Öğretmenler Günü kutlamalarına dair

Güncelleme Tarihi:

Öğretmenler Günü kutlamalarına dair
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2023 11:04

Dünya Öğretmenler Günü 5 Ekim’de kutlanıyor, peki biz niye bu kutlamayı 24 Kasım’da yapıyoruz? Sanırım bu soru pek çok kişinin aklına gelmiştir. Dilerseniz zamanın getirdiklerine bakarak bu sorunun cevabının izini sürelim. Dünya Öğretmenler Günü; eğitimcilere olan şükran borcunun ifade edilmesi, çalışmalarının hakkının teslim edilmesi ve kişisel, mesleki gelişimlerine destek olunmasının sağlanması amacıyla 1994 yılında kutlanmaya başlandı. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) arasında imzalanan bir sözleşmeyle hayata geçirilen bu düzenlemenin kökleri adı geçen iki uluslararası kuruluşun 1966 yılında yayımladıkları bir tavsiye kararına dayanıyor.

Haberin Devamı

UNESCO’nun önderliğinde organize edilen uluslararası kutlamalar, dünyanın her yerindeki öğrencilerin ve dolayısıyla herkesin gelişiminde öğretmenlerin rollerinin daha iyi anlaşılmasını ve takdir edilmesini sağlama amacına yönelik. Bu bağlamda ‘Dünya Öğretmenler Günü’ her yıl farklı bir temaya odaklanılarak kutlanır. Örneğin 2017 yılının teması “Öğretmenleri Güçlendirmek” iken Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Bildirgesinin ilanının 70. yıldönümüne denk gelen 2018 yılının teması “Eğitim Hakkı, Nitelikli Öğretmene Erişim Hakkı Demektir” olmuştu. 2023 dünya öğretmenler günü ise, “İstediğimiz Eğitimi Alabilmek İçin Öğretmenlere İhtiyacımız Var” temasıyla kutlandı.

ÖĞRETMENLER GÜNÜ HİKAYEMİZ
Bizdeki öğretmenler günü kutlamalarının hikayesi ise oldukça farklı. Kutlamaların başladığı tarih de bunun dayandırıldığı olgu da dünya öğretmenler gününe nazaran görece eski zamanlara işaret ediyor. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 100’üncü doğum yıl dönümünün kutlandığı 1981’de alınan bir kararla 24 Kasım’ın Öğretmenler Günü olarak kutlanacağı duyuruluyor. Bu tarihin seçilme sebebi de yine Atatürk, onun eğitimci kimliği ve önderlik ettiği çalışmalarla ilişkili.

Haberin Devamı

OKUMA YAZMA SEFERBERLİĞİ
Genç Cumhuriyetin gelişmesi ve kalkınması için öncelikle insan kaynağının güçlendirilmesi gerektiği gerçeğini gören Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları, okuma-yazmayı kolaylaştırarak ülkedeki eğitim seviyesini yukarılara çıkarmak için yeni bir alfabe arayışına girer. Latin alfabesinden türetilen yeni Türk Alfabesi 9 Ağustos 1928 tarihinde Sarayburnu Parkı’nda bizzat Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından tanıtılır. Akabinde çeşitli bağlamlarda kullanılmaya başlanan bu yeni yazı tarzı, 1 Kasım 1928 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen “Türk Harfleri Hakkında Kanun” ile resmiyet kazanır. Aynı gün Başbakan İsmet Paşa, “yeni alfabeyi bütün halka öğretebilmek amacıyla ülke çapında bir okuma-yazma seferberliği başlatılacağını, bu bağlamda Millet Mektepleri adı altında halk eğitimi kurumları açılacağını, bu kurumların yurttaşların normal yaşamını aksatmadan, onlara okuma yazma öğreteceğini” duyurur.

Haberin Devamı

BAŞ ÖĞRETMEN ATATÜRK
Bu gelişmenin hemen ardından 11 Kasım 1928’de, Bakanlar Kurulu, Millet Mektepleri Yönetmeliği’ni onaylar ve yönetmelik 24 Kasım’da yürürlüğe girer. Bu yönetmeliğin birinci maddesinde “Yeni Türk harflerinin kısa bir zamanda ve kolay bir surette her ferde okuyup yazabilmek imkânını bahşeden mahiyetinden Türk Milletini azami istifade ettirmek ve büyük halk kitlelerini süratle okuryazar bir hâle getirmek maksadıyla Millet Mektebi Teşkilatı yapılmıştır” denilirken 4. maddesinde “Bu teşkilatın Genel Başkanlığını ve Millet Mektebinin Baş Öğretmenliğini Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Hazretleri kabul buyurmuşlardır” ifadesi yer alır.

Haberin Devamı

Bu yönetmelikle birlikte Millet Mektepleri hiç okuma yazma bilmeyenler için ayrı, Arap harflerini okuyup yazabilenler için de ayrı olmak üzere iki farklı öğretim planı ve bu planlara uygun öğretim süreleri ile faaliyete geçirilir. İlerleyen zamanlarda ise bu planlamalar üzerinde çeşitli değişiklik ve düzenlemeler yapılır. Ülkenin farklı bölgeleri ve yerleşim merkezlerindeki imkân ve kapasiteler göz önünde bulundurularak açılıp faaliyete geçirilen millet mekteplerinin bir kısmı sabit, bir kısmı gezici iken çeşitli kamu kuruluşları ile bazı girişimciler tarafından açılan özel millet mektepleri de söz konusuydu.

Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa, 1 Kasım 1929 günü yaptığı TBMM açılış konuşmasında “Millet Mektepleri normal tedrisat haricinde kadın ve erkek, yüzbinlerce vatandaşın nurlanmasına hizmet etti” diyerek aynı yılın 1 Ocak günü resmen açılmış olan bu eğitim kurumlarının on aylık zaman dilimi içerisinde yaptığı çalışmalardan ne derece memnun olduğunu ifade ediyordu. 1935 yılına kadar faaliyetlerini etkin olarak sürdüren bu okullar, yeni Türk alfabesinin geniş halk kitlelerine öğretilmesinin yanı sıra birer yaygın eğitim kurumu işlevi de üstlenmişlerdi.

Haberin Devamı

ÖĞRETMENLERE TAKDİR GÜNÜ
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 100’üncü doğum yıl dönümüne denk gelen 1981 yılında alınan kararla ona Başöğretmen unvanının verilmesine vesile olan Millet Mektepleri Yönetmeliği’nin resmen yürürlüğe girdiği 24 Kasım günü “Öğretmenler Günü” olarak ilan edildi. Bir taraftan Cumhuriyeti, bir taraftan da onun getirdiği yeni eğitim ve öğrenme anlayışını kutlama anlamına gelen bu karar aynı zamanda eğitim yaklaşım ve uygulamalarının dönüşümüne önderlik eden Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün kişiliğinde cumhuriyet nesillerini yetiştiren, geleceğimizin inşasında önemli rol ve görevler üstlenen bütün öğretmenlerimizin sorunlarının gündeme getirilerek çözümler aranmasının yanı sıra emek ve gayretlerinin takdir edilmesi için vesile olarak görüldü ve görülmeye devam ediliyor.

Haberin Devamı

TEKNOLOJİ ÖĞRETMENİN YERİNİ DOLDURAMAYACAK
Hz. Ali’ye atfedilen “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözü, öğretmenlik mesleği ve öğretmenlerimizin kültürümüz ve inanç dünyamızdaki yerini çok iyi bir şekilde özetliyor. Eğitim ve öğretimin yaygınlaştığı, hızlandığı, kısmen ticarileşerek büyük rekabet ve mücadelelere sahne olduğu bir çağda yaşayanlar için öğrenme kaynakları da hızla artıyor ve zenginleşiyor. Ancak görüyoruz ki; çocuk, genç ve yetişkinler için çok sayıda ve kapsamlı öğrenme kaynak ve yöntemleri sunan artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, yapay zekâ veya onlardan önce gelen bütün dijital ve dijital olmayan teknolojiler düşünen, anlayan, hisseden, ilgilenen, kucaklayan, acısını ve sevincini paylaşan, teşvik eden, cesaretlendiren, örnek olan, gerektiğinde tatlı-sert, gerektiğinde şefkatli bir öğretmenin yerini henüz dolduramadı; hiçbir zaman da dolduramayacak.

ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN
Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünü kutladığımız bu dönemde bir Cumhuriyet olgusuna atfen kutlamaya başladığımız öğretmenler günü daha farklı bir anlam kazanıyor. Bir taraftan Cumhuriyetin eğitime, öğretime, insan yetiştirmeye ve böylelikle ülkenin gelişerek kalkınmasına verdiği önemi fark ederken diğer taraftan da başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün öğretmenlerimizin eğitime ve yetiştirdikleri öğrencileri vasıtasıyla Cumhuriyetimizin bugünlere gelmesine verdikleri katkıyı görüyoruz. Bu karşılıklı etki, etkileşim ve katkıların Cumhuriyetimizin gelecekteki yüzyıllarında da devam etmesini, bir meslek olarak öğretmenliğin ve öğretmenlerimizin sosyal, ekonomik ve yasal bağlamlarda hak ettikleri her şeye erişmeleri diliyoruz. Başta şehit öğretmenlerimiz olmak üzere bizlerin ve bizden önce gelen nesillerin yetişmesine emek veren ebediyete irtihal etmiş öğretmenlerimizi saygı ve rahmetle anarken emekli veya görevi başındaki öğretmenlerimizin ve öğretmen olacak gençlerimizin 24 Kasım öğretmenler günü kutluyor hizmet ve katkıları için minnet ve saygılarımızı sunuyoruz.

PROF. DR. ERKAN DİNÇ KİMDİR?
Lisans eğitimini 1997 yılında Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü’nde yüksek lisansını 2001 yılında İngiltere’de Leicester University’de, doktorasını ise 2006’da The University of Nottinghami’da tamamladı. 2006-2009 yılları arasında Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde görev yaptı. 2009 yılında Uşak Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ne Yardımcı Doçent Doktor olarak atandı. 2012 yılında doçentlik, 2018 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. Tarih eğitimi, sosyal bilgiler eğitimi ve vatandaşlık, insan hakları ve demokrasi eğitimi konularında çeşitli ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlanmış makaleleri, yurtiçi ve yurtdışında gerçekleştirilen kongre ve sempozyumlarda sunulan bildirileri, bilimsel kitaplarda yer alan kitap bölümleri ve çevirileri vardır. Biri telif ikisi çeviri üç kitap editörlü-günün yani sıra çeşitli bilimsel dergilerde editör ve hakem olarak görev yapmıştır. TÜBİTAK, Avrupa Konseyi ve Anadolu Üniversitesi tarafından desteklenen çeşitli projelerde araştırmacı ve yürütücü olarak görev yapmış olup lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde çeşitli dersler vermiştir. Mart 2017 ile Aralık 2018 arasında Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi olarak görev yapmış olup hâlihazırda Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesinde çalışmakta ve Avrupa Konseyi Tarih Eğitimi Gözlemevi Bilimsel Danışma Konseyi üyeliğini sürdürmektedir.

BAKMADAN GEÇME!