Güncelleme Tarihi:
Özellikle organik tarım ve sürdürülebilir tarım felsefi temele dayalı belirli bir bilgi ve bilinç düzeyi gerektiren alan olarak ortaya çıktı. Genelde tarım eğitimi, özelde organik ve sürdürülebilir tarım eğitimi kişinin evrene ve hayata bakışını şekillendiren, duygudaşlık geliştirmesini sağlayan, içsel olgunluğa erişmesine katkı sunan bir araç olarak da görülmeli. Bu nedenle, tarım eğitiminin, her kademede yer alması gereken bir eğitim branşı olduğunu iddia etmek abartılı olmayacaktır.
TARIM EĞİTİMİ HAYAT BOYU EĞİTİMİN TEMELİNİ OLUŞTURUR
Organik ve sürdürülebilir tarım eğitimi okul öncesinde çevremizi ve doğayı tanımakla başlar ve ilköğretimde küçük pratiklerle kendi dışındaki canlıların yaşamına katkı sunmanın anlamını idrak etmekle, orta öğretimde evrendeki ve çevremizdeki hayatın işleyişini kavrayarak kirletmeden, zarar vermeden üretimin hazzını hissettiren pratiklerle bilgi ve bilinç geliştirerek ilerler. Yükseköğretimde oluşturduğu bilinci ifade etme, dünyadaki ortak yaşamı koruma ve ortak tavır geliştirebilme ve organik ve sürdürülebilir tarımın temel ilkelerini öğrenme, savunma ve buna uygun davranış biçimi geliştirmekle sonuçlanır. Organik ve sürdürülebilir tarım eğitimi tüm dünyada hayat boyu eğitimin temel alanını oluşturur. Yetişkin eğitiminde yeni meslek edinme, aile bütçesine ve milli gelire katkıda bulunma, toplum sağlıklı beslenmesini destekleyen bir üretim sisteminde yer almayı sağlar. Yaşlıların eğitiminde ise iç huzura katkı sunan bir uğraş alanı haline dönüşür.
TARIM EĞİTİMİNDE İKİ ALANA DİKKAT
Organik tarım eğitimini öncelikle iki ana dala ayırarak irdelemek yararlı olacaktır.
* Birincisi, doğayla barışık, başka hayatlara saygılı, evrendeki sistemi ve döngüyü gözeten sürdürülebilir bir üretim bilincini içselleştirmeyi sağlayan, sağlıklı üretim girdilerini ve tekniklerini tanımlayan, sonra da kirletmeden, yok etmeden, insan ve çevre sağlığını koruyarak üretmenin felsefesini oluşturan, etik ve değerler eğitimini de içeren teorik eğitimdir.
* İkincisi, ekonomik bir üretim faaliyet olan organik ve sürdürülebilir tarımda, kökeninin ilk medeniyetlere ve yerel toplulukla dayandığı doğaya uyumlu üretim tekniklerini güncelleyebilmeyi öğreten, tarımsal üretim sürecinde yasakları ve izinleri kanun ve diğer yasal mevzuatla belirlenen yöntemlerle yüksek verim ve kalitede tarımsal ürün elde etme uygulamaların öğreten pratik eğitimdir.
Buna pratik eğitimin bir parçası olan organik tarım eğitimin diğer boyutu, çağdaş üretim anlayışını en sıkı şekilde desteleyen kayıt tutma ve izlenebilirlik ilkelerini öğreten, organik tarım sertifika sistemi ile tarımsal üretim süreçlerinin tam kontrolünü ve belgelendirmeyi kapsayan üretim disiplini eğitimidir ve kurallar eğitimidir.
Organik tarım eğitiminin yukarıda belirtilenler kadar önemi bir başka eğitim öğretim alanı ise kontrollü depolama, nakliye, ürün etiketi okuryazarlığı, doğal malzemelerle paketleme ve ambalajlama, kendin der kendin topla şeklindeki açık çiftliklerin yönetimi, çağdaş pazarlama tekniklerini kapsayan üretici ve tüketici davranışı eğitimidir.
ORGANİK TARIM İNSANLIĞIN ORTAK DEĞERİ
Üretim süreci ve sertifika eğitimini kapsayan organik tarım eğitimi modern dünya ile uyum teşvik eder. Organik tarım, Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Kodex Alimentarius Komisyonu gibi Birleşmiş Milletler kurumlarınca tanınan ve tanımlanan, Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFOAM) örneğinde olduğu gibi uluslararası örgütlenmeye sahip, Avrupa birliği yönetmeliği (EEC 2092/91), İsviçre Bioswiss, ABD’de UIusal Organik Tarım Programı (NOP), Japonya’da Japonya Tarım Standartları (JAS), İngiltere’de ACOS ve Soil Association gibi ulusal ve uluslararası standart belirleyici kurumlarca yönlendirilen bir faaliyet alanıdır. Bu nedenle, organik tarım eğitimi öğrencilere yaşadığımız dünyada insanlığın ortak değeri ve standartlarını tanıma ve kabul etme, uluslararası toplumun bir bileşeni olma bilincini de sağlar.
