Güncelleme Tarihi:
30 OECD ülkesinin eğitim sisteminin verimliliği ile ilgili yapılan uluslararası araştırmaya göre, Finlandiya en verimli ülke olarak birinci sırada yer aldı. Türkiye ise son sıralarda kaldı. Türkiye öğretmen maaşlarını arttırırsa Finlandiya’nın PISA sonuçlarına ulaşabileceği sonucuna varıldı.
2013 PISA sonuçlarından yola çıkarak GEMS Education Solutions adına yapılan ‘Verimlilik Endeksi - Hangi eğitim sistemi paranın karşılığını en iyi veriyor’ araştırması, eğitim bütçelerinin her ülkede ne derece verimli kullanıldığını inceledi. Endekse göre, Finlandiya, OECD içinde eğitim alanında en verimli ülke olarak birinci sırada yer aldı. Öğretmen maaşları veya sınıf mevcuduyla PISA sonuçları arasındaki kanıtlanmış ilişkiyi hesaplayan modeline göre, Türkiye öğretmen maaşlarını önemli ölçüde arttırması koşuluyla Finlandiya’nın PISA sonuçlarına ulaşabilecek. Bunun için öğretmen maaşlarının yüzde 129 oranında arttırılması gerekiyor. Bu da ortalama maaşın 17 bin 180 dolardan 39 bin 380 dolara yükselmesi anlamına geliyor. Ayrıca, öğrenci ve öğretmen oranlarının değişerek öğretmen başına 16.4 öğrenciden 1.4 öğrenciye inmesi lazım.
Ülkelerin verimlilik sınıflaması
Rapor, öğretmen maaşlarında ve öğrenci/öğretmen oranlarında yapılacak değişikliklerin verimliliği arttırabileceği sonucuna varıyor. Çünkü, eğitim sisteminde kullanılan, eğitim malzemesinden altyapıya kadar 63 farklı girdiden sadece bu ikisi öğrencilerin PISA sonuçları üzerinde istatistik anlamda önemli etkiye sahip oluyor.
Seçkin Performans: Finlandiya, Japonya ve Kore hem verimlilik, hem de kalite alanlarında yüksek puanlar elde ediyor.
Etkin ve Verimli: Avustralya, Çek Cumhuriyeti, Yeni Zelanda ve Slovenya verimlilik ve yüksek PISA sonuçları alanında nispeten yüksek dereceler elde ediyor.
Verimliden çok Etkin (Fazla harcama, çok yüksek maaşlar veya şişkin-çok fazla öğretmen): Avusturya, Belçika, Danimarka, Almanya, İrlanda, İtalya, Hollanda, Portekiz, İspanya, İsviçre. Bu ülkeler verimlilikten çok, kalite açısından başarılı görünüyor. Bunun olası bir nedeni de sistemlerinin PISA sıralamalarına yansımayan başka sonuçlar yaratması ya da sistemleri eğitimde yüksek sonuçlar elde etmek için gerekli eşiğin çok üzerinde kaynaklara sahip olması.
Etkinden çok Verimli (Düşük harcama veya düşük performans): Fransa, Macaristan, İzlanda, İsrail, Norveç, İsveç, Birleşik Krallık ve ABD. Bu ülkeler eğitim açısından verimli olmaktan çok, etkin görünüyor. Bunun bir nedeni, düşük maaşların çok nitelikli öğretmen istihdamını etkilemesi gibi, kaliteyi geliştirmelerini engelleyen kaynak kısıtlamaları olabilir. Bir başka neden de, şimdiye kadar kapsamlı kaynak harcaması yapıldıysa, eğitim sisteminin kusurlu olması, ilave kaynaktan çok politika değişiklerinin eğitim sonuçlarını değiştireceği şeklinde açıklanabilir.
Verimsiz ve Etkisiz: Brezilya, Şili, Yunanistan, Endonezya, Türkiye. Bu sistemler verimsiz oldukları gibi, verimli öğrenci sonuçları yaratmakta da başarısız.
Türkiye, Almanya ve İsviçre’nin önünde
Türkiye’nin, eğitim sistemlerinin verimliliği konusunda yapilan uluslararası yeni bir karşılaştırmada 30 OECD ülkesi arasında alt siralarda yer almasına rağmen, Portekiz,Danimarka, Almanya ve İsviçre gibi Batı Avrupa ülkeleri ile, Yunanistan, İspanya ve İtalya gibi Güney Avrupa ülkelerinden daha verimli olduğu belirlendi. GEMS Education Solutions adına gerçekleştirilen Verimlilik Endeksi - hangi eğitim sistemi paranın karşılığını en iyi veriyor araştırması, eğitim bütçelerinin her ülkede ne derece verimli tahsis edildiğini inceleyen ilk kapsamlı uluslararası inceleme olarak gösteriliyor.
