Güncelleme Tarihi:
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, katıldığı bir televizyon programında 19. Milli Eğitim Şurası’nda alınan tavsiye kararlar ve Osmanlıca tartışmaları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Osmanlıca Türkçesi’nin, sosyal bilimler liselerinde 8 senedir zorunlu olarak okutulduğunu vurgulayan Avcı, Anadolu imam hatip liselerinde zorunlu okutulması ve diğer liselerde de seçmeli olması yönünde 19. Milli Eğitim Şurası’nda alınan tavsiye kararlarla ilgili, “1928’den önce yayımlanmış kitaplar biliyorsunuz Osmanlı Türkçesi ile yazılıyordu. Öğrencilerimiz 1928’den önce yazılan kitapları da okuyabilsinler diye düşündük, derdimiz bu. Şurada 185 önemli tavsiye karar alındı, fakat Osmanlı Türkçesi’nin gölgesinde kaldı” dedi. Bakan Avcı’nın açıklamalarından satır başladı şöyle:
Milli Eğitim Şurası, 4 yılda bir yapılır. Gündem konuları önceden belirlenir. 19. Milli Eğitim Şurası’nda da 4 gündem maddesi vardı. Öğretmen niteliğinin arttırılması, yönetici niteliğinin arttırılması, okul güvenliği ve ders çizelgeleri. Bunlarla ilgili dört komisyon kuruldu, daha önce de illerde mini şuralar düzenlenerek oralarda konuşulan düşünceler, eleştiriler gözönüne alınarak komisyonlarda tartışıldı. Daha sonra Şura Genel Kurulu’na getirildi ve komisyonlarda 179 konuda tavsiye kararı alındı, bu sayı genel kurulda 185’e çıktı. Kabul edilen tavsiye kararların sayısı 185 oldu.
Eksik bilgilerle tartışıldı
Bunların içinde 2-3 tanesi biraz da eksik bilgilerle kamuoyunda tartışıldı, tartışılıyor. Ama 185 tane şura kararımız var. okul güvenliği, öğretmen niteliğinin arttırılması, öğretmenlerin özlük haklarında iyileştirilmeler yapılması, okul güvenliğinin A’dan Z’ye elden geçirilmesi, ders çizelgelerinde çok farklı ders çizelgeleri, müzik ve sanat derslerinin, fen bilgisi derslerinin nasıl işlenmesi gerektiği konusu da şurada konuşulup tartışıldığı halde, Osmanlı Türkçesi, yalan yanlış bilgilerle tartışıldı.
10 öğrenci istiyorsa seçmeli okutuluyor
Bir kere şunun bilinmesi gerekiyor. Bizim sosyal bilimler liselerimiz var, 10 senedir. Osmanlıca dersi de bu liselerimizin 10, 11 ve 12’nci sınıflarında 8 seneden beri zaten zorunlu okutuluyor. Şurada alınan tavsiye karar şudur, bu derslerin Anadolu imam hatip liselerinde de zorunlu olması. Diğer liselerde de zaten bu dersler seçimlik olarak vardı, bugüne kadar uygulanıyordu. 10 öğrenci biraraya gelip, biz Osmanlıca Türkçesi öğrenmek istiyoruz diyorsa, okulun altyapısı yeterli ise bu ders okutuluyordu.
İmam hatiplerde de bütün dersler okutuluyor
İmam hatip liselerimiz de ortaokullarımız da, normal ortaokul ve lise programlarını uygulayan okullarımızdır. Bütün dersler bu okullarda okutulur. Bunun üzerine bir de ayrıca dini bilgiler dersleri var. Bunlar da yine giriş dersleri olarak okutuluyor. Bu okullarımız sanki sadece dini eğitim yapan, ve sadece imam ve hatip yetiştiren okullarımızmış gibi algılanıyor hala.
