmayı ve konsantrasyonu teşvik eden çocuğunuza özgü rahat ve sessiz bir okuma ortamı yaratın. Bu sayede evde çocuğunuzu bağımsız olarak okumaya teşvik edecek ve ilerleyen dönemlerde okuma kültürünü geliştirmesine olanak sağlayabileceksiniz. Mümkünse evinizde, her gün gittiğiniz bahçenizde, parkta ya da her gün sistematik olarak bulunabileceğiniz herhangi bir ortamda çocuğunuzla birlikte bir okuma köşesi ya da yeri belirleyin ve her gün okuma görevini aynı zaman diliminde, aynı yerde gerçekleştirin. Tutarlılık ve sabır başarılı bir okuma rutini oluşturmanın iki temel anahtarı.
4- Okuma için model olun:
Çocuğunuza uygun bir model olmak adına kendi okuma alışkanlıklarınızı çocuğunuzun görmesini sağlayın ki sizi örnek alabilsin. Çocuklar genellikle ebeveynlerinin olumlu ya da olumsuz tüm davranışlarını taklit ederler. Bu nedenle onlara sizin için okumanın ne kadar zevkli ve önemli bir etkinlik olduğunu göstermeniz önemli olacaktır. Çocuklar, ebeveynlerinin kitaplardan ve diğer okuma materyallerinden keyif aldığını görürlerse, okumayı alışkanlığa dönüştürme olasılıkları daha yüksek olur. Süreçte çocuğunuzun kitap, dergi veya gazete okumaktan keyif aldığınızı gözlemlemesine izin vermelisiniz. Okuma hevesinizi gösterin, okuduğunuz kitapların içeriklerini, kitaplara ilişkin düşüncelerinizi onlarla paylaşın ve üzerine her iki tarafın da görüşlerini söyleyebileceği etkileşimli tartışma ortamları yaratın. Okuma davranışınızı modellemek, bunu aile etkinlikleriyle bütünleştirmek çocuğunuzun okumayı değerli ve eğlenceli bir etkinlik olarak görmesini sağlayabilir.
5- Okumanın ardından tartışın ve üzerine düşünün:
Çocuğunuzun okudukları hakkında sohbet etmesine olanak sağlayın. Her okuma sonrasında, çocuğunuzun okudukları hakkında kısa bir konuşma yapın. Düşüncelerini, görüşlerini ve yorumlarını paylaşmaları için onları teşvik edin. Bu, onların empati becerilerini geliştirmelerine, metinle daha derin bir düzeyde ilişki kurmalarına ve okuma deneyimini daha anlamlı biçime getirmelerine yardımcı olur. Bu süreçte onların eleştirel ve analitik düşünme becerilerini geliştirmek için tartışmayı açık uçlu sorular ile çeşitlendirin. Örneğin aile içi kitap kulübü kurabilir ve evde herkesin okudukları ile ilgili düşünceleri ve görüşleri paylaşmak için düzenli tartışmalar planlayabilirsiniz. Bu, eleştirel düşünmeyi geliştirmeyi, iletişim becerilerini kullanmayı, dil ve sanat merkezli aile tartışmalarını teşvik edebilir. Bu sayede çocuklara okunanların kendi yaşam deneyimleri, bakış açıları veya değerleriyle ilişkili olup olmadığına yönelik düşünmelerini sağlamış olursunuz ki bu süreç, onların başarılı bir okuduğunu anlama becerisi geliştirmelerinde son derece önemlidir. Sorularınız onları metnin ötesinde düşünmeye teşvik etmeli, bir başka deyişle metin içerisinde doğrudan yer almayan okuma sonrasında okuyucunun çıkarımlar yaparak yanıtlayabileceği sorulara yer vermelisiniz. Böylece çocuğunuzda bağımsız düşünmeyi teşvik ederken onu yeni fikirler oluşturmaya ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeye yönlendirebilirsiniz.