Finlandiya 15 yıldır en verimli sistem
Rapora göre ortaya çıkan sonuçlardan bazıları şöyle:
- Son 15 yıldır Finlandiya’nın eğitim modeli, OECD içinde en verimli sistem oldu. Kore, Japonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti diğer başarılı ülkeler arasında yer alıyor. Buna karşılık Yunanistan, İspanya, Portekiz ve İtalya gibi Akdeniz ülkeleri düşük verimlilik sergiliyor.
- Birçok batılı eğitim sisteminde varolan sınıf mevcudunu düşürme girişimlerine karşın, nispeten kalabalık sınıflarda mükemmel sonuçlar almak hâlâ mümkün. İncelenen ülkeler arasında en verimli eğitim sistemlerine sahip olan iki ülke Finlandiya ve Kore iyi sonuçlar elde ediyor. Bu ülkeler OECD ülkeleri içinde 3’üncü ve 5’inci en kalabalık sınıf mevcutlarına sahip ve öğretmenlerine orta düzeyde maaşlar ödüyor.
- ABD verimlilik endeksinin en alttaki üçte birinde yer alıyor. OECD’nin en büyük ülkesi olarak eğitime inceleme konusu diğer herhangi bir ülkenin beş katını harcıyor ve çok yüksek öğretmen maaşları ödüyor.
- Öğretmenlerine gereğinden düşük ya da yüksek maaş ödeyen ülkeler verimsiz olabilir. Düşük öğretmen maaşları nitelikli kişileri istihdam edip meslekte tutmayı güçleştirdiği için Brezilya ve Endonezya gibi bazı ülkeler verimsiz oluyor. Ölçülü bir ilave harcama çok daha yüksek eğitim sonuçlarına yol açabilir. Aynı bağlamda, İsviçre ve Almanya gibi zaten mükemmel sonuçlar elde eden öğretmenlere ödenecek daha yüksek maaşlar performansı arttıramayabilir ve etkinliği düşürebilir.
- Yüksek verimlilik sergileyen ülkeler genel olarak eğitimde de yüksek sonuçlar elde ediyor. Verimlilik Endeksinin ilk 10 sırasında yer alan ülkelerden beşi PISA’nın ilk 10’unda da yer alıyor.
Alper Dinçer (Eğitim Reformu Girişimi Politika Analisti): Raporda Türkiye’ye yönelik “verimsizlik ve etkisizlik” vurgusu çok şaşırtıcı değil. Son yıllarda Türkiye’nin PISA başarısı olduğu yerde saydı. 15 yaşındaki öğrenciler PISA’ya katılıyor. Ülkemizde ise bu yaştaki çocuklara yönelik yapılan harcamalara bakıldığında, öğrenci başına düşen harcamaların PISA başarısına etki etmediğini görüyoruz. 2009- 2012 yılları arasında Fatih Projesi’ne, 4+4+4 eğitim sistemine yapılan yatırımların öğrenciye başarı anlamında geri dönüşü olmadı. Türkiye uluslararası alanda olduğu yerde kaldı. Burada sorulması gereken soru eğitim politikaları kaliteye yönelik mi yapılıyor? Kaliteyi arttırmak için mi bu projeler yapıldı? Ben bu amaçla yapılmadığını düşünüyorum. Çünkü 2009-2012 arasında bunlara ciddi para harcandı ama öğrenci başarısında artış yok. Türkiye’de 830 bin öğretmen var. Ama bunlar bölgelere göre eşit dağılmış değil. Bazı illerde 12 kişilik derslik var, bazılarında 50 kişiye yakın sınıf mevcutları var. Türkiye genelinde öğretmen başına öğrenci sayısı azaltılmalı, sınıf mevcudu başarıyı doğrudan etkiliyor. Bu yapılırsa elbette başarı yükselir. Geri kalmış bölgelerde sınıflar kalabalık ve burada öğrenciler bu durumdan zarar görüyor. Bu konuda başarısızız. Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi yayınlanırsa çözüm için bir adım atılmış olur ancak henüz paylaşılmadı. Türkiye‘de eğitim politikaları yapılırken gündemi 4+4+4, Fatih Projesi, dershanelerin kapatılması gibi konular işgal diyor ve eğitimin kalite kısmı arka planda kalıyor. Yani Türkiye’deki eğitim politikalarında eğitim ve öğretimi güçlendirmeye dönük uygulamalarda ciddi aksaklıklar görüyorum. Öğretmen niteliğinin güvence altına alınması için projeler var ancak uygulamaya geçirilmiyor. Niteliğin yükseltilmesi için en önemli etken öğretmen. Onlara yardımcı olmazsak, destek vermezsek, sorunlarını görmezden gelirsek problemler devam edecek.