Güncelleme Tarihi:
Keçiboynuzundan elde edilen karışımı kullandıkları proje ile TÜBİTAK 47. Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışmasının Eskişehir bölge elemelerinde birinci olan Mustafa Can Kifteci ve Barış Akarca, Türkiye genelinde düzenlenecek yarışmada bölgeyi temsil edecek.
Öğrencilerden Kifteci, üzeri kirli olmasına rağmen yumurtaların neden yıkanmadan buzdolabına konulduğunu merak ettiğini söyledi.
Annesinin, yıkanarak saklanan yumurtanın daha çabuk bozulduğunu söylemesi üzerine, konuyu internetten araştırdığını anlatan Kifteci, "Araştırma sonunda, yıkanan yumurtanın üst katmanındaki zarın bozulduğu, gözenekler açıldığı için bakterilerin içeriye daha hızlı girebildiğini ve bozulduğunu öğrendim. Bunun üzerine, 'ne yaparsam yumurtanın daha uzun süre saklanmasını sağlayabilirim' diye düşündüm" dedi.
Kifteci, arkadaşı Barış Akarca ile yaptıkları değerlendirmede, yumurtanın yıkandıktan sonra üzerinin doğal, sağlıklı ve şeffaf bir madde ile kaplanarak saklanabilmesi üzerinde yoğunlaştıklarını dile getirdi.
Keçiboynuzu çekirdeğinden jel ile kaplandı
Kimya mühendisleri ile yaptıkları görüşme sonrası, bu konuda bir proje hazırlamaya karar verdiklerini aktaran Kifteci, şöyle devam etti:
"Antimikrobiyel özelliği bulunan keçiboynuzunu kaplama malzemesi olarak kullanabileceğimizi öğrendik. Kimya mühendislerinin de katkısıyla, çekirdeklerinden 'Keçiboynuzu Gamı-Locust Bean Gum' (LBG) tozu elde ettik. LBG, sorbitol şurubu ve saf sudan hazırladığımız jel kıvamındaki özüt ile yıkanmış yumurtaların yüzeyini kapladık. Kurumaya bıraktığımız yumurtalar, 2 saatin ardından buzdolabında saklanabilir hale geldi."
Akarca ise yumurtaların raf ömrünün uzayıp uzamadığını belirlemek için uzun süreli deney yaptıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Yıkanmamış, yıkanmamış ve jel kaplı yumurtaları buzdolabında 4 derecede ve 22 derece oda sıcaklığında beklettik. 30. günün sonunda yıkanmış yumurtaların aşırı derecede bozulduğunu belirledik. Yıkanmamış yumurtaların da gerek oda sıcaklığında gerekse buzdolabında sarısının dağılmaya başladığını, bozulma başlangıcında olduğu görüldü. Yıkadıktan sonra jel ile kaplanan yumurtalarda ise buzdolabında ve oda sıcaklığında herhangi bir fiziksel bozulma olmadı."
Bakteriye rastlanmadı
Yumurtalardaki bakteri durumuyla ilgili de inceleme yaptıklarını belirten Akarca, şöyle konuştu:
"Numunelerdeki bakteri miktarını ölçtük. Yıkanmış ve yıkanmadan saklanan yumurtalarda bakteri miktarı gözlemledik. Ancak kaplamış olduğumuz yumurtalardaki bakteri miktarı sıfırdı. Kısaca, temiz, sağlıklı ve raf ömrü uzun saklama koşulu oluşturduk. Projemiz 30 günlük bir çalışmayı kapsıyordu ve bu sürenin sonunda yumurtada bakteri oluşmadığını ortaya koyduk. Normal şartlarda yumurtayı buzdolabında sakladığınız zaman 21. günde yavaş yavaş bozulma oluyor. Ancak biz jel ile kaplanmış yumurtanın iki buçuk aya kadar dayanabileceğini belirledik."
Öğrencilerin biyoloji öğretmeni Perihan Çağlar da projenin TÜBİTAK proje yarışması Eskişehir bölge elemelerinde birinci olduğunu dile getirdi.
Çağlar, gıdalardan bulaşan hastalıkların toplum sağlığını yakından ilgilendirdiğine dikkati çekerek, "Yumurta da en çok tüketilen besin kaynaklarından biri. Öğrencilerimizin hazırladığı projenin yumurta sektörüne katkı sağlayacağına inanıyorum" dedi.
Öğrencilerden Suriyeli kadınlar için proje
Hatay'da ise lise öğrencilerinin Suriyeli kadınların topluma kazandırılması amacıyla hazırladığı "Sınır Ötesi Evlilikler ve Suriyeli Kumalar" konulu proje, Reyhanlı ilçesinde düzenlenen TÜBİTAK Bilim Fuarı'nda sergilendi.
Reyhanlı Kaymakamı Tuncay Dursun, Tayfur Sökmen Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından düzenlenen fuarı gezerek projeleri sergilenen öğrencilerden bilgi aldı. Suriyeli kadınların topluma kazandırılması için çalışma yapan 12. sınıf öğrencileri Zehra Haraç ve Emine Sayan'ın "Sınır Ötesi Evlilikler ve Suriyeli Kumalar" adlı projesi ilgi gördü.
Sayan, projeyi hazırlamak için uzun süre saha çalışması yapıp yetkililerle görüşerek durum tespitinde bulunduklarını söyledi. Reyhanlı'daki evliliklerin yüzde 12'sinin Suriyeli kadınlarla yapıldığını belirlediklerini belirten Sayan, bu kadınların evliliği bir kurtuluş olarak gördüğünü tespit ettiklerini anlattı.
Sayan, çalışma sırasında farklı tespitlerde de bulunduklarını söyleyerek, "Suriyeli kadınlar genelde ikinci eş olarak tercih ediliyor. Suriyeli kadınların evliklik tercihlerinde ilk sırayı maddi imkansızlıklar veya aile baskısı yer alıyor. Projemiz ile aile planlaması yapılması ve çeşitli eğitimsel çalışmalarla bunun önüne geçileceğini düşünüyoruz. Halk eğitim merkezlerinde eğitici seminerler verilmeli. Amacımız savaştan kaçarak Reyhanlı'ya gelen Suriyeli kadınların ve ailelerin bilinçlendirilmesini sağlamak" dedi.
12'nci sınıf öğrencisi Türkan Hatipoğlu'nun hazırladığı kardeş okul projesi de Türk ve Suriyeli öğrencilerin kaynaşmasını amaçlıyor. Uzun süren iç savaştan en başta çocukların etkilendiğini anlatan Hatipoğlu, "Yanı başımızdaki Suriye'de yaşanan iç savaşta derin acılar yaşandı. Suriyeliler en yakın komşularına sığındı. Türkiye'de bulunan sığınmacıların öğrenim çağındaki çocukları için kardeş okul projesini hayata geçirmek adına ilçemizde açılan geçici eğitim merkezleriyle Türk okullarının adaptasyonu sağlamak istedim" diye konuştu.
Hatipoğlu, proje kapsamında Reyhanlı'daki Türk ve Suriyeli öğrencilerin yer aldığı okul gezisi, şiir dinletisi, okullar arası futbol maçı ve diğer bazı etkinleri hayata geçirdiklerini söyledi.