6- İlerlemeyi izleyin ve teşvik edin:
Okuma becerilerini geliştirmedeki ilerlemeyi izlemek ve teşvik etmek, çocukların istikrarlı bir şekilde ilerleme kaydetmesini sağlamak için çok önemli. Bu süreçte kendinize bir başlangıç noktası belirlemek için öncelikle işe, çocuğunuzun mevcut okuma becerilerini değerlendirerek başlayın. Bu değerlendirme, çocuğunuzun okumada güçlü olduğu alanları veya iyileştirilmesi gereken noktaları belirlemenize yardımcı olur. Ardından çocuğunuzla birlikte yeni, ulaşılabilir hedefler belirleyin ve bunlar için yola koyulun. Bu hedefler, okuma akıcılığı, okuduğunu anlama sorularını yanıtlama düzeyi veya belirli bir süre içinde belirli sayıda kitap okuma ile ilgili olabilir. Burada önemli olan belirlediğiniz hedeflerin çocuğunuz için ne çok kolay ulaşılabilir ne de ulaşılması çok zor veya çok uzun süre gerektiren biçimde olması. Belirlediğiniz hedefleri sistematik olarak üç-beş günlük, haftalık ve aylık olacak şekilde derecelendirmek ve değerlendirmek çocuğunuzun ilerlemesini izlemenizi sağlayacak. Tabii ki bu süreçte doğru pekiştirmede önemli olacak. Pekiştirme, çocuğunuzun okuma etkinliklerine katılımı ve ilerlemesini sürdürmesi için motive olmasına yardımcı olacağı için anahtar bir bileşen. Her okuma görevi sonrasında çocuğunuza görevi tamamladığı için olumlu geri bildirimler sunun. Bu olumlu geri bildirimler, çocuğunuzun özgüvenini artırır ve okuma için motivasyonlarını güçlendirir. Aynı zamanda çocuğunuz belirlediğiniz ara hedeflere (örneğin bir kitap serisini bitirmek veya belirli bir okuma hızı ve anlama seviyesine ulaşmak gibi ara hedefler) ulaştıklarında ona ödüller kazanabileceği bir sistem kurmanız iyi olacak. Bu ödüller olumlu pekiştirme görevi görür ve okuma etrafında bir heyecan ve motivasyon duygusu yaratmaya yardımcı olabilir.
7- Gerektiğinde destek sağlayın:
Çocuğunuz okuma veya okuduğunu anlamada zorluk çekiyorsa, vakit kaybetmeden gerekli desteği sunmaya çalışın. Okuma becerilerini geliştirmede aile desteği, okuma sevgisini besler, okuma ve okuduğunu anlama becerilerini güçlendirir ve destekleyici bir öğrenme ortamı yaratır. Bu süreçte öncelikle çocuğunuzun okuma ve okuduğunu anlama becerilerini değerlendirin ve desteklenmesi gereken alanları belirleyerek yaşanan güçlüğün üstesinden gelmek için etkili okuma stratejileri öğretin. Strateji öğretimi çocukları, okuduğunu anlamalarını, akıcılıklarını ve genel okuma yeterliliklerini geliştirmek için özel tekniklerle donattığı için okuma ve okuduğunu anlama becerilerini geliştirmede oldukça etkili bir yaklaşımdır. Ebeveynler çocuklarının okuma stratejilerini destekleyerek onların çeşitli metinleri daha etkili nasıl anlamlandırabileceklerine yönelik okuma sırasında okumaya dayalı bir problem çözme birikimi oluşturmalarına yardımcı olabilirler. Bu sayede çocuklarının okuma sırasında karmaşık metinleri kavrayabilen, analitik ve eleştirel düşünme becerilerini uygulayabilen okuyucular olmalarına yardımcı olabilirler. Gerektiğinde strateji öğretimleri için bir uzmandan ve/veya çevrimiçi pek çok kaynaktan yardım alabilirler.
Özetle yukarıda sunulan ilkeler ışığında okuma ve okuduğunu anlamanın belirli matematiksel formüller ya da anlık, günlük çabalar ve değişimlerle geliştirilemeyeceği söylemeliyiz. Kısa vadeli çözümler başarılı bir okuyucu yetiştirmede ne yazık ki işe yaramaz. Bu nedenle bu süreçte temel almanız gereken yukarıda saydığımız temel ilkelere dayalı bir okuma sürecini gerçekleştirmek olmalı. Okulların kapalı olduğu ve yaz tatilinin devam ettiği bu dönemde yukarıda belirtilen ilkelere dayalı bir öğrenme fırsatının yaratılması, çocukların okuma ve okuduğunu anlama becerilerini geliştirmek için çok yararlı olur. Unutmayın, başarılı bir okuma ve okuduğunu anlama sürecinde önemli olan okunan sayfa sayısı değil yapılan okuma görevinin niteliği.
PROF. DR. BİRKAN GÜLDENOĞLU KİMDİR?
Prof. Dr. Birkan Güldenoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Programı’nda lisans eğitimini tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Özel Eğitim Bölümü’nde yüksek lisans ve doktora eğitimlerini tamamladı. Doktora eğitimi sonrasında, bir yıl süreyle University of Haifa (ISL) Özel Eğitim Bölümünde araştırmacı olarak çalıştı. 2005 yılında Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Özel Eğitim Bölümünde Araştırma Görevlisi, 2013 yılında Yardımcı Doçent, 2017 yılında Doçent, 2022 yılı Aralık ayı itibariyle de Profesör unvanını aldı. Bu süre içerisinde ulusal ve uluslararası dergilerde birçok makale, kitap ve kitap bölümü yayımlayan ve yine ulusal ve uluslararası birçok projede araştırmacı olarak görev yapan Prof. Dr. Birkan Güldenoğlu, akademik becerilerin desteklenmesi, erken okuryazarlık, okuma ve okuduğunu anlamanın değerlendirilmesi ve desteklenmesi ile öğrenme güçlüğü olan çocukların eğitimleri konularında çalışmalarını sürdürüyor.