Güncelleme Tarihi:
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da dahil herkes, eğitim sisteminin öğrencilerin sadece derslerdeki başarısıyla ilgilenmemesi gerektiğini söyleyerek, asıl hedefin hayatta başarılı ve mutlu çocuklar yetiştirmek olduğunu vurguluyor. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Eryılmaz’a göre, sınıfta öğrencinin mutlu olması öğretmene bağlı. Eryılmaz, yaptığı araştırma sonucunda mutlu çocukların diğerlerine göre akademik başarısının yüzde 25 daha fazla olduğunu ifade ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nda (MEB) sekiz yıl psikolojik danışmanlık da yaptığını söyleyen Prof. Dr. Eryılmaz, şunları anlatıyor:
“Mutluluğun belirleyicileri üçe ayrılıyor. Yaş, cinsiyet, gelir gibi demografik etkenler mutluluğu yüzde 10, genetik faktörler yüzde 50 etkiliyor. Bunları kolay kolay değiştiremesek de yüzde 40’lık kısmı için mutluluğu arttırıcı faaliyetler yapılabilir.
SEVİLEN HOCANIN ÖĞRENCİLERİ DAHA BAŞARILI
Eğitim ortamında mutluluğu arttırmanın akademik başarıya etkisi var. Olumlu duygu yaşayan insanların bakış açıları değişiyor. Bu duygular, geçmişin olumsuzluğunu tamir ediyor. Çocukların kapasitesini inşa etmek, bakış açılarını değiştirmek istiyorsak, olumlu duyguları arttırmalıyız. Bunları okullarda çalıştığımda fark ettim. Öğrencide olumlu duyguları ortaya çıkaran eğitimci için ‘pozitif öğretmen’ kavramını buldum. 2014’te yaptığım çalışmamda öğretmenleri üç sınıfa ayırdım: Sevilen, sevilmeyen ve nötr öğretmenler. Öğrencilere üçünün özelliklerini sordum. Öğretmen türlerine göre çocukların akademik başarı notlarını, mutluluk durumlarını da araştırdım. Sevilen öğretmenlerin öğrencileri, sevilmeyen ve nötr öğretmenlerinkinden yüzde 25 daha başarılı ve mutlu. Bu öğretmenleri, öğrencilerin gözünden değerlendirdiğimde altı özellik çıktı:
Özyeterlilikleri destekliyor: Ders anlatırken “Yapabileceğine inanıyorum. Şöyle yaparsan başarılı olursun” diyorlar.
Konu anlatma tarzı: Öğrenciyi bireysel olarak algılayıp, yapabileceği soruları soruyor. Becerilerine göre yaklaşıyor. Çok zor sorarsa beceri düzeyi düşük öğrenci kaygılanır. Çok kolay olursa da beceri düzeyi yüksek olan sıkılır.
Olumlu ilişki kuruyor: Çocuklarla bağ kurmak çok önemli. Öğrencinin ismini bilmek, selamlamak, ders dışında da halini sormak gibi.
Çocukları derse katıyor: Dersle bağlantılı olmalarını sağlıyor. Öğrenci davranışsal, duygusal ve bilişsel olarak derse katılıyor. Merak duyması, dersle bütünleşik hissetmesi, sınıftayken mutlu olması katılımı arttırıyor.
Konuları somutlaştırıyor: Günlük hayattan, kendi yaşantısından örnekler veriyor. Konuyu yaşamla ilişkilendirerek anlatıyor.
Dışa dönük: Sosyal faaliyetlere, etkinliklere katılıyor. Mutlu. Öyle olan çevreye de onu yansıtıyor. Kişilik özelliği önemli bir faktör.
0-5 YAŞ GRUBU İÇİN AİLELERE ÖNERİLER
1- Fiziksel temas: Çocuğa sarılmak, öpmek çok önemli. Ait olma ihtiyacını fiziksel temasla gideriyoruz. Çocuğun anne-babaya bağlanması kendine ve çevreye güven duygusunu oluşturuyor.
2- Oyun oynamak: Mutlaka çocukla oynamalılar. Oyun, anne-babayla çocuğun psikolojik dünyasını yaklaştırıyor. Tüm davranış bozuklukları bu yakınlığın olmamasından kaynaklanıyor.
3- Birlikte gezmek: Çocuğu gezdirmeniz gerekiyor. Dışarı çıkarmak, parka götürmek onları çok mutlu ediyor.
4- İsteklerini karşılamak: İstediği çizgi filmi açmak, yemeğini vermek gibi istekleri karşılanmalı.
POZİTİF TEPKİ ERGENLER İÇİN ÖNEMLİ
Ergenlerle de çalıştım. Onlarda strateji beşe çıktı. Çevreden pozitif tepki almak onlar için önemli. Örneğin, selamlaşmak, iltifat etmek. Dini inancın gereğini yerine getirmek bir diğer strateji. Gece yatmadan dua eden ergenler çok fazla. Ödüle ulaşma inancı onları mutlu ediyor. İstekleri doyurmak; film izlemek, futbol oynamak gibi. Mental kontrol yapmak. Olumsuz olayları düşünmemek için başka nesnelerle ilgileniyorlar. Mesela bilgisayar. Onları mutlu edebilecek aktivitelere yönelmek istiyorlar.