Okan Dilik: Eğitim fakülteleri yeniden gözden geçirilmeli

Güncelleme Tarihi:

Okan Dilik: Eğitim fakülteleri yeniden gözden geçirilmeli
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2018 09:58

Okan Dilik, 29 yıldır eğitimin içinde. Köy Enstitüsü mezunu öğretmen bir babanın oğlu olarak ODTÜ Eğitim Fakültesi’nin ardından başladığı meslek yaşantısında öğretmenlikten kurucu temsilciliğine kadar mesleğin neredeyse her seviyesinde görev yaptı. Dilik, eğitimde en önemli sorunun öğretmen yetiştirme olduğunu söyleyerek, “Eğitim fakültelerinin öğretmen yetiştirme programı yeniden gözden geçirmeli, özel sektör de buna destek vermeli” diyor.

Haberin Devamı

Meslek hayatının tamamını özel okullarda geçiren Dilik, Medicana Eğitim Grubuna ait MBA Okulları’nın CEO’luğunu üstlendi. Dilik ile eğitim yolculuğunu konuştuk.

Okan Dilik: Eğitim fakülteleri yeniden gözden geçirilmeli
- Kaç okul açtınız?
Meslek yaşantımın tamamı dikkate alındığında şu ana kadar 100’ün üzerinde özel okula imza attım. Yeni olarak da 4-5 marka oluşturdum. Türkiye de en önemli konu marka oluşturmak. Eğitimde markalaşmaya ve istikrarlı olmaya ihtiyaç var.

- Sizce eğitim dünyasında eksikliği hissedilen şey neler?
Öncelikle istikrarlı ve sürdürülebilir bir eğitim stratejisine ihtiyacımız var. Bugüne kadar olduğu gibi siyasi partilerle değişen bir yapı değil, toplumsal ihtiyaçlarımıza göre şekillenen bir programımız olmalı. Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne kadar 75 Milli Eğitim Bakanımız olmuş. Değişen sistem sayısı da hemen hemen bu kadar. Bu kadar sistem değişikliği genç bir Cumhuriyet ülkesi için lüks. Türkiye’nin istikrarlı, uzun vadeli stratejik bir eğitim planlamasına ihtiyacı var. Dünyanın bu anlamada süreçlerini incelerseniz, tarım toplumundan sonra sanayi toplumuna, sanayi toplumundan bilgi çağı toplumuna oradan da son dönemde bilişim toplumuna gelmiş. Şimdilerde kültür toplumunu konuşuyorlar. Biz bu evrelerin hiçbirini sindire sindire yaşamamış ve tamamlayamamış bir toplumuz. Birçok şeyi bu genç Cumhuriyet döneminde dar zamanda ve acele yapmak zorunda kalmışız. Atatürk’ün ölümünden sonraki süreçte baktığımızda neredeyse eğitim alanında stratejik ve sürdürülebilir hiçbir planımız olmamış, eğitim politikaları hep siyasete yenik düşmüş, ülke geleceği adına ciddi bedeller ödemişiz. Sınavlar, okula giriş standartları, YGS, LGS, TEOG ve benzeri çok sisteme isim koyduk değiştirdik, kaldırdık, koyduk yine olmadı. Biz bir türlü üzerimize göre bir elbise dikemedik. Hep birilerinin diktiği elbiseleri üzerimize uydurmaya çalıştık, bu da bize uymadı.

Haberin Devamı

- Öğretmen yetiştirme konusunda da sorun yaşadığımızı düşünüyor musunuz?
Evet öğretmen yetiştirme konusunda sorun yaşıyoruz. Bence eğitimde başarılı olmanın en önemli ve birinci çözümü insan kaynağı yani öğretmen yetiştirmedir. 19’uncu yüzyılın okullarında, fiziksel mekanlarında, 20’inci yüzyılın müfredatları ile 21’ inci yüzyılın insanını yetiştirmeye çalışıyoruz. Burada insan kaynağını, öğretmeni unutuyoruz. 21’inci yüzyılın ihtiyaçlarına sahip öğrenciler, hangi yüzyılın öğretmen anlayışına ve yaklaşımına göre eğitim alacaklar? Öğretmenlerin de 21’inci yüzyıl becerilerine hazır hale getirilmeleri lazım. Düşünce, teknoloji, araçlar değişse de amaç aynı. Şu anda öğretmenler teknoloji kullanımı konusunda genç nesilden daha zayıf, daha geriden gidiyor. Çünkü onlar yetişme evrelerinde öyle yetişiyorlar. İyi bir nesil için iyi öğretmenler yetiştirmeliyiz. Eğitim fakültelerinin öğretmen yetiştirme programları yeniden yapılandırılmalı. Özel sektörde bu sürece ciddi destek sağlamalı bence.

Haberin Devamı

- Öğretmen adayları niye devlet kapısında yığılıyor, özel sektörü tercih etmiyor sizce?
Birkaç neden var. Öğretmenler devlete girince emekli olana kadar çalışıyorlar. Ama özel okulda süreç 1 yıllık süreçlerle yönetiliyor. Öğretmen uzun yıllar çalışma garantisi olanı tercih ediyor. Özelde durum performansa dayalı; başarılıysan uzun süre çalışırsın ama değilsen işine son verilir. Son yıllarda devlette maaşlar eskiye göre revize edildi iyileştirildi. Maalesef bazen bazı özel okullar ya devletle aynı seviyede ya da devletten daha az ücret veriyor. Bu da tercih edilmemeyi sağlıyor. Ayrıca Türkiye’de eğitimin yüzde 92’si hala devlet tarafından istihdam ediliyor. Özel okullar sadece yüzde 8 seviyesinde. Devletin özel okullaşma oranını bu anlamda da teşvik etmesi şart. Bir çok nedenle üzerindeki operasyon yükünü devretmeli özel sektöre ama denetlemede çok etkin olmalı.

