Güncelleme Tarihi:
Samsun'un ÇarÅŸamba ilçesine 15 kilometre uzaklıktaki Kumköy Ä°lkokulu’nun tek öğretmeni olan Livaneli, öğrencileri öğlen aralarında hazır gıdalar yemesin diye haftanın üç günü velilerin hazırladığı çorbaları öğrencilerine ikram ediyor.   Â
Livaneli, Kumköy Ä°lkokulu’nun dört sınıflı birleÅŸtirilmiÅŸ bir köy okulu olduÄŸunu, kantin ve yemekhanesinin olmadığını söyledi. Öğrencilerinin beslenme saatinde ve öğle tatilinde evden getirdikleri yiyeceklerle beslendiklerini belirten Livaneli, "Tabi çocuklar ister istemez kuru gıdalara yönlendiriliyorlardı. Hem anne, hem öğretmen olarak çocukların marketten, bakkaldan çok fazla ürünler almalarını istemiyoruz. Dolayısıyla, buna nasıl bir çözüm üretelim, diye düşünürken, neden çorba günleri yapmayalım, dedik ve haftanın üç günü okulda hem ana sınıfımıza hem de ilkokul bölümümüze bir çorba günü projesi yapmaya karar verdik."   Â
Annelerin ilk baÅŸta çorba gününe tepki gösterdiklerini fakat sonra haftanın üç günü yerine her gün yapılmasını istediklerini anlatan Livaneli, "Özellikle kış günlerinde dışarıda üşüdükleri zaman o sıcacık çorba onların da çok hoÅŸuna gitti. Sonuçta çorba önemli bir besin. Birlik, beraberlik ruhuyla hepsinin birden aynı yemeÄŸi, aynı çorbayı içmesi onlar için de çok büyük bir heyecan yarattı. Burada önemli olan esasında, anneleri iÅŸin içine katarak okulun bir parçası haline dönüştürebilme ve bütün annelerin birlik olmasıydı. Haftanın üç günü anneler çorbaları yapıp sıcak sıcak öğle saatinde getiriyorlar. Biz de çocuklarımıza ikram ediyoruz. Çorba çocukların çok hoÅŸlarına gitti. Bundan önce hep ekmek arası, tostlar, kuru gıdalar geliyordu" dedi.   Â
Önce velilere okuma-yazma öğretti   Â
Annelerin okula dahil edilmesinin okuma-yazma kurslarıyla başladığını belirten Livaneli, şöyle konuştu:
"Ä°ki yıl boyunca okuma-yazma bilmeyen kadınları okula dahil edip okuma-yazma öğrettim. Åžu anda okuma yazma bilmeyen velim yok. Dolayısıyla bu etkinlikler hem kadının eÄŸitimi hem kadının sosyal faaliyetlere katılması ÅŸeklinde devam etmekte. Yine aynı ÅŸekilde annelere özel bir kitaplık oluÅŸturduk. Okuma-yazma eÄŸitiminin dışında annelerde okuma aÅŸkını depreÅŸtirmek adına sadece kütüphaneler haftasında deÄŸil her hafta ya da on günde bir annelerin kitaplığımızdan kitap almasını saÄŸladık. Bu çocukların da annelerini rol modeli olarak alıp okuma saatleri düzenleme, evde annenin kitap okuyup çocuÄŸunun ona katılması ÅŸeklinde devam etti. Bu da aramızda çok güzel bir etkileÅŸim yarattı."   Â
"Öğretmen olarak en büyük hedefim mutlu çocuk yetiÅŸtirmek"   Â
Dilek Livaneli, öğrencilerine matematik problemlerinden önce hayattaki problemleri nasıl çözebileceklerini öğrettiÄŸini anlattı.   Â
"Biz hayattaki problemler üzerine yoğunlaşıyoruz çocuklarla. Birçok öğrenci okul birincisi olur ama ayakkabısını bağlayamaz" diyen Livaneli, şunları söyledi:
"Öğretmen olarak en büyük hedefim mutlu çocuk yetiÅŸtirmek. Mutlu çocuktan, gülümseyen çocuktan korkmayın. O nasıl olsa öğreniyor ve eÄŸlenerek, severek istekli bir ÅŸekilde öğreniyor. Çocukların sosyal yönlerinin geliÅŸmesinde gezilerin çok büyük önemi oldu. Åžehre geziler düzenledik. Tiyatroya, operaya gittik. BirleÅŸtirilmiÅŸ sınıflı köy okullarında kullanılmayan bir sınıf depo olarak kullanılır. Ben burayı hobi sınıfı haline getirdim. Çocukların sosyalleÅŸmesinde çok büyük faydası oldu."   Â
Â