Bu öğrencilerimiz zaten Kuran dersleriyle alfabeye aşinalık kazanmış oluyorlar. Osmanlı Türkçesi, 1928’den önceki alfabe ile konuştuğumuz, metinlerin yayımlandığı bir dil. Bizim modern klasikler diyebileceğimiz yazar ve düşünürlerimizin çalışmaları zaten bu alfabe ile yayımlanıyordu. Sosyal bilimler liselerinde de, öğrencilerin bunları okuyabileceği kadar ders veriliyordu.
Dört işlemi bilmek, diferansiyeli anlamayı gerektirmiyor
Bu işin uzmanı olduğunu söyleyen kişiler televizyonlara çıkıp, “Bunları mı okutacaksınız” diye ağır eleştirilerde bulunuyor. Bu yanlış. Nasıl dört işlemi bilmek matematikte diferansiyeli anlamayı gerektirmiyorsa, biz de bu öğrenciler1928’den itibaren yayımlanmış olan kitaplardan bazılarını Osmanlı Türkçesi ile de okuyabilsinler dedik, derdimiz bu. Daha sonrasını öğrenci isterse daha ileride yapabilir. İstanbul’da Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi, 8 senedir osmanlı Türkçesi okutuyor. Sakarya’da Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisemiz, Ankara’da Mehmet Kaplan Sosyal Bilimler Lisemiz var. Oraya gitsinler, görürler meseleyi.
Öğretmen niteliğinin geliştirilmesi konusu tartışılsın isterdim
En çok öğretmen niteliğinin geliştirilmesi ve okul güvenliği konusunun tartışılmasını isterdim. Okul güvenliğinde sadece fiziki güvenlik değil, okullarımızın çevresinde çok ciddi bir uyuşturucu sorunu var. Biz birkaç bakanlıktan oluşan bir koordinasyon kurulu oluşturduk, toplantılar yaptık, narkotimler uygulaması buradan çıktı. Okul çevresi diye bir kavram geliştirdik. Nasıl ki askeri bölge varsa, okul çevresinde de birtakım işlerin yapılmaması yönünde görüşler geliştirdik. Bunlar da konuşuldu şurada. Osmanlıca Türkçesi de konuşulsun, tartışılsın ama diğerlerini gölgeleyecek kadar olması doğru değil.
İki öğretmenden birini biz atadık
Biliyorsunuz bizim 852 bin öğretmenimiz var. Yarıdan fazlasını biz atadık. Şu anda görev yapan iki öğretmenden en az biri bizim dönemimizde atandı. Geçmişte bu atamaların nasıl olduğunu, hızlandırılmış eğitim adı altında, çok kısa süreli eğitim almış adayların nasıl öğretmen yapıldığını biliyoruz. Bizim öyle değil. Biz KPSS ile çok sayıda öğretmen atadık. Geçen sene 50 bin atadık, şubat ayında 15 bin atama yapacağız. 400 engelli öğretmenimizi görevlendirdik. Biz öğretmen atamalarını branşlara, ihtiyaçlara göre planlayıp adil bir şekilde yapıyoruz. Öğretmenlerimizin özlük haklarında çok ciddi gelişmeler oldu, 2002 maaşları ile bugünkü maaşlar karşılaştırıldığında bu farklar görülecektir.
Takviye kurs ücretleri arttı
Dershanelerin dönüşümü sürecinde takviye kursları açacağız dedik ve başladı. 100 binin üzerinde öğretmenimiz çok düşük bir ek ders ücreti olmasına rağmen, bazı yerlerde öğretmenlerin dolmuş parasına yetmeyecek ücrete, büyük bir fedakarlıkla bu işe sahip çıktılar. Biz de onların masrafını bir ölçüde hafifletmek için iki katına çıkarmaya çalıştık. 10 lira olan şeyi 20 liraya çıkardık. Parasal karşılığını veremesek bile hizmet karşılığı olarak bir şekilde değerlendireceğiz onların bu özverisini.