Güncelleme Tarihi:
Katılımcıların yüzde 64’ü ders kitaplarının yanında yardımcı kaynak kullandığını belirtiyor. Sendika yetkilileri bu oranı, “Bedava ders kitabı olumlu bir yaklaşım olsa da içerik ve yeterlik açısından gereken kaliteye ulaşılmadığı sürece eğitim kalitesinden söz etmek söz konusu olamayacak” şeklinde yorumluyor. Katılımcıların yüzde 76’sı müfredat oluşturma konusunda öğretmenlerin fikrinin alınmadığını belirtirken, yüzde 50’si ders içeriklerinin öğrenci seçme sınavlarıyla uyumlu olmadığını iddia ediyor.
Ankette öne çıkan diğer bulgular ise şöyle:
SEÇMELİ DERSLER ZORUNLU GİBİ: Okutulan seçmeli dersler, ihtiyaca cevap verme ve çeşitlilik açısından değerlendirildiğinde katılımcıların yüzde 60’ı eksik olduğunu belirtiyor. Sendika bu oranı şöyle yorumluyor: “Seçmeli ders uygulaması başlatılırken okullarda mevcut öğretmen sayıları ve hangi dersi hangi branştan öğretmenin vermesi gerektiği konusunda gerekli çalışma yürütülmediği için seçmeli dersler okul imkânları ile sınırlanmış, dolayısıyla bu dersler ‘seçmeli’ olmaktan çok ‘zorunlu seçmeli’ye dönüştü.”
DERSLER BİLİMSEL Mİ?: Ders içeriklerinin bilimselliği konusunda ise öğretmenlerin yüzde 68’i ‘geliştirilebilir’ cevabını veriyor. Okutulan dersler ve içeriklerini özgürlükçü, empatik ve farklı bakış açılarına saygılı bireyler yetiştirmeye katkı sağlama bakımından ‘kısmen’ yeterli bulanların oranı yüzde 43, ‘yetersiz’ bulanların oranı yüzde 44 ve ‘yeterli’ bulanların oranı ise yüzde 12 olarak belirlendi.
AKILCI DÜŞÜNME AÇISINDAN YETERSİZ: Katılımcıların büyük bir bölümü okutulan dersleri ve içeriklerini akılcı düşünme, problem çözme becerisi kazandırma açısından olumsuz yönde değerlendirdi. İçeriklerin yetersiz olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 46 iken, geliştirilmesi gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 47.
FİZİKSEL VE RUHSAL İHTİYAÇLARA CEVAP VERMİYOR: Ders içeriklerini çocuk ve gençlerin sosyo-kültürel ihtiyaçlarına cevap vermesi bakımından yeterli bulan katılımcı sayısı yüzde 6. Sendika yetkilileri bu durumu, “Eğitimcilerin değerlendirmeleri gösteriyor ki, müfredatımız akademik odaklı bir yapıya sahip, çocuk ve gençlerin fiziksel-ruhsal ihtiyaçlarına cevap vermekten ne yazık ki çok uzak” diyerek yorumluyor.
BİLGİ SINIFI GEÇMEK İÇİN EZBERLENİYOR: “Okullarda okutulan dersleri ve içeriklerini bilgiyi kullanılabilme becerisi kazandırma ve uygulamalı eğitime uygunluk açısından nasıl buluyorsunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 58’i ‘yetersiz’, yüzde 35’i ‘geliştirilebilir’ yanıtını veriyor. Sendika bu durumu şöyle yorumluyor: “Eğitimcilerin büyük çoğunluğunun seçimleri, eğitim içeriklerinin bilgiyi kullanmaktan çok bilgi aktarmaya yoğunlaştığını gösteriyor. Öğrenmenin ihtiyaçtan doğduğu gerçeği dikkate alındığında, kullanılabilir hale gelmeyen bilgi salt ders/sınıf geçmek üzere ezberlenen bilgi olmaktan öteye geçemiyor.”
ÖĞRETMENİN FİKRİ ALINMIYOR: Katılımcıların yüzde 76’sı müfredat oluşturma konusunda kendilerinin fikrinin alınmadığını belirtiyor.