Güncelleme Tarihi:
Paul Collard, İngiltere merkezli Yaratıcı Kültür ve Eğitim Derneği’nin başkanı. Geliştirdiği ‘Yaratıcı Ortaklık’ programı, dünyada her yıl 3
DEĞİŞİMİ BİLENLERİN ŞANSI VAR
“Bugün dünya iş arayanların değil, bunu yaratanların peşinde. İşler çok hızlı değişiyor. Bu nedenle ihtiyacımız olan teknik bilginin
okullarda öğretilmesi neredeyse imkânsız. Günümüzün işleri 30 yıl öncesinden çok farklı, ilerideki 10 yılda daha da değişecek. Bu hızlı değişime nasıl ayak uyduracağımızı bilmemiz gerekiyor. İş yaratabilenler, bu dönüşümle nasıl baş edebileceğini öğrenenlerden çıkacak.
İŞBİRLİĞİ ANAHTAR NİTELİĞİNDE
Gelecek 10 yılda hangi meslekler öne çıkacak, tahmin etmek zor. Fakat bu mesleklerde hangi yaratıcı becerilere ihtiyaç olacağını söyleyebilirim. Bunları kısaca ‘yaratıcı zihin alışkanlıkları’ olarak tanımlayabiliriz. Bunlar; merak, ısrar, yaratıcılık, disiplin ve işbirlikçilik. Onlar da aralarında toplamda 15 yola ayrılıyor. Herkes en çok yaratıcılık üzerinde duruyor. Bence ısrarcılık göz ardı edilmemeli. Çünkü birçok harika, yaratıcı fikriniz olabilir. Ancak çok kolay vazgeçiyorsanız, bir anlamı olmayacak. Yaratıcı birçok başarılı iş insanı, sanatçı ve girişimciye baktığınızda, yaratıcılık kadar ısrarcılığı da görürsünüz. Günümüzde işbirliği de anahtar önemde. Diğer insanlarla etkili işbirliği yapabilmek, iş dünyasının merkezinde yer alıyor. Bunu başaramazsınız, iş bulma şansınız şimdi olduğu gibi gelecekte de düşük.
Bu becerilerin okullarda geliştirilmesi için öğretmenlerin nasıl öğrettiklerine odaklanılmalı. Bunun için öğretmen eğitimi ele alınmalı. Türkiye’de öğretmenlerle bir araya geldim. Hepsi gerçekten harika. Şunu görüyorum, iyi öğretmen daha da iyi olmak için eğitim almak, yeni şeyler öğrenmek istiyor. Kötü bir öğretmen bu konuda mesafeli oluyor ve eğitimlerden endişe duyuyor.”
DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK İÇİN UĞRAŞIYORUZ
- ‘Yaratıcı Ortaklık’ programı, 2002’de ortaya çıktı. Her yıl dünyada yaklaşık 3 bin okulda uygulanıyor. Çocukların başarı ve öğrenme tutkularının artmasını hedefliyoruz. Öğrencilere daha fazla imkân olduğunu göstermek istiyoruz. Bunun için binlerce inovasyon destekleniyor, okul ve yaratıcı profesyoneller arasında işbirliği kuruluyor. Sanatçı, mimar, multimedya geliştiricileri ve bilim insanları öğrencilerle buluşuyor. Onları dinliyor ve yeni projelerin ortaya çıkması için ilham veriyor. Ayrıca öğretmenler, bu özel profesyonellerle hem sınıflarda hem de çeşitli atölyelerde bir araya geliyor, eğitim görüyor. Bunu Türkiye’deki okullara taşımak kolay. Ancak nitelikli profesyonelleri eğitim ortamlarına katmak için yatırım gerekiyor. Almanya’dan Pakistan’a birçok okulda bu yapılabiliyor. Vakıf olarak dünyayı değiştirmeyi arzuluyoruz. Türkiye’de de programın uygulanması için destek olmayı isteriz.
KENDİNİZE İNANIN
- Bağımsız fikirli, bilgileri eleştirel değerlendirebilen, problemlerin üstesinden gelebilmek için kendisine inanan, daha iyi bir gelecek inşa etmek için gerekli hayal gücüne sahip biriyseniz, geleceğe hazırsınız demektir.
TESTLERİN BECERİLERİN GELİŞMESİNE KATKISI YOK
* OECD’nin, ‘İşbirliğine Dayalı Problem Çözme Becerileri’ raporunda Türkiye son sırada. Sizce neden?
Şu çok net: İşbirliğine dayalı problem çözme becerilerinizin gelişmesi ancak erken yaştan itibaren yapılan çok sayıdaki pratikle mümkün. Okulda, öğretmen size her şeyi öğretiyor ve sonra bunu sınavda kâğıda yazmanızı bekliyorsa, takım çalışması becerilerinin gelişmesi zor. Türkiye’de eğitim sistemini çok iyi bilmiyorum. Ama bu becerilerdeki zayıflığın eğitim sisteminden kaynakladığına eminim. Türkiye’de sınavlar test üzerine kurulu. Fakat biz bu testleri yemek yaparken ve kıyafet dikerken kullanıyor muyuz? Testlerin bu tür becerilerin gelişmesine katkısı yok.
ONLAR İÇİN DOĞRU YAZILIMLARI BULMAYA ÇALIŞIYORUZ
- Beynimizde yönetim fonksiyonlarını düzenleyen bir bölüm var. Burada vücudumuz, duygularımız ve sosyal ilişkilerimiz düzenleniyor. Bir bilgisayar alınca Windows 7 gibi bir işletim sistemiyle gelir, onun sayesinde yazılımlar yükleyebilirsiniz. Eğer kötü işletim sisteminiz varsa, yazılımlar çalışmaz. Beynimizdeki yönetim fonksiyonları, işletim sistemimiz. Okula başlayan çocukların bazılarının iyi bir yönetim fonksiyonu varken, kimisinin yok. Okul çocuklara matematik, fizik, okuma gibi yazılımlar yüklemeye çalışıyor. Eğer işletim sisteminiz düzgün çalışmıyorsa, yazılımlar da iyi işlemiyor ya da hiç yüklenmiyor. Biz çocuklar için doğru yazılımları bulmaya çalışıyoruz. Onların yaratıcılıklarını destekliyoruz, başarı da bu şekilde geliyor.