Güncelleme Tarihi:
Bu sadece Türkiye’de değil, birçok ülkede hâlâ çok tartışılıyor. Özellikle İspanya’da geçtiğimiz yıl ödeve karşı ayaklanan öğrencilerin en büyük destekçileri de aileleri olmuştu. Dünyada öğrencilerin çoğu, daha az ödev ya da mümkünse hiç yapmamak istiyor. 2014’te OECD ülkelerinde 15 yaşındaki öğrencilere verilen ortalama haftalık ev ödevleriyle ilgili rapora göre, İspanyol öğrenciler haftada 6.5 saatini ev ödevine harcıyor. Şanghaylı öğrenciler ortalama 13.8, İngilizler 4.9, Finlandiyalı öğrenciler de 2.8 saatini ödeve ayırıyor. PISA 2012 sonuçlarında en başarılı ülke olarak gösterilen Finlandiya ile Şanghay karşılaştırıldığında, ödev konusunda zıt kutuplarda olduklarını görmek mümkün. Bu da Amerika’da bazı eyaletlerde ödevin okul başarısını geliştirmediğini gösteren araştırmalara destek veriyor. Bu araştırmalarda ödevin başarıya fayda sağlamadığı gibi okula karşı tutum, not, özgüven ve sosyal beceri ile yaşam kalitesine zarar verdiği görülüyor.
RUTİN TEKRARDAN UZAK DURMALI
Ödev; sadece okulla öğrenci arasında değil, aile ile çocuk arasında da aslında büyük huzursuzluk kaynağı olabiliyor. Uzmanlara göre evde çoğu zaman çocuk ile anne arasında en büyük tartışmalarda başrolü ‘ödev’ kapıyor. Çocukları ve aileleri strese sokup, denge eksikliği ve uyku gibi problemlere yol açan bu tartışma konusuna eğitimciler de farklı bakıyor.
Ödevi destekleyip, faydalarının azımsanmayacak kadar çok olduğunu vurgulayan eğitimciler, çocukların okul gününde öğrendiklerini unutmamaları ve pekiştirmeleri için ödev ya da ders tekrarının şart olduğu görüşünde. Bu görüşe göre “Ödev yok” diye açıklama yapmak yerine zamanı boşa harcayan, öğrenme hedefi olmayan ev çalışmasını yasaklamak daha iyi.
Başka bir görüşe göre de çocuğun okuldan arta kalan zamanını bu kadar zorlayan tekrarlara yer vermek gereksiz.
Kuşkusuz çocuğun eğitim yolculuğunda okulda öğrendiklerini ailenin de desteklemesi başarıyı getiriyor ve öğrenmeyi de pekiştiriyor. Ama işin püf noktası rutin tekrarlar ve zoraki okumalar değil, yaparak, yaşayarak eğlenceli şekilde yapılan uygulamalar. En önemlisi de öğrencilerin anne-babalarından yardım almadan yaşlarına uygun sürede tekrar yapmaları. Yurtdışında yapılan bazı çalışmalara göre, birinci sınıftaki öğrencilere verilen ödevin 10 dakikayı aşmaması, daha üst sınıflarda 20 dakikayı ve liseye kadar da iki saate çıkması normal.
Ne yapıp edip ödev, sıradan oyalama çalışmasının ötesine taşınarak motive edici hale getirilmeli. Bu konuda eğitimciler biraz daha kafa yormalı.