Güncelleme Tarihi:
ABD’nin en önemli psikolojik danışmanlarından Prof. Dr. Bradley T. Erford, geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelerek rehber öğretmenlerin mesleki gelişimlerine katkı sağlamak ve ebeveynleri, çocuk gelişimi hakkında bilgilendirmek için, dünyada öne çıkan yeni yaklaşımları anlattı.
Amerikan Psikolojik Danışma Derneği Eski Başkanı Prof. Bradley T. Erford, stres yönetimi, başarı ölçümleri geliştirme uzmanı ve okul psikolojik danışmanlığı konusundaki çalışmalarıyla tanınıyor. MEF Üniversitesi’nin davetlisi olarak geldiği Türkiye’de, psikolojik danışmanlık ve rehberlik uzmanlarına yeni yaklaşımlar konusunda iki konferans verdi. Prof. Bradley T. Erford ile aile tipleri, sınav kaygısı ve geleceğin meslekleri hakkında konuştuk.
Kaplan anneler aİleyİ yarıştırır
Yarışçı aile ve helikopter aile ne anlama geliyor? Birbirlerinden ne gibi farkları var?
-Helikopter, adından da anlaşılacağı gibi gözü çocuğun her an üzerinde olan aileler için kullanılıyor. Bu tip evebeynler, çocuğun her türlü ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Her türlü olumsuzluğun çocuğa ulaşmasını engellemek için harekete geçiyor. Helikopterlere ‘koruyucu aileler’ de diyebiliriz. Bu aileler “Dur, senin için yapmama izin ver” diyor. Yarışçı aileler ise helikopterler kadar koruyucu değil. Sonuç odaklılar. Yarışçıların amacı, çocuklarının test ve sosyal hayattaki başarılarına odaklı. Aslında bunların içinde genellikle bir ‘kaplan anne’ bulunur. Kaplan anneler, aileyi yarışçı hale getirebilir. Bu tip anneler, kendi beklenti ve hırslarını çocukları üzerinden hayata geçirmek ister. Çocuğun başarısını kendi başarısı, başarısızlığını kendi eksikliği olarak görür. Yarışçı ailelerin çocukları jimnastiğe gider, kurslara kaydolur, yarışmalara katılır.Amaçları çocuklarının her zaman ilk sırada yer almasıdır. Bu tip aileler, küçük yaşlardan itibaren çocuklarının geleceğini planlar.
Yarışçı ailelerin hedeflerini yüksek tutması çocuk için sakıncalı mı?
-Ailenin hedeflerini yüksek tutması, çocuk için her zaman kötü bir şey değil. Bu çocuğun karakterine göre değişir. Bazı çocuklar, stresle daha kolay mücadele edebilir. Yarışçı aileler tarafından konulan hedefler, çocuğu çok iyi yerlere taşıyabilir. İnsanlarda içten ve dıştan olmak üzere iki tür motivasyon vardır. İçten motivasyonlu çocuk, bu zorlu süreçten zevk alır. Başarmayı, çalışmayı ve bir şeyleri zorlamayı sever. Dıştan motivasyonlu çocuk ise,ailenin beklenti ve isteklerini karşılamaya yönelir. Bu tip mizaçtaki çocuklar ‘meydan okumayı’ sevmez. Bu yarış hali çocuğu aşırı kaygıya sürükler. Bu yüzden çocukların bu rekabetçi ortamda, performans ve sağlıklarını korumaları için psikolojik rehberliğin rolü çok önemli. Çünkü karakteri buna uygun olmayan çocuklar, çok büyük yaralar alabilir. Okullarda psikolojik danışmanlar, özellikle yarışçı aileleri takip etmeli, aileyi yönlendirmeli.
Sizce nasıl bir aile çocuk için daha iyidir?
-Her şeyden önce aile, destekleyici olmalı. Çocuklarıyla konuşmayı bilmeli. Özellikle ergenlik ve yoğun sınav dönemlerinde, rehberlikle iletişim kurmalı.
Sınav stresiyle baş etmek için çocuklara neler önerirsiniz?
-Derin nefes, çok önemli. Kan basıncını kontrol altına alıp, kalp atış hızını istenilen seviyeye çektiğinizde streste azalma olur. Görsel canlandırma da etkilidir. Gözünüzü kapatıp birkaç dakika olumlu şeyler düşünün. Bu belki zor olabilir. Ancak deneyin, hayal edin. Başarı inancını besleyerek, öz yeterliliklerinizi arttırmak da bir yöntem. Başarıya dair inancınızı sağlayamazsanız, aşırı stres yüzünü hemen gösterir.
Kaygı orta derecede İse performansı arttırır
Kaygı ile performans arasında nasıl bir ilişki var?
-Eğer öğrencide kaygı azsa, performans da düşmeye meyilli olur. Kaygı yüksek olursa da, performans düşüşe geçer. Fakat kaygı orta derecede olursa, performans en üst düzeye gelir. Yani düzeyli stres iyi bir şey ve motive edici.