Haberin Devamı

- Kurduğunuz MBA Okulları zincirleşecek mi?
Medicana Sağlık Grubu’nun 26 yıllık bir geçmişi var. 6 binin üzerinde çalışanı bulunuyor. Farklı bir çok ilde 13 hastanesi hizmet veriyor ve yeni yapılan 4 hastanesi daha var. Şimdi bu yapı eğitim yolculuğuna da çıkıyor. Grubun 26 yıllık eğitim hayalini gerçekleştiriyoruz. Ankara ve İstanbul’da MBA (Modern Bilimler Akademesi) adıyla okullar kurduk. Anaokulundan liseye kadar. Hedefimizde üniversite var. Yurtdışında açılan hastanelerin yanında da uluslararası okullar da açacağız. Ayrıca yurt ve yayınevi açma planlarımız da bulunuyor. 5 yıl içinde 25 ile 50 okul arasında bir sayıya ulaşmayı hedefliyoruz. Burada hedef nicelikten çok nitelikte.

Haberin Devamı

EĞİTİMİN 3M KURALI: MÜFREDAT, METOD, MATERYAL
Eğitimde 3M kuralı vardır: Müfredat, metod, materyal. Güçlü müfredat yoksa, kendi gelecek nesline uygun metodoloji geliştirilmediyse, bunları destekleyen güçlü materyaliniz yoksa eğitimde başarıyı yakalayamazsınız. Türkiye’de bu üçü henüz çok iyi durumda değil. Dışarıdan bir şeyleri getirip monte etmeye çalışıyoruz, uymuyor. Öğretmenlerin elinde iyi metodoloji, araç yok. Sınıf içinde akıllı tahta koymak, öğrencinin eline tablet vermek teknolojiyi iyi kullandığımızı göstermiyor. Toplumumuzun geneline Bilimsel Düşünce ve Bilimsel Üretim olarak nerede olduğumuza bakmalıyız. Bilimsel bilgiye hakim olmalıyız. Dünyada bilgi üç yılda bir değişiyor. Hala öğretmenlerimizin bazıları mezun oldukları yılların bilgisini kullanıyorlar.

Haberin Devamı

BİLGİ SÜREKLİ GÜNCELLENMELİ
Öğretmenler mezun oldukları bilgilerle kalmamalı, kaynağını geliştirmeli. Öğretmene vereceğimiz bilimsel bilgide daha güncel olmaya ihtiyacımız var. Ayrıca öğretmen sadece bilgi vermemeli, bilgiye dayalı eğitim anlayışı bizi geriletiyor, ilerletmiyor. Değerler, ahlak, kültür-sanat–spor eğitimini daha yoğun vermeliyiz. Bilgiye dayalı eğitimde robotlarla rekabet edemeyiz. Gelecek mekanikleşiyor. O zaman gelecek nesillerimize daha insani olanı inanmayı, birlikte yaşamayı, değerleri, ahlakın güzelliğini, takım ruhunu, hoşgörüyü, sevmeyi, saymayı öğretmeliyiz. O zaman toplumsal kalkınmayı ve ilerlemeyi sağlayabiliriz kanaatindeyim. Özel eğitimciler, devlet kadrosundaki daha doğrusu üniversitelerdeki öğretmen yetiştiren kurumlar ve devlet okulları çalışanları top yekun eğitim seferberliğine geçmeli, daha kaliteli öğretmenler ve eğitim yöneticileri yetiştirmeliyiz.

3-4 SAAT UYUYORUM
Uzun zamandır yaklaşık 20 saat çalışıyorum, günde 3-4 saat uyuyorum. En çok okuyarak rahatlıyorum. İyi bir denizciyim diyebilirim, 35 yıldır motorsiklet kullanıyorum. Aynı zamanda 3 yıldızlı profesyonel dalgıcım. Ailecek sporcuyuz aslında eşim oğlum ve kızım milli sporcular. Birlikte ve doğada zaman geçirmeyi çok seviyoruz. Bahçemde ekip, biçmeyi, toprakla uğraşmayı çok önemsiyorum.

KİMDİR?
1967’de Balıkesir’de doğan Okan Dilik, ODTÜ Eğitim Fakültesi’ni bitirdikten sonra meslek yaşamına Antalya Koleji’nde öğretmen olarak başladı. Daha sonra burada müdür yardımcılığı ve müdürlük yaptı. İstanbul’da farklı özel eğitim kurumlarında Genel Müdür, CEO düzeyinde çalıştı. Bugüne kadar 4 yeni özel okul markasının oluşumu ve bu markalara ait ülke genelinde 100’e yakın okul kampüsünün açılışını üstlendi. Birçok farklı kıta ve ülkede eğitim çalışmalarına katılan Dilik, Ortadoğu, Asya ve Avrupa’da özel okul kurma çalışmalarını üstlendi. Şu sıralarda Medicana Eğitim Grubu bünyesinde açılacak olan üniversite çalışmalarına ağırlık veriyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!