Güncelleme Tarihi:
İçinde bulunduğumuz dönemin çocuklarının 2030 yılında iş hayatında aktif rol alacağının öngörülerek planlandığı çalışmanın odak noktalarından bir diğeri de öğrencilere geleceğin belirisizliğine ve pandemi gibi yaşanabilecek ani kitlesel olaylara karşı mücadeleci, düşünceli meraklı ve başkalarıyla mantık çerçevesinde iş birlikleri oluşturabilen bakış açıları kazandırmaktan geçiyor.
ÖĞRENME PUSULASI ÖĞRENME İHTİYACINDAN DOĞDU
“Öğrencilerin geleceği şekillendirmek için neye ihtiyacı var” ve “Nasıl bir eğitim sistemi bu alt yapıyı sağlar?” sorularına yanıt arayan projenin ana hedefi bireysel ve toplumsal refahı sağlamak. OECD’nin Eğitimin Geleceği ve Becerileri 2030 Projesinin raporunda şu ifadelere yer verildi:
“Öğrencilerin öğrenme ihtiyacını vurgulamak için bir öğrenme pusulası metaforu benimsendi. Yani öğrenciler kendi başlarına hareket ederek yönlerini nasıl bulabilecekleri tanımlandı. Sadece talimatlarla değil öğretmenlerinin yönlendirmeleriyle kendi sorumululuklarını alarak hareket edebilirler. OECD Öğrenme Pusulası 2030’a sahip bir öğrenci amaç ve sorumluluk duygusuyla bunu uyguladığında etrafındaki insanları, olayları ve koşulları daha iyi hale getirir. Özerk olarak düşünmez. Öğrencilerin hepsi etkileşim halinde olan akranları, öğretmenleri, aileleri ve toplulukları ile çevrilidir, birlikte öğrenerek refah sağlanır.”
2030 YILI İÇİN ÖNBECERİLER YETERLİ DEĞİL
Diğer yandan raporda 2030 yılının ihtiyaç duyulan bilgi ve becerileri şöyle tanımlandı:
“2030 için temel bilgi, beceri, tutum ve değerler yalnızca okuryazarlık ve aritmetik değil, aynı zamanda veri ve dijital okuryazarlık, fiziksel ve zihinsel sağlık ve sosyal ve duygusal becerilerdir. Tüm bu yetiler dünyada gelişmek için gerekli olarak hızla kabul ediliyor ve 21’inci yüzyıl ve insan zekasının önemli yönleri olarak ele alınıyor.” Ancak proje dahilinde beceriler “ön beceri” olarak kabul ediliyor ve ihtiyaç duyulanın bunları uygulayabilen, refaha hizmet eden ve toplum üzerinde etkisi hissettirecek beceriler olduğu belirtiliyor.
MÜFREDAT DEĞİŞİKLİĞİ NASIL YAPILMALI?
Okullarda öğretilen müfredat geleneksel olarak belirli disiplinler ve/veya öğrenme alanları etrafında tasarlandığı belirtilen raporda “Bu yeterliliklerden bazılarının kavramsal karmaşıklığı göz önüne alındığında, yeni konular veya öğrenme alanları eklemek müfredatın aşırı yüklenmesine yol açabilirken, bunları mevcut konulara yerleştirmek zor olabilir” ifadesine yer verildi. Bazı kanıtlar, yeni konuların tek başına öğrenilmesinin etkili olmayabileceğini öngörülmesine neden oluyor. Örneğin, PISA sonuçları okulda finansal okuryazarlık programlarına maruz kalma ile PISA finansal okuryazarlık testi puanları arasında bir ilişki olmadığını ortaya koyuyor.