ÜRETİMDEN PAZARLAMAYA KADAR EĞİTİM
Pratik eğitimin basamaklarını bu köşe yazısının elverdiği sınırlar içerisinde yalnızca önemli bazı konulara dikkat çekerek aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür. Doğaya uyumlu üretim yöntemi ve ürün çeşidini seçebilme eğitiminin verilmesi sağlanmalıdır. Örneğin, bu eğitim bitkisel ürün yetiştirmede kurak koşullarda nohut, mercimek, buğday arpa ve fiği gibi sulamaksızın yetişen bitkileri, sulu koşullarda domates ve diğer sebzeleri seçmemizi, yüksek eğimli meralarda koyunculuk, taban ve düz mera ve otlaklarda büyükbaş yetiştiriciliğini tercih etmemiz gerektiğimi öğretir. İklim, toprak, topoğrafya, sulama, mekanizasyona sahip olma gibi faktörlere uygun ürün seçimi ve koruyucu tedbirlerle arazi ve diğer kaynakların sürdürülebilir kullanımı eğitimin birinci ve ilk basamağını oluşturur. Organik tarım üretim girdilerinin hazırlanışı ve kullanımı, örneğin, malçlama, kompost hazırlama, fermente gübre, çiftlik gübresi ve organik atıkların üretimde kullanılması uygulamalı gösterilmelidir. Fide üretimi, ekim nöbeti, azaltılmış toprak işleme, karık yapımı, ekim şekilleri, baklagillerin ve diğer bitkilerin karışık ekimi, suyun tasarruflu kullanımını sağlaya yöntemler, bitki korumada çevreye ve insan sağlığına zarar vermeyen azadiraktin gibi bitkisel kökenli ve doğal maddelerin kullanımı ve benzeri somut öğretiler ve örneklendirmeler eğitimin ikinci kısmını oluştur. Eğitimde, organik tarımda kullanımı yasaklanan kimyasallar ve diğer uygulamalar hakkında bilgi verilmelidir. Yaptığı her uygulamayı kayda alma, kayıt tutma yöntemi ve alışkanlığını eğitimi uygulama örnekleri ile verilmeli, kontrol ve sertifikasyon kuralları örneklendirilmelidir. Organik tarımda ürünlerin derimi, hasadı, boylanması, paketlenmesi, etiketlenmesi örneklerle uygulamalı olarak öğretilmelidir. Organik ürünlerin pazarlama yöntemleri, köy pazarı veya organik pazarlarda satışlar uygulamalı eğitime dahil edilmelidir.
ÇEVRE BİLİNCİNİN ÖNEMİ
Özetle, organik ve sürdürülebilir tarım eğitimin temeli uygulamalı eğitime dayanmalıdır. Her kademe ve düzeydeki eğitim pratik ile somutlaştırılmadığında kalıcı etkisine ve sonuçlarına ulaşılamaz. Organik tarım eğitiminin bireysel, sosyal, ekonomik, ekolojik ve kültürel boyutta birey ve toplumun gelişimine büyük katkısı olacağı açıktır. Çevre bilinci, zarar vermeden üretme, gelecek nesillere sürdürülebilir kaynaklar bırakma gibi doğal işleyişe saygılı ve yüksek sorumluk duygusuna sahip gelişmiş toplumlar yetiştirmek için organik tarım eğitiminin hayat boyu eğitim programları ve tüm eğitim kademelerde yaygınlaştırılması için çaba göstermemiz gerekir.
PROF. DR. ALİ İRFAN İLBAŞ KİMDİR?
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü mezunu olan İlbaş, aynı Anabilim Dalında yüksek lisans ve doktora eğitimini 1994 yılında tamamladı. 1989 yılından günümüze sırasıyla, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi ve Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesinde öğretim elemanı olarak görev yaptı. Değişik dönemlerde, Biyoloji Bölüm Başkanlığı, Tarla Bitkiler Bölüm Başkanlığı ve Dekanlık görevlerinde (Erciyes Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Ziraat Fakültesi) bulundu. Çok iyi derecede İngilizce, İyi derecede Kırgızca, Orta derecede Rusça bilen ve halen Erciyes Üniversitesinde görev yapan Prof. Dr. Ali İrfan İlbaş’ın çok sayıda yurt içi ve yurt dışı yayını ve ‘Organik Tarım: İlkeler ve Ulusal Mevzuat’ ve ‘Bitki Fizyolojisi Laboratuvar Kılavuzu’ adlı iki adet basılı kitabı bulunuyor.