Güncelleme Tarihi:
Daha iyi ve verimli öğrenmenin yolu iyi kahvaltı ve uykudan geçiyor. Uzmanalra göre beyin spor, ödül, beslenme, fikir paylaşımı, sorumluluk gibi öğelerden etkileniyor. Uykunun öğrenmenin olmazsa olmazı diye nitelendiren Bristol Üniversitesi’nden Prof. Dr. Paul Howard Jones ailelere, “Mutlu büyüyen çocuk iyi öğrenir, sağlam ilişki kurar” dedi.
İstanbul Kültür Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Dijital Çağda Teknoloji, Eğitim ve İnsan’ konulu sempozyuma katılan Prof. Jones, beyin bilimi hakkında yaptığı çalışmalardan söz ederken bilgisayar oyunlarının uykuyu televizyondan daha fazla olumsuz etkilediğini, kızların matematik dersinden daha çok kaygı duyduğunu ve ailede iletişimin önemini anlattı. Prof. Jones şöyle konuştu:
Kaygılar birleşirse öğrenme olmaz
İyi uyku ve kahvaltı iyi öğrenmede olmazsa olmaz. Düzenli spor da gerekiyor. Ödül, doğal içerikli öğrenme yöntemleri ve stres beynin gelişim sürecini etkiliyor. Örneğin, sınav kaygısı olan bir çocuğun aklında başka bir endişe varsa bunlar birleşiyor ve onu olumsuz etkiliyor. Stresi azaltmak için sınav öncesi ne hissedildiği kağıda yazılabilir. Bu sayede zihin rahatlar. Matematik dersinden kızlar daha fazla kaygı duyuyor ve bu durum ilkokulda başlıyor. Nedeni ise onlara dersi öğreten kadın öğretmenlerin de bir zamanlar endişe duyması. Bunu kız öğrencilere istemeden de olsa hissettiriyorlar. Bu da performans ve başarı düzeyini azaltıyor. Duygular öğrenmede gözardı edilmemeli Örneğin video oyunlarının beyin üzerine etkilerini araştırdım. Sıklıkla verilen ödüllerin motivasyonu arttığı sonucuna ulaştım. Duygusal bağlılık çok önemli. Yani hissedildiğinde hatırlamak ve hafızaya kaydı kolay oluyor. Mutlu ailede büyüyen, arkadaş ilişkilerinde iyi olan çocuk ve gençler iyi öğrenir, sağlam diyalog kurar. Engelleri yener.
Oyuncakları yığmak öğrenmeyi sağlamaz
Öğrenme gelişimi evde başlıyor. Örneğin çocuğun kendisini yönetmesi sağlandığında öz beceri kazanıyor. Oyuncakları yığmakla bu olmaz. Ipad’lerle oynamak anne babayla etkileşimi engelliyorsa tehlikeli. Bunlar velinin önüne geçmemeli. Anaokulu çağında aile ile çocuk arasında etkileşim ve iletişim olmalı. Yani paylaşım, birliktelik, özellikle göz teması kurulması gerekiyor. Bu çocuğun öğrenme becerilerinin gelişmesinde temel oluşturuyor. İlerdeki süreçler de bundan etkileniyor. Ergenlik döneminde ise olumsuz duygular ortaya çıkıyor. Gençlerde kimlik tanımlama evresi olduğu için bu zamanlar zor geçebiliyor. Gece uyuyamama, sabah geç uyanma gibi durumlar görülebilir. Sosyalleşme isteği okula devamı olumsuz etkileyebillir. Aile “Çocuğuma ne oluyor” diye endişeye kapılmamalı. Bunun fizyolojik kökenli olduğu bilinmeli, duygusal değişimlere de anlayışlı olunmalı. Eğitim her basamağında veli ile çocuk arasında anlama, dinleme, etkileşim şart.
