Güncelleme Tarihi:
Tarih öğretmeni Demirhan Yılmaz'ın 7 yıldan bu yana öğrencilerinin yardımıyla toplayarak okulun tarih sınıfında sergilediği Likya, Roma, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait yaklaşık bin eserlik müze, tarih derslerinde görsel anlatıma dayalı eğitim yapma olanağı tanıyor.
Lisenin tarih öğretmeni Yılmaz, öğrencileriyle, tarihi soğuk duvarlardan çıkarıp daha anlaşılır hale getirmek için çalışmalar yaptıklarını söyledi. Bu anlamda ilk olarak öğrencileriyle müzelerini oluşturduklarını anlatan Yılmaz, müzede Likya, Roma, Selçuklu, Osmanlı dönemi örneklerinin yanı sıra Cumhuriyet döneminin etnografik eserlerinin de yer aldığını belirtti.
Yılmaz, okulda oluşturdukları tarih sınıfında yer alan eserler arasında, tarihi öneme sahip Likya dönemine ait toprak kaplar, su kapları, Roma döneminden madeni paralar, Selçuklu döneminden el terazileri ve kilim örneklerinin yanı sıra cumhuriyet dönemine ait birçok etnografik eserlerin bulunduğunu söyledi.
Öğrencilerinin geçmişini iyi öğrenip, geleceğe daha emin adımlarla, ecdadını daha iyi tanıyan bir gençlik olarak yetişmelerini amaçladığını ifade eden Yılmaz, derslerinde sözlü anlatımın yanında görsel materyallerle de bilgilerin kalıcı olmasını sağladıklarını anlattı.
Yılmaz, derslerde drama ile bazen tarihi kimlikleri de canlandırdıklarını dile getirerek, "Minyatürlerle de bir Çanakkale abidesini yaparken, ecdadın ruhunu öğrenciye veriyoruz. Örneğin, eskiden kullanılan ölçü birimleriyle, günümüzde kullanılanları dokunarak karşılaştırabiliyoruz. Bu tür görsel materyaller, öğrencilerin bilgiyi öğrenmesinde çok faydalı oluyor" diye konuştu.
Oluşturdukları müze ile dersleri zevkli hale getirip, monotonluktan ve sıkıcılıktan kurtararak farklı bir atmosfer yarattıklarını vurgulayan Yılmaz, öğrencilerin müzedeki eserler sayesinde derste zaman yolculuğuna çıktığını söyledi.
"Derste zamana yolculuk yapıyoruz"
12'nci sınıf öğrencisi Muhammed Necip Gencer, eskiden tarih derslerini işlerken zamanın geçmediğini ve çok sıkıldıklarını anlattı. Bu proje sayesinde derste zamana yolculuk yaptıklarına değinen Gencer, "Sanki tarihin içindeyiz. Buradaki değişik materyaller sayesinde tarihimizi daha iyi anlıyoruz. Sınavlarda burada gördüğümüz görseller nedeniyle daha iyi başarılar elde ediyoruz. Burada her derste yeni bir maceraya atılıyoruz. Tarihimizdeki önemli şahsiyetleri canlandırıyoruz. Bu şekilde tarihimizi daha iyi anlıyoruz" dedi.
Ali Öztürk de sınıf düzenlendikten sonra tarih dersinin kendileri için soyutluktan çıkıp somut olmaya başladığını vurguladı.