Güncelleme Tarihi:
İnsanın dünyaya geldiği doğum süreciyle birlikte seslerle tanışma, sesleri algılama serüveni başlamaktadır. Çocuklar çevrelerinde duydukları sesleri algılayıp tepki verirler. Ani, yüksek, gürültülü bir ses karşısında korkup tedirginlik yaşayabildikleri gibi algıladıkları bazı sesler ile de rahatlayıp kendilerini güvende ve mutlu hissederler. Bebeğin en yakın çevresinden başlayarak anne-babasının seslerini tanıması, kendisine söylenen ninnilerle rahatlayıp kendini güvende hissetmesi, biraz daha büyüdüğünde oynadığı oyunlarda müzikle birlikte öğrenerek-eğlenmesiyle, yaşamının her anında ona eşlik eden bu müzik serüveni, çok farkında olunan bir süreç olmasa bile sosyal gelişimi bakımından önemlidir.
SOSYAL GELİŞMİŞLİĞE FAYDA SAĞLAR
Okul öncesi dönemde müzik, çocuk için sanıldığından daha çok şey ifade eder. Öğrendiği şarkılar onun sosyal gelişimine olduğu kadar öğrenmesine de katkı sağlar. Çevrelerinde algıladıkları; hayvanların, taşıtların çıkardıkları çeşitli sesleri dinlemek, taklit etmek, fark etmek onlara bazı bilgileri öğrenmeleri konusunda yardımcı olur. Yine duydukları farklı çalgılara, müzik türlerine ait sesler onların sesleri algılama, ayırt etme becerilerini geliştirdiği gibi etrafında gördüğü ses kaynaklarını tanımalarını, öğrenmelerini de sağlar.
Müzik, çocuk oyunlarında ağırlıklı bir öğe olmakla birlikte aynı zamanda önemli bir etkiye de sahiptir. Günümüzde teknolojik cihazların yaygın kullanımı sonucunda çocuğun oyun süreci değişime uğramakla birlikte geçmişte sokakta, okul bahçesinde, parkta, piknikte oynanan müzikli oyunlar, saymacalar, tekerlemeler de çocuğun gelişiminin önemli bir parçasını oluşturmaktaydı. Teknolojik ortamda oynanan sanal oyunlarda müziğin arka planda bir rolü olduğu söylenebilir. Bu dönemde, özellikle çocuğun oyunlarında dil gelişimine katkı sağlayan tekerlemeler, saymacalar onlar için aynı zamanda eğlenceli, müzikal öğrenme araçlardır. Okul öncesi süreçte verilen müzik eğitiminde öğrendiği ritmik, melodik şarkılar, dans ve drama becerilerini geliştirmesine olanak sağlar. Bu sayede müzik, çocuğun kendini ifade etmesine, bulunduğu sosyal çevrede benlik algısını olumlu yönde geliştirmesine yardımcı olur. Arkadaşlarıyla uyum içerisinde vakit geçirmesi, müziksel işitme ve ritim eğitimine katkı sağlaması, sesini tanıması-kullanabilmesi, psikolojik açıdan rahatlaması, kendine ait, yaşına uygun bir öğrenme ortamında eğlenerek öğrenebilmesi müziğin ve oyunun sağladığı katkılardan birkaçıdır.
SOYUT DÜŞÜNEBİLMEYİ SAĞLAR
İlkokula hazırlık sürecinde müzik, çocuğun bilişsel gelişimi ve soyut düşünebilmesine de olanak sağlar. Çocuğun oynadığı oyunlar ve öğrendiği şarkılara ek olarak öğreneceği, seslendirip/çalabileceği müzik enstrümanlarının eğitimine başlanması bu dönemde sorumluluk ve disiplin duygusu kazanması bakımından olduğu kadar öz güven sahibi olmasında da etkili bir yoldur. Müzik aracılığıyla çocuğun yaratıcılık yönünü, beğenisini, estetik duygusunu geliştiren dinleti, konser gibi sanatsal etkinliklere katılması da önem taşımaktadır. İçerisinde bulunacağı/dâhil olacağı sanat çevresi, öğreneceği müzik enstrümanları, çocukta sanat zevkinin ve sanat kültürünün yeşermesi, oluşması bakımından doğru adımlar olacaktır. Müzik ve müzik eğitiminin çocuğa kazandıracaklarını özetlemek gerekirse; okul öncesi dönemde şarkı ve tekerlemeler yoluyla çocuğun dil gelişimine katkıda bulunur. Sosyal beceri ve yeteneklerini geliştirmesine olanak sağlarken zihinsel ve motor gelişimine de katkıda bulunmaktadır. Bunun yanı sıra müzikal etkinlikler yoluyla çocuğun yaratıcılığını ortaya koymasına olanak sağlar. Çocukta sanat zevkinin ve sanat kültürünün oluşmasına katkı sağlar.
MÜMKÜN OLDUĞUNCA FAYDALANMAK GEREK
Müziğin ve müzik eğitiminin çocuğa kazandırdıkları kadar önemli olan bir diğer konu da çocuğun müzik ilgisini geliştirmek için anne babaların ve müzik eğitimi veren kişilerin neler yapabileceğidir. Anne baba ve eğitim veren kişi; müziğin bahsedilen etki ve kazanımlarının farkına vararak çocukların doğru müzik örnekleri ile tanışmalarını sağlamaları, müziğin ve sanatın insan yaşamındaki yeri ve önemine değinerek onları sanat faaliyetleri ile tanıştırmaları, ilgi duydukları çalgının eğitimini almalarına olanak sağlayıp bu konuda baskıcı değil özendirecek yaklaşımlarda bulunmaları önemlidir. Ayrıca bu tarz etkinliklerin çocuğu zenginleştiren yönünü, çevrelerinde sanat ve müzik eğitimi konularında olumsuz düşünen kişilerle de paylaşıp daha bilinçli ve duyarlı yaklaşmalarını sağlayabilecekleri şeklinde sıralayabiliriz. Kısaca çocuğun yaşamında müziğin rolüne baktığımızda; çocuğun gelişimini bir bütün olarak ele alırsak sosyal, duygusal, zihinsel ve bedensel bakımdan her yönüyle etkili olduğu görülmektedir. Son olarak değerli müzik eğitimcisi Ali Uçan hocamızın sözleriyle son verirsek; “Müzik bir eğitim aracı, alanı, yolu, yöntemidir”. Çocuğu bu değerli sanat ve eğitim aracı, alanı, yolu ve yönteminden mümkün olduğu kadar faydalandıralım. Müzik eğitimi, yetişkin bireylere hitap ettiği kadar çocuklara da uygun şartlarda doğru yol ve yöntemlerle sunulduğunda çok daha güçlü bir etkiye sahip olacaktır. Bu anlamda okul öncesi öğrencilerinin eğitimine sağladığı katkı nedeniyle, sosyal gelişmişlik açısından ilkokula hazırlanmaya etkisi bakımından ve çocukların kendilerini ifade edebilmeleri yönüyle faydalanılması gereken bir süreçtir.
DOÇ. DR. YAVUZ ŞEN KİMDİR?
1971 yılında Trabzon’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Trabzon’da tamamladıktan sonra müzik eğitimine 1990 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fatih Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Öğretmenliği programında başladı. 1994 yılında lisans eğitimini tamamladıktan sonra Erzincan Kazım Karabekir Lisesinde ve