Güncelleme Tarihi:
'Şubat ayında öğretmen ataması yapılacak mı?' sorularına yanıt Milli Eğitim Bakanlığı cephesinden geldi. Türkiye’de Öğretmen Yetiştirmenin Geleceği ve Aday Öğretmenlik Modeli’ panelinde konuşan MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, öğretmen atamalarıyla ilgili soruları yanıtladı. Öte yandan uzmanlardan bu yıl 20 branşta atama yapılmayacağı bilgisi geldi. Peki, atama yapılmayacak branşlar hangileri? İşte, öğretmen atamalarında son durum!
Tekin, ‘Türkiye’de Öğretmen Yetiştirmenin Geleceği ve Aday Öğretmenlik Modeli’ panelinde, şubat atamasıyla ilgili konuştu. Henüz MEB’e kadro tahsisi olmadığını, öğretmen ataması olacaksa da şubat ayına yetişmeyeceğini söyledi. 2017 yılında istihdam edilecek öğretmen sayısını bilmediklerini belirten Müsteşar Tekin şöyle konuştu:
“Şubat ayının şu an itibariyle 7’si. Henüz ilana çıkılmadığına göre atama olsa bile onun adı şubat ataması olmaz. Her yıl atama yapabilmemiz için Bütçe Kanunu’nda kamuya tahsis edilen kamu görevlilerinin bir kısmının orada tanımlanması lazım. Bütçede, kamuda istihdam edilecek personel sayısı zikredildi. Kalkınma Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, Aile Bakanlığı ile birlikte oturulup bakanlıklara dağılımın yapılması gerekiyor. Henüz böyle bir dağılım yapılmadı. Yapılmadığı için biz 2017 yılı içinde kaç öğretmen istihdam edeceğimizi, kamuda istihdam edilecek personelin yüzde kaçının bizim olacağını bilmiyoruz. Bunun kararı verildikten sonra bakanlık olarak oturup bunların ne kadarını şimdi ne kadarını 2017 KPSS’den sonra istihdam edeceğimize karar vereceğiz.”
Konuşmasında, öğretmen adaylarının, aday öğretmenlik eğitimini yaşadıkları illerde almayı ısrarla talep ettiklerini belirten Tekin, bakanlığın da adayların stajyerlik sürecini ailelerinin yanında geçirmelerine müsaade ettiğini ama buna rağmen memnuniyet oranının az olduğunu anlattı. Kalkınma Bakanlığı’nın, MEB’in öğretmen niteliklerinin artırılması yönündeki projelerine destek verdiğini ifade eden Tekin, “Önümüzdeki günlerde özellikle beşinci sınıfların dil ağırlıklı bir sınıf haline dönüştürülmesi ve müfredat konusunda öğretmenlere yönelik yeni hizmet içi eğitim süreci başlatacağız. Kalkınma Bakanlığı’nın destekleriyle, bize sunacağı imkanlarla bunu yapacağız” diye konuştu.
2003’ten beri 561 bin 431 öğretmen atandı
Bakanlığın aday öğretmenlik uygulamasını başlatma nedenlerini anlatan Tekin, Türkiye’de eğitim sektöründe memnuniyetin diğer sektörlere göre daha düşük olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Fiziksel yatırımlar, bütçeden ayrılan kaynak itibarıyla bakıldığında aslında çok yüksek bir memnuniyet olması beklenirken çok düşük. Ülkelerin demokrasi düzeyleri üzerinden göstergelere bakarken bütçeden eğitime ayrılan paya bakıyoruz. Türkiye son 15 yılda ciddi mesafe katetti. Genel bütçenin beşte biri eğitim harcamalarına ayrılmış durumda. Buna rağmen memnuniyetin düşük olmasının gerekçeleri üzerinde durmak gerekirdi. Biz 3-3.5 yıldır niye bu kadar kaynak ayrılmasına rağmen memnuniyet oranı bu kadar düşük, bunu masaya yatırmıştık. Her bir konuda alan araştırmalarıyla desteklenen politika önermeleri geliştirdik.”
2003’ten itibaren ataması yapılan öğretmen sayısının 561 bin 431 olduğunu belirten Tekin, “Mevcut öğretmenlerimizin sayısıyla kıyasladığımızda, 948 bin öğretmenimiz var, yüzde 60’a yakın bir kısmı mevcut hükümet döneminde atanmış. Buna rağmen öğretmen nitelikleriyle alakalı bir problemimiz bulunuyor. Demek ki öğretmen niteliklerinin artırılması, hükümetin iktidara geldiği yılların en başında başlamış olsaydı öğretmenlerimizin yüzde 60’ı yeni konsepte göre istihdam edilmiş ve adaylık sürecini tamamlamış olacaktı” diye konuştu.
Senkronizasyon problemi var
Milli eğitimde öğretmenlerin çok yetersiz olduğu düşüncesini doğru bulmadığını vurgulayan Tekin, yüzde 3’ün ön lisans, yüzde 86’nın lisans mezunu olduğunu, yüzde 10’un da lisans üstü eğitim aldığını söyledi.
Öğretmenlerin niteliklerini daha da artırma konusunda çalışmalar yürüttüklerini fakat çalışmalarında harmoni problemiyle karşı karşıya kaldıklarını belirten Tekin, “İlkokullarda yaklaşık 10 yıldır bitişik eğik el yazısıyla eğitim veriyoruz. Ne beklenir, mevcut sınıf öğretmenlerimizin hizmet içi eğitimden geçirilmiş olması gerekir. Bitişik eğik el yazısıyla öğretmenlerin eğitim alması beklenir. Bakanlık bunu kısmen yapmış. Şu daha çok beklenen bir şey. Eğitim fakültelerinde okuyan öğrencilerin müfredatına bitişik eğik el yazısıyla çocuklara okuma yazma öğretmenin ekletilmesi gerekirdi. Burada bir senkronizasyon problemi var. Eğitim fakültelerinin MEB’in müfredatıyla ciddi bir şekilde iletişim problemi vardı. Bundan kaynaklı ciddi problemimiz bulunuyor” dedi.
Aday öğretmen sürecine soğuk bakıyorlar
Öğretmenliğin bir meslek ama aynı zamanda bir kadro unvanı olduğunu ifade eden Tekin, eğitim fakültesini bitirenlerin kendisini öğretmen olarak tanımladığını ama başka fakültelerden mezun olanların kendilerini o mesleğin kadrosuyla eş değer görmediğini anlattı. Öğretmen adaylarının aday öğretmen sürecine soğuk baktıklarını vurgulayan Tekin, kamuoyunda yapılan tartışmalarla bunun gereksiz olarak algılandığını kaydetti.
Tekin, aday öğretmenlik sürecini şöyle anlattı:
“Eğitim fakültelerinden mezun olan arkadaşlar arasından bizim ihtiyaçlarımıza cevap verebilecek, bizim eksikliklerimizi giderecek arkadaşlarımızı istihdam edip yine bizim belirlediğimiz çerçevede, müfredatımız, okullarımız ve koşullarımızda hizmet içi eğitimin ardından öğretmen unvanlı kadrolara atama süreci başlattık. Bu sürecin doğru tanımlaması budur. Bundan daha doğal bir süreç de yoktur.”
Tekin, öğretmen adaylarının staj uygulamalarının elektronik ortamda kayıt altına alınmaya başlanacağını, YÖK’e bu konuda yazı gönderildiğini belirtti.
MEB’den 2016’da 37 bin 290 hizmet içi eğitim
Öğretmenlerin hizmet içi eğitime büyük önem verdiklerini belirten Tekin, hizmet içi eğitim rakamlarıyla ilgili şu bilgileri aktardı:
“2016’da biz bakanlığımızda 37 bin 290 hizmet içi eğitim yaptık. Bu çok devasa bir rakam. Mükerrerlerle birlikte, yani bir öğretmen birden fazla eğitim almış olabilir, 1 milyon 410 bin 881 öğretmenimiz de hizmet içi eğitime katılmış olabilir. Yani en az bir eğitime giden öğretmen sayımız 400 bin civarında. Ama hizmet içi eğitim dönüşünde verim alamadığını gözlemliyoruz.”
Tekin, hizmet içi eğitimlerin verimli olması için radikal bir çözüm olarak aday öğretmenlik sürecini devam ettireceklerini, halen öğretmenlik mesleğine devam edenler için ise Öğretmen Akademileri’nin hizmet vermeye başladığını aktardı.