Güncelleme Tarihi:
Bu süreç, öğretim programlarında (müfredatlarda) belirlenen kazanımların öğrenciler tarafından edinilmesi ve üst düzey öğrenme becerilerinin elde edilmesi doğrultusunda okullar tarafından planlanır ve uygulamaya geçirilir. Ancak bu süreç her zaman, beklenen ve istenen öğrenme ürünleri veya çıktılarıyla sonuçlanmayabilir.
ÖĞRENME KAYIPLARI EĞİTİMİN BİR EKSİĞİ
Eğitim sistemleri, öğrenme-öğretme süreçlerinde öğrencilerin sahip olmalarını bekledikleri veya arzuladıkları hedeflere ulaşmalarını etkileyen çok sayıda engel ya da problemle karşılaşabilir. Öğrenci, öğretmen, okul ortamı ve yönetimi, aile, toplumsal çevre ve eğitim sisteminin yapısı gibi pek çok faktör bu problemlerin kaynakları arasında sayılabilir. Eğitim sisteminin niteliğini ve belirlenen hedeflere ulaşılmasını olumsuz etkileyen faktörlerden biri de ‘öğrenme kayıplarıdır.’ Öğrenme kaybını; ‘Önceden edinilmiş bilgi ve becerilerin belirli bir zaman içerisinde azalması, kaybolması ya da öğrenilmesi gereken bilgi ve becerilerin istenildiği/beklenildiği düzeyde edinilememesi’ olarak tanımlamak mümkündür.
ARA TATİLLERE DİKKAT!
İlgili literatüre bakıldığında, öğrencilerde öğrenme kayıplarına sebep olan birçok durum söz konusudur. Bunlar arasında; ‘Yaz tatili ve sömestr (ara) tatili periyotları’ en sık öğrenme kayıplarının yaşandığı dönemlerdir. Bunun yanı sıra, bazı olağanüstü dönemlerde ya da durumlarda da öğrenme kayıpları yaşanabilir. Bu olağanüstü durumlara örnek olarak; ‘Savaşlar, iç veya dış göçler, kaza veya yaralanma sonucu uzun süreli hastanede veya evde tedavi görme durumu ve günümüzde yaşamış olduğumuz pandemi (salgın) gibi spesifik durumlar’ verilebilir. Burada özellikle pandemi durumuna özel bir parantez açmak gerekir. Halen kısmen de olsa içinde bulunduğumuz, 2020 yılının ilk aylarında başlayan ve kısa sürede ülkemiz de dâhil olmak üzere tüm dünyayı adeta esir alan COVID-19 pandemisi, sağlık ve ekonomi ile birlikte eğitim sistemini de derinden sarstı. Özellikle ilkokula yeni başlayan öğrenciler başta olmak üzere eğitim sisteminin her kademesinde öğrenim gören tüm öğrenciler bu sancılı ve sıkıntılı süreçte ciddi akademik, sosyal, duygusal ve psikolojik sorunlarla baş etmek zorunda kaldılar. Öğrencilerin bu dönemde akademik olarak karşılaştıkları en önemli problemler arasında öğrenme kaybı da yer aldı. Bu konuda yapılan bilimsel ve akademik araştırmalar sonucunda, pandemi döneminde küçük yaş gruplarında ve özellikle okuma yazma ile matematik derslerinde ciddi öğrenme kayıpları oluştuğu bulundu.* Bu durum sadece öğrencilerin öğrenmeleri gereken bilgilere erişememe sorununun yanı sıra, orta ve uzun vadede eğitim eşitsizliklerine ve ülkeler arasındaki ekonomik rekabeti olumsuz yönde etkileyeceği kaygısını doğuruyor. Bu olumsuz durumun eğitimciler tarafından özellikle sosyo-ekonomik düzeyi düşük dezavantajlı ailelerde ve toplumlarda daha da fazla olduğu vurgulanıyor.*
KAYIPLARI TESPİTLE İŞE BAŞLAMALI
Peki, öğrenme kayıplarını en aza indirmek ya da telafi etmek için neler yapılmalı? Öncelikle öğrencilerdeki öğrenme kayıplarının ne düzeyde veya ne oranda olduğunu tespit etmekle işe başlanmalı. Çünkü bazı sınıf düzeylerinde diğerlerine göre daha az veya daha fazla öğrenme kaybı oluşabilir. Ya da aynı sınıftaki öğrenciler arasında da öğrenme kayıplarının ağırlığı değişebilir. Bununla birlikte, hangi derslerde veya hangi konularda öğrenme kaybının daha fazla yaşandığının da belirlenmesi gerekir. Bu tespiti yapmak için eğitim-öğretim yılı başında öğrencilere açık uçlu sorular veya testler uygulamak, onlarla mülakat (görüşme) yapmak, önceki yılda aldıkları notları (puanları) incelemek, ders konularıyla ilgili öğrenme kaybı yaşayıp yaşamadıklarına yönelik yazılı görüşlerini almak gibi işlemler yapılabilir.
