Öğretmenlerin omuzlarındaki yük çok fazla

Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Yeni nesli, Cumhuriyet’in fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, öğretmenler yetiştirecek ve yeni nesil, öğretmenlerin eseri olacak. Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek öğretmenlerin elindedir” sözü; söylendiği günden belki de daha fazla bugün için önem taşıyor, yol göstermeye devam ediyor.

BEKLENENLER GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR
Omuzlarındaki yük çok fazla. Dile kolay, öğretmenlerden beklenenler gün geçtikçe artıyor:

- Çocukları, gençleri, yeni nesli çağın gereksinimlerine uygun olarak eğiteceksiniz.
- Gelecekte nasıl bir meslekleri olacağını bilmeyen bireylere rehberlik yapacaksınız.
- Akıl almaz bir hıza kavuşmuş teknolojik gelişmelere ve bilgi çağına ayak uydurabileceksiniz.
- Bilgiye erişim ve doğru kullanımı konusunda yol gösterici olacaksınız.
- Sınavlı veya değil, çocukları bir sonraki eğitim basamağına hazırlayacaksınız.
- Her çocuğa yetenekleri, ilgi alanları, güçlü yönleri ile birer birey olarak yaklaşacaksınız; ancak sınıfınızın toplu performansını da yüksekte tutacaksınız.
- Çocuklara öğrenmeyi sevdireceksiniz; onlara yalnızca yakın çevrelerini değil, uçsuz bucaksız evreni tanımaları, araştırmaları, merak etmeleri için destek olacaksınız.
- Öğrencilerinizin yalnızca akademik olarak değil; sosyal, kültürel, sportif, ahlaki ve vicdani açıdan da iyi insanlar olarak yetişmelerini sağlamaya çalışacaksınız.
- Öğrencilerinizle, yönetiminizle, velilerinizle, sosyal çevrenizle doğru ve sağlıklı ilişkiler kuracaksınız.
- Bir yandan rol model olacaksınız, ama öte yandan yalnız başınıza çözemeyeceğiniz sorunları da işinize yansıtmayacaksınız.
- Bütün bunları yaparken; öğrenmenin sonu olmayacağından, asli görevinizin de öğrenmeyi sevdirmek olmasından dolayı; bireysel ve mesleki olarak kendinizi her gün geliştirmeyi, yeni şeyler öğrenmeyi de ihmal etmeyeceksiniz.

ONLARI YETİŞTİRMEK VE GELİŞTİRMEK İŞİN OLMAZSA OLMAZI
Bu denli yoğun ve kompleks bir beklenti listesi olan başka bir meslek grubu var mıdır bilemiyorum. Varsa bile, bu mesleği seçecek bireylerin geçecekleri eğitim ve gelişim süreçlerinin, hatta en başında bu mesleği hedefleyen bireylerin maruz kalacakları seçim kriterlerinin nasıl olması gerektiği ile ilgili herkesin bir fikri vardır.

İşin en ilginç ve can alıcı noktalarından biri ise; benzer beklentileri karşılaması gerektiğini düşündüğümüz meslekleri bir çırpıda sayamazken; kendilerinden neler beklediğimizi gayet iyi bildiğimiz öğretmenleri bu beklentileri karşılamada yeterince donatamamak.

Halbuki, yeni bir nesli hayata hazırlamak üzere eğitmek gibi son derece önemli bir misyonu olan öğretmen adayı; yapacağı mesleğin eğitimini alırken ileride çalışacağı ortam ve şartlar hakkında, ilk kez adım atacağı sınıfında nelerle karşılaşacağını bilmeyi ve bunun pratiğini yapabilmeyi hak ediyor.

Mesleğini uygulamaya başlayan öğretmenin de; kendisini bu kariyer yolunda geliştirecek, ona rehberlik yapabilecek mentörlere, meslektaşlara, doğru tasarlanmış hizmet içi eğitimlere sırtını dayayabilmesi gerekiyor.

Bir toplumu özgür kılan, onu çağdaş uygarlık seviyesine taşıyan, bireylerinin mutlu ve huzurlu bir hayat sürmeleri için gerekli olan en önemli belirleyici eğitim ise; bunun en önemli sacayağı olan öğretmenleri yetkinleştirmek, onları en kaliteli ve doğru şekilde yetiştirmek ve geliştirmek de işin olmazsa olmazı.

ÖĞRETMENLERİN YANINDAYIZ
Bu misyonla 2008 yılından bu yana faaliyet gösteren Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) olarak, çocuğun yüksek yararı ve geleceğin doğru bir temelle inşası konusunda öğretmenlerin yanındayız. Öğretmenlerimizi; kendini geliştirmeyi seçen, hayat boyu öğrenmenin önemine inanan, toplumda hak ettikleri değeri ve itibarı kazanmış bireyler olarak mesleklerini icra etmeleri yolunda destekliyoruz. Vakıf olarak, geleceğe güvenle bakan öğrencilerin yetişmesi için; öğretmenlerimizin kişisel ve mesleki gelişimlerine katkıda bulunmak üzere eğitim faaliyetlerimize aralıksız devam edeceğiz.

Son olarak yıllardır öğretmenlerle çalışan bir vakfın yöneticisi olarak edindiğim tecrübelerden yola çıkarak eğitimci arkadaşlarıma naçizane tavsiyem; “neyi neden yapamadıklarına değil, neyi nasıl yapabileceklerine, kendilerini öğrencileri için nasıl farklılaştırabileceklerine” odaklanmaları. Böylesine özveri isteyen bir mesleği seçen bireylerin müthiş bir potansiyel taşıdıklarına inanıyorum. Bu potansiyel de aslında öğretmenlerimizin kendi koşulları içinde uygun, yaratıcı, akılcı çözümler üretmesiyle ortaya çıkıyor. Önemli olanın sonuca odaklı yaklaşımlar geliştirmek olduğunu düşünüyorum. Bu potansiyelin tüm öğretmenlerimizin içinde olduğu gerçeğiyle, daha cesur hareket etmelerini öneriyorum.

Bu vesileyle tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü yürekten kutluyorum ve bu ulvi mesleği büyük bir azim ve özveriyle sürdüren öğretmenlerimizin vakıf olarak her zaman yanlarında olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyorum.