Güncelleme Tarihi:
Yazımın başlığında da ifade ettiğim gibi, öğretme görevi yerine “öğretme sanatı” olarak ifade ettim. Evet, bence bu daha doğru bir ifade çünkü öğretme işi ancak bir sanat olabilir ve bu sanatı yerine getirenler de başat siz değerli sanatçılar olabilirsiniz. Neden mi? Öğretme sanatı, sadece ders kitaplarını açmak ve bilgiyi paylaşmakla değil, aynı zamanda bir öğrencinin gözlerindeki ışığı yakalamak, meraklarını körüklemek ve öğrencilerin potansiyellerini en üst düzeye çıkarmakla ilgili. Bir öğretmen, sınıfın içinde birçok farklı arka plana, yeteneğe ve ihtiyaca sahip öğrencilerle çalışır. İşte bu noktada öğretmenlik bir sanata öğretmen de bir sanatçıya dönüşür.
ÖĞRETMENLİK HAYATA DOKUNMA SANATIDIR
öğretme sanatı, her bir öğrencinin potansiyelini gerçekleştirmesine yardımcı olmanın ötesine de geçtiğini söyleyebilirim. Çünkü bu sanat, toplumların gelişimine, bilimin ilerlemesine ve insanların daha bilinçli, sorumlu ve etik bir şekilde yaşamalarına katkıda bulunan önemli bir sanattır. Bu yüzden de tüm öğretmenler, toplumun en değerli varlıklarıdır ve “öğretme sanatı” ile bu değerlerini daha da fazla artırırlar.
Her bir öğrencinin hayatını dönüştürmek ve topluma katkı sağlamak için öğretme sanatını ustalıkla kullanmak, siz öğretmen arkadaşlarımın en büyük görevi. Bu sanat, bilgiyi bir yaşam biçimine ve insanların hayatlarına dokunma biçimine dönüştürme gücünü içerir. Bu nedenle, öğretmenlik sadece bir meslek değil, aynı zamanda büyük bir sanattır ve bu sanatı sizler gerçekleştireceksiniz.
Naçizane, ben de bir eğitim uzmanı olarak bu sanatı icra edecek olan siz değerli öğretmen arkadaşlarıma kısa ve öz bazı önerilerde bulunmak isterim.
ÖĞRENCİLERE İLHAM OLUN
Eğitim sadece bilgi aktarmak değil, aynı zamanda öğrencileri ilham veren ve onları geleceğe hazırlayan bir süreç. Öğrencilerinizi sadece öğrenmeye teşvik etmekle kalmayın, aynı zamanda onları düşünmeye, sorgulamaya ve yaratıcı düşünmeye teşvik edin.
EMPATİ KURMAYI UNUTMAYIN
Her öğrenci farklı ihtiyaçlara sahip. Empati, öğrencilerinizin duygusal ihtiyaçlarını anlamanıza yardımcı olacak. Empatik bir yaklaşım, öğrencileriniz arasında daha güçlü bağlar oluşturmanıza yardımcı olacak.
SÜREKLİ KENDİNİZİ GELİŞTİRİN
Eğitim, sürekli öğrenmeyi gerektirir. Yeni öğretmenler olarak, sizler kendinizi sürekli olarak geliştirmeye odaklanın. Seminerlere katılın, yeni öğretim yöntemlerini keşfedin ve mesleki gelişiminizi sürdürün. Bu gelişimleri sadece öğretmenlik mesleği için değil, öğrencilerinizi daha iyi anlamak için de yapın.
Sizlerin de bildiği üzere, teknoloji hızla değişmekle ve gelişmekte. Bu nedenle, yeni teknolojilere ve eğitim araçlarına açık olun. Seminerlere katılın, meslektaşlarınızla deneyimlerinizi paylaşın ve eğitim teknolojilerini yakından takip edin.
ÖĞRENCİLERİNİZİ DİJİTAL OKURYAZARLAR HALİNE GETİRİN
Sadece teknolojiyi kullanmak değil, aynı zamanda öğrencilerinizi dijital okuryazarlar olarak yetiştirmek de önemlidir. İnternet güvenliği, çevrimiçi kaynakları değerlendirme ve dijital etik kuralları konularında onların bilinçli olmalarını sağlayın. Sosyal medya platformları, öğrencilerle etkileşim kurmanın ve öğrenmeyi desteklemenin yeni yollarını açabilir. Öğrencilerinizi bu platformları etkili bir şekilde kullanmaları konusunda rehberlik edin. Onların teknolojileri pasif bir şekilde kullanmak yerine, içerik üretmelerine ve projeler geliştirmelerine olanak tanıyan yöntemleri keşfetmelerine yardımcı olun. Bu, öğrencilerinizin öğrenmeye daha fazla bağlanmalarına katkı sağlayabilir.
MİLLİ VE MANEVİ DUYGULARA SAHİP ÇIKIN
Göreve yeni başlayan öğretmenler olarak, eğitimde milli ve manevi değerlere sahip çıkmak büyük bir sorumluluktur. Ülkemizin zengin kültürel mirası ve manevi değerleri, öğrencilerimize örnek olacak, onları güçlendirecek ve toplumumuzu bir arada tutacak temel unsurlar. Öğrencilerinize milli ve manevi değerlere saygıyı aşılayın. Ülkemizin tarihini, kültürünü ve değerlerini öğrencilerinize aktararak, onların kimliklerine güç katın. Bununla birlikte, sadece öğrencileriniz değil sizler de milli ve manevi değerlere sahip çıkarak öğrencilere örnek olun. İyi bir öğretmen, sadece bilgi veren değil, aynı zamanda karakter gelişimine katkıda bulunan kişidir.
Bu önerilerim dışında en önemli önerim deprem bölgesinde görev yapan ya da sınıfında depremden etkilenen öğrencileri bulunan öğretmen arkadaşlarıma;
DEPREMDEN ETKİLENEN ÖĞRENCİLERİNİZE DESTEK OLUN
Ülkemiz yakın geçmiş zamanda büyük bir deprem felaketi ile sarsıldı ve bu olayın etkileri hala tüm öğrencilerimiz ve toplumumuzun üzerinde olduğundan hareketle, sizlerin bu konudaki rolünüzün çok büyük ve önemli olduğunu unutmayın. Sizlerin de bildiği gibi, depremin etkileri, öğrencilerin duygusal sağlıklarını etkileyebilir. Öğrencilerinizin duygusal ihtiyaçlarını anlamak ve desteklemek önemli. Onları dikkatli bir şekilde dinleyin ve gerektiğinde profesyonel yardımı önerin. Depremin toplumsal dayanışma ve birlik duygusunu güçlendirebileceğini öğrencilere anlatın. Topluluğun bir parçası olduklarını hissetmelerine yardımcı olun. Öğrencilerinizin yaşadığı travmayı anlamak ve empati göstermek, onların iyileşme süreçlerine katkıda bulunabilir. Sizler onları eleştirmeden dinleyin ve destekleyin. Bunlarında ötesinde, öğrencilerinizin günlük rutinlerine geri dönmesine yardımcı olun.
Öğretme sanatını icra eden sevgili öğretmen arkadaşlarım, sizler bu yeni eğitim yolculuğunda, ülkemizin aydınlık yarınlarının inşasında en önemli rolü oynuyorsunuz. Sanatınızı büyük bir sorumluluk ve özveriyle yerine getireceğinize inanıyorum. Başarılar diler ve bu büyük sorumluluğun altından başarıyla geleceğinize inanıyorum…