ÖNLEM PROGRAMLARI UYGULANMALI
Öğrenme kayıplarının tespit edilmesinden sonra, telafisi veya giderilmesi için neler yapılabileceği üzerinde durulmalı. Bu sorunun cevabının, ‘kurumsal ve bireysel’ olmak üzere iki tür önlemden oluştuğu söylenebilir. Öğrenme kayıplarının kurumsal düzeyde önlenmesi ya da giderilmesi için eğitim bakanlıklarından okullara kadar uzanan bir dizi önlemler programlar uygulanabiliyor. Özellikle pandemi döneminde tüm dünyada eğitim bakanlıkları hem tamamen uzaktan ya da hibrit eğitimin (yüz yüze ve uzaktan eğitimin birlikte verildiği) daha verimli ve nitelikli bir şekilde verilebilmesi için hem de daha az öğrenme kaybının gerçekleşmesi için çeşitli önlemler aldı. Ülkemizde de, bazı zamanlarda hibrit olarak ancak çoğunlukla tamamen uzaktan eğitim şeklinde geçen 2020-2021 eğitim-öğretim yılının sonunda, olası öğrenme kayıplarını kısmen de olsa gidermek amacıyla ‘Telafi Programı’ uygulandı. İki haftalık yüz yüze eğitim şeklinde uygulanan programda, öğrencilerin en çok öğrenme kaybı yaşadıkları düşünülen konuların öğretimine ağırlık verildiği gözlendi. Telafi programında akademik öğretimin yanı sıra öğrencilerin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarına yönelik etkinliklere de yer verildi. Uygulanan bu programın etkililiğine ya da öğrenme kayıplarının giderilmesine ne derece hizmet ettiğine yönelik ise bir değerlendirme yapılmadı.
ÖĞRETMENİN ÖĞRENCİYE GÖRE YAKLAŞIM İZLEMESİ GEREKİR
Öğrenme kayıplarının giderilmesinde okullara ve öğretmenlere önemli görevler düşüyor. Bu süreçte, öncelikle öğretmen ve yöneticilerin öğrencilerle ve onların velileriyle ebeveynleriyle güçlü bir iletişim kurmaya önem vermeleri gerekir. Bu konuda başarılı olunmasında öğrencinin ilgi ve isteğinin yanı sıra ebeveynlerin çocuklarının eğitim durumları ile yakından ilgilenmeleri çok önemlidir. Öğrenme kaybının azaltılması veya telafisinde öğretmenlerin öğrenciye özgü bir yaklaşım izlemesi gereklidir. Eğer sınıfta çok sayıda ve benzer derslerde veya konularda öğrenme kaybı yaşayan öğrenci varsa, grup temelli bir yaklaşım izlenebilir. Şayet sınıfta bir veya birkaç öğrenci öğrenme kaybı yaşıyorsa onlar için bireyselleştirilmiş bir telafi programı planlamak ve ders dışı zamanlarda (okul sonrası veya hafta sonları gibi) bu programı uygulamak daha doğru olur. Bu programlar yüz yüze olabileceği gibi, öğrencilerin internet, bilgisayar, tablet, akıllı telefon gibi teknolojik imkânlara sahip olma durumlarına göre uzaktan eğitim şeklinde de gerçekleştirilebilir. Öğretmenlerin ayrıca, öğrencilere okul dışı zamanları kapsayan ilave bireysel öğrenme etkinlikleri ve çalışmalar vererek eksik kalınan konu ve kazanımların edinilmesini sağlamaları gerekir.
AİLELERE DE İŞ DÜŞÜYOR
Öğrenme kayıplarının azaltılmasında veya giderilmesinde öğrencinin ve ailelerin de yapmaları gerekenler var. Öncelikle öğrencinin öğrenme sorumluluğuna sahip olması, hangi derslerde veya konularda eksikliklerinin olduğunu fark etmesi ve öğretmenleri ile birlikte bunların telafisine yönelik çalışmalar gerekir. Öğrencilerin ayrıca, evde ekstra çalışmalar (konu tekrarı, farklı kaynaklardan yararlanma, internetten bilgi edinme, soru çözümü) yaparak olabildiğince en kısa sürede eksikliklerini gidermeye gayret etmeleri gerekir. Bunun yanında, öğrencilerin velilerinin öğretmenlerle ve okul yöneticileriyle sürekli iletişim halinde olmaları, çocuklarının eğitim durumu ve sorunları hakkında bilgi edinmeleri, çocuklarının öğrenme kaybını önleme veya giderme konusunda öğretmenlerle iş birliği yapmaları, bu hususta çocuklarına destek olmaları, özellikle öz güvenlerini ve başarmaya olan inançlarını artıracak söz ve davranışlar sergilemeleri, ve onlara evde uygun öğrenme ortamları sağlamaları oldukça önemlidir.
Yararlanılan Kaynaklar:
Donnelly, R., Patrinos, H.A. Learning loss during Covid-19: An early systematic review. Prospects 51, 601–609 (2022). https://doi.org/10.1007/s11125-021-09582-6
TEDMEM. (2021). Türkiye’nin telafi eğitimi yol haritası (TEDMEM analiz dizisi 9). Ankara: Türk Eğitim Derneği Yayınları.
https://www.edglossary.org/learning-loss/
PROF. DR. SONER MEHMET ÖZDEMİR KİMDİR?
1973’te Tarsus’ta doğdu. 1997 yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesinden mezun oldu. 2004 yılında eğitim bilimleri alanında doktora, 2012 yılında doçent, 2017 yılında da profesör unvanını elde etti. Gazi Üniversitesi ve Kırıkkale Üniversitesinde görev yaptı, halen Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğretim üyesi ve dekan olarak görev yapıyor. Öğretmen yetiştirme, öğretmenlerin mesleki gelişimi, eğitimde program geliştirme ve değerlendirme alanlarında çalışmaları var. Yazarın alanında ve eğitim ile ilgili uluslararası ve ulusal 33 makalesi, 50’ye yakın sempozyum bildirisi, 13 kitap çalışması, yürütücü, araştırmacı ve eğitmen olarak katıldığı projeleri, verdiği çeşitli konferans, panel ve seminerleri bulunuyor.