İyi uyku şart
Yaratıcılık bir anda çıkmaz, desteklenir. Fikirleri paylaşmak, çocuğun veya gencin kendini sorgulamasına neden olur ve yeni şeyler üretmesini sağlar. Sorumluluk vermek iyi bir yöntem. Örneğin, hiç birbiriyle ilgisi olmayan kelimelerden hikaye yazmak veya parçalardan sanat eseri oluşturmak gibi. Ya da sahilde kabuklardan, çakıl taşlarından yeni bir şey üretme çabası. Yani doğal hayattan yeni bir şeyler yaratmak. Sıradan olmayan işler yapılması için çocuk zorlanmalı. Bunlar yaratılıcılığın gelişmesini sağlıyor. Kavrama yeteneği, iyi bellek için uyku, spor da çok önemli. Uyuma sırasında öğrenilenler yerleşir, beyin eski bilgileri sindirir. Sınavdan önce de iyi uyku şart. Yatmadan önce oynanan bilgisayar oyunları televizyona göre beyni daha fazla etkiler ve uykuyu geciktir. Bu nedenle hafta içi bunlardan uzak durulmalı. Teknoloji çocukların beyinlerini değiştirebilir. Örneğin, şiddet içeren oyunlar veya içerikler agresif eğilimleri arttırıyor. Odaklanma olduğu için olumsuz sonuçlar çıkıyor. Şiddet normalize oluyor. Öte yandan video oyunları motor becerileri, karar vermenizi geliştirir. Bunlar dışında öğretmen ve ailelerin yapacakları da var. Eğitimciler beyinle öğrenme arasında dünyada yapılan çalışma sonuçları konusunda bilgilendirilmeli. Gülseven ÖZKAN
*2011 yılında yetişkin kadın istihdam oranı Türkiye’de yüzde 31, Rusya Federasyonu’nda yüzde 72, OECD ülkeleri ortalamasında yüzde 65, Avrupa Birliği’nde yüzde 66.
* Liseyi bitiremeyen erkek öğrenci sayısı kızlardan daha fazla.
* 2000-2011 yılları arasında Türkiye’de 15-19 yaş arasındaki bireylerin eğitime katılımlarında yüzde 41 artış sağlandı.
Okul öncesi eğitim kurumlarının illere göre en çok ve en az dağılımı nasıl?
- 2 bin 317 okul sayısı ile İstanbul birinci iken, Tunceli 25 ile en az okul öncesi eğitim kurumu olan kent.
2012-2013 eğitim öğretim yılında tıp alanında ihtisas yapanların sayısı nedir?
- Bu eğitim döneminde üniversitelerde 12 bin 651 öğrenci uzmanlık eğitimi aldı. Bunların 6 bin 651’i erkek, 5 bin 803’ü kadın.
FATİH Projesi kapsamında öğretmenlere eğitim veriliyor mu?
- Milli Eğitim Bakanlığı, derslerde bilgisayar teknolojilerinin kullanımı için 183 bin öğretmene hizmetiçi eğitim verdi. 2014 yılı içinde 64 eğitim programı düzenleyerek yaklaşık 770 bin öğretmene yüz yüze ve uzaktan eğitim vermeyi planlıyor.
Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) Erken Çocukluk Uzmanı Nur Sucuka, erken çocuklukta öğrenme konusundaki soruları yanıtladı.
1) Çocuklarda öğrenmenin en önemli olduğu dönem ne zaman?
- Erken çocukluk dönemi en hızlı geliştikleri, öğrendikleri ve çevrelerinden de etkilendikleri bir zaman aralığı. Onların öğrenme ve gelişimini en üst düzeye çıkarmak için bu evredeki eğitimlerden yararlanılması gerekiyor. Çocuklar her an, her ortamda bir şeyler öğrenirler. Yaşadıkları deneyimlerin birleşimi sonucunda düşünme şekillerindeki değişim. olur. Örneğin, bir çocuk uyarı olmadan da dağıttığı eşyaları toplayabiliyorsa bunu öğrenmiş demektir.
2) Çocuklar ne zaman öğrenmeye başlar?
- Çocuklar çevrelerinin desteğiyle deneyim kazanırlar. Öğrenme düzeyleri çevrelerinin ne kadar desteklediğine bağlı. Bazı bilgileri ve becerileri öğrenmeleri için olgunlaşması, hazır olması da gerekir. Örneğin, 2 yaşta paylaşmayı öğrenmez, henüz o olgunlukta değil. Ancak 3-4 yaşından itibaren yardımlarla bunu yapabilir.
3) Öğretme metotları nasıl seçilmeli?
- Öğrenme süreci çok boyutlu. Dönem özellikleri, duyusal baskınlık yani tadarak mı, dokunarak mı, görerek mi, koklayarak mı öğreniyor? Zihinsel yapı, zeka ve kişilik bir bilgiyi edinmeyi kolaylaştıran ya da zorlaştıran etkenler arasında yer alıyor. Bu nedenle bütün bu bileşenlerin insanların öğrenme sürecini etkilediğini düşünerek bir eğitim planlaması yapılmalı.
4) En iyi öğrenme yöntemi nedir?
- Genel olarak erken çocukluk döneminde duyu organlarını, vücutlarını kullanarak deneyim kazanırlar. Etraflarındakilerle iletişim kurarak ve örnek modelleri gözlemleyerek ve tekrarla öğrenirler. Her bireyin de farklı öğrenme yolları olduğunu da unutmamak gerekiyor. Bazılarının öğrenmesi için kendisinin keşfetmesi şart. Bazıları ise hareket ederek bu yöntemlerle daha iyi öğrenirler. Bazı çocuklara ise, pratik uygulama yapmak iyi gelir.
5) Öğrenme sürecini kolaylaştırmak için nelere dikkat edilmeli?
- Eğitimciler de, aileler de çocukların farklı öğrenme biçimlerine hitap edecek öğretme teknikleri ve yöntemleri kullanmaya ve buna uygun iletişim kurmaya çalışmalı. Bu sayede öğrenme süreçleri olumlu yönde olur.
Genç girişimciden mucitlik dersi
Girişimcilik ve inovasyon yönetimi yüksek lisans programında iş dünyasının önde gelen isimleri öğrencilerle buluştu. Dünyanın ilk şekil değiştiren lavabosu, katlanabilir ekran gibi birçok yeniliğe imza atan Osman Can Özcanlı, Gediz Üniversitesi’nde eğitim verdi. Ödüllü genç tasarımcı, “Beni farklı kılan, hayallerimin peşini asla bırakmamam” dedi. Gençlere tüyolar veren genç girişimci, “Aklınıza gelenleri, zamana ve kararsızlığa bırakmadan uygularsanız, size ait yenilikler mutlaka ortaya çıkacak. Keşfetme isteğiniz olduğu sürece farklı düşünüyorsunuz ve mucitlik potansiyeline sahipsiniz demek” diye konuştu.
Öğrencilerde davranış bozukluğu artıyor
Malatya İl Genel Meclisi tarafından okul yöneticileri ve öğretmenlerle yapılan görüşmelere dayanılarak hazırlanan rapora göre, özellikle ortaöğretim kurumlarındaki öğrencilerde davranış bozuklukları arttı. Buna paralel olarak okul eşyasına zarar verme, madde bağımlılığı, öğretmene hakaret ile fiziki saldırının ileri seviyeye çıktı. Eğitim-Kültür ve Sosyal Hizmetler Komisyonu, kentteki okulları ziyaret ederek yöneticiler ve öğretmenlerle birebir görüşmeler yaptı. Okullardaki asayiş ile disiplin sıkıntılarını tespit ederek çözüm önerileri geliştirilmesi amacıyla başlatılan çalışma tamamlanarak rapor halinde meclise sunuldu. Rapora göre, öğrencilerin davranış bozukluğunun ortaokul 7-8’inci sınıflardan başlayarak lise düzeyindeki okullarda zirveye ulaşıyor. Dejenerasyon özellikle kenar semtlerdeki okullar ile endüstri meslek liselerinde daha da artıyor.