Çocukların psikolojisi açısından hangi sınav metotları daha iyi?
-Ben ölçüm geliştirme uzmanı olarak da çalışmalar yürütüyorum. Testler, çocukların başarısını ölçmek için en iyi yöntemlerden biri. Ancak sınav sonuçları sadece başarıyı ölçmüyor. Sonuçlar, aileler tarafından da değerlendirmeye alınıyor. Bu da çocuklarda yeni bir baskı oluşturuyor. Sınavların çocuklarda stres, kaygı bozlukluğu, test fobisi gibi olumsuz etkileri olabiliyor. Bunun fiziksel etkileri de var.
Son yıllarda psikolojik danışmanlıkta öne çıkan yeni bir yaklaşım var mı?
-Bilinçli, farkındalık temelli yaklaşımlar ön plana çıkıyor. Psikolojik danışmanlar arasında ruhsal, manevi yaklaşımlarda artış var. Örneğin, budizmin felsefi yönü psikolojik danışmanlar arasında popüler. Bu yaklaşımlar fazlasıyla işe yarıyor.
Ailelerin çocuklarıyla etkili iletişim kurması için 12 yöntem
- Anne, baba, çocuk bir araya gelip konuşmalı
- Psikolojik danışmanlarla sürekli iletişim halinde olunmalı
- Aile destekleyici bir role bürünmeli
- Başarı konusunda aileler değil, çocuklar kendilerini ileriye itmeli.
- Yanlış ve uygunsuz davranışların nedenleri anlaşılmalı
- Güvenle hareket etmeli
- Eğer arada bir iletişim kopukluğu varsa temeldeki asıl probleme odaklanılmalı
- Suç ve cezanın uyumlu olduğundan emin olunmalı
- Pozitif etkileşim sürdürülmeli.
- Davranışlarda tutarlı olmalı.
- Yeri geldiğinde duygularını dışarda bırakabilmeli
- Sınırlar konulmadan önce harekete geçmeli.
Gelecek, sağlık teknolojilerinde
ABD’nin en önemli psikolojik danışmanlarından Prof. Bradley T. Erford, gelecekte yükselişe geçecek meslekleri şöyle anlattı:
Geleceğin mesleklerini, meslek yüksekokulları şekillendirecek. Dünyanın her yerinde, büyük kitleler lisans programlarından mezun oluyor. Dolayısıyla gelecek yıllarda daha teknik konularda çalışanlara ihtiyaç artacak. Teknolojinin gelişmesiyle, eski tip iletişim araçlarının yarattığı meslekler geri planda kalacak. Bunun etkisi, en çok medyada hissedilebilir. Bence, gelecek 10 yılda medikal teknoloji daha popüler olacak. Toplumlar yaşlandığı için bakım maliyetleri artıyor, sağlık hizmetleri kritik önem kazanıyor. Sağlık teknolojilerini geliştirecek meslek dalları popülerleşecek. Evde kimsenin yardımı olmadan sizi tedavi edecek inovatif teknolojiler önem kazanacak. Sağlıkla ilgili tüm alanlarda işsizlik problemi olmayacak.
Çatışmayı çözmenin yolları
- Anlaşmaya varın
- Paylaşımları arttırın
- Konuşurken mizahı kullanın
- Dikkati bazen başka yöne çekin
- Çatışmaya yön verebilin
- Aynı fikirde olmamaya razı olun
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Solunum Hastalıkları ve Alerji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Remziye Tanaç, çocukta besin alerjisi konusunda merak edilen soruları yanıtladı.
1) Çocukta besin alerjisinin nedenleri neler?
- Gıdaların ağızdan alınıp sindirilmesine kadar olan süreçte istenmeyen reaksiyonların görülmesine besin alerjisi deniliyor. Tüketilen yiyecek veya içecekler sonucunda ortaya çıkan tepkiler olarak da tanımlanabilir. Anne-babadan gelen kalıtsal özellikler en önemli nedenlerinden biri. Koruyucu madde taşıyan bazı gıdalar ile astım da besin alerjisini tetikleyebiliyor.
2) Hangi yaşlarda daha sık görülüyor?
- Besin alerjisi en fazla 0 -2 yaş grubundaki çocuklarda ortaya çıkıyor. Anne sütü ile gıdaların birlikte alınmaya başlamasıyla görülüyor. Bu rahatsızlık 5 yaşına kadar devam edebiliyor. Ancak çocuklarda 1 yaşın sonuna doğru verilmeye başlanan fıstık, ceviz gibi kabuklu besinler ile bazı deniz ürünlerinin alerjisi ömür boyu sürebiliyor.
3) Çocukta besin alerjisinin belirtileri neler?
- Besinler alındıktan 0 -1 saat ile 12’nci saatten sonra çeşitli rekasiyonlar ortaya çıkabiliyor. Belirtiler arasında deride kaşıntı, dökülme, şişkinlik yer alıyor. Ayrıca yanakta, ağızda kızarıklık, karın ağrısı, kusma, dışkıda kan görülmesi, huzursuzluk, öksürme, nefes darlığı da görülebiliyor.
4) Hangi besinler daha çok alerji yapıyor?
- En çok süt ve yumurta alerjiye neden oluyor. Deniz ürünleri, fıstık gibi gıdaların alımı sonrasında bu şikayetler yaşanabiliyor.
5) Çocuklar nasıl korunur?
- Anne sütü ile özellikle süt ve süt ürünlerinin birlikte alınmamasına dikkat edilmeli. Örneğin tereyağı, peynir, yoğurt gibi ürünler. Bebeklerde süte karşı alerji de olabiliyor. Fındık, fıstık, kabuklu deniz ürünlerine karşı alerjisi olan çocukların bunları tüketmemesi gerekiyor. İnek sütü ve yumurta 5 yaşından sonra alerjiye neden olmuyorsa hekim kontrolünde tüketime devam edilebilir. 5 yaşından sonra domates, muz, çilek gibi besinler de alerji yapabiliyor. Koruyucu katkı maddesi içeren bazı hazır besinler, renkli sakız, gazoz gibi gıdalar da çocukları olumsuz etkileyebiliyor.
5’inci sınıflara yabancı dil ağırlıklı müfredat ne zaman uygulanmaya başlanacak?
- Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık’ın verdiği bilgiye göre 5’inci sınıflarda yabancı dil ağırlıklı müfredatın pilot çalışması Türkiye genelinde 7 bölgede, 7 farklı ilde yapılacak. 2016 yılının Eylül ayında uygulamaya geçilecek.
Kardeş Okullar Ağı (ASPnet) Projesi nedir?
-UNESCO tarafından 1953 yılında kurulan, 9 bin 566 eğitim enstitüsünde ve 180 ülkede uygulanan evrensel eğitim ağına verilen isim. Bu projede okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, teknik okullar ve öğretmen eğitimi enstitüleri gibi çeşitli üye kuruluşlar, uygulamada uluslararası anlayış, barış, kültürlerarası diyalog, sürdürülebilir kalkınma ve kaliteli eğitim konusunda çalışıyor. Türkiye, UNESCO’nun bu oluşumunda Kuzey Amerika ve Avrupa grubunda 42’si özel, 3’ü devlet okulu olmak üzere 45 okulla yer alıyor.
Gençler için AB konulu video yarışması
Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa Birliği (AB) üyesi, aday ve Güneydoğu Avrupa’daki aday adayı ülkelerden 13-15 yaşındaki gençler için “Birleşmiş bir Avrupa size ne ifade ediyor?” konulu bir video yapılacak. Jüri tarafından her ülkeden seçilen videolar yarışacak. Kazananlar yarışmacılar Brüksel’e davet edilerek Avrupa kurumlarını keşfetme ve Avrupa’nın dört bir yanından genç insanlarla tanışma fırsatı bulacak. Hazırlanan videoların 17 Mayıs’a kadar Komisyon’a iletilmesi h-gerekiyor. Ayrıntılar ve başvurular http://ec.europa.eu adresinde.
Kocaeli Bilim Merkezi açıldı
TÜBİTAK desteği ve Kocaeli Belediyesi işbirliği ile Kocaeli Bilim Merkezi açıldı. Merkezde, yüzlerce bilimsel düzenek, galeriler, sergi salonları ve atölyeler yer alıyor. ‘’Her şey bilmekle başlar’’ sloganıyla yola çıkan merkez, bilime ve öğrenmeye meraklı her yaştan insana hitap ediyor. Özel tasarlanmış 200’e yakın deney düzeneği, çeşitli salonlarda sergileniyor. 680 metrekare alana yayılan ‘Bilimsel Atölyelerde’, Optik İllüzyon, Yanardağ Modeli, Hücre Modeli, 3-D Gözlük ve daha birçok farklı deney yapmaya imkân sağlanıyor. Ayrıca, fizik, kimya, biyoloji, matematik, popüler bilim, gibi konularda geniş bir kaynak sağlayan 1500 kitaplık ‘Özel Kütüphane’si de bulunuyor. Pazartesi her gün saat 10.00-17.00 arasında ziyaretçilere açık.
- Milli Eğitim Bakanlığı, görevli 800 bin öğretmenin e-imza sistemine geçiş yapacağını açıkladı.
- YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, gelecek dönmelerde öğrencilere yükseköğretim kurumlarının çıktılarına yönelik veri paylaşımı yapacaklarını söyledi.
- Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Yerleşkesi’nin Marmara Üniversitesi’nden alınarak Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne (TSBÜ) tahsis edilmesine yönelik kanun teklifi Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek yürürlüğe girdi.
- 2014 yılında ilk defa öğretmen ataması için 202 bin aday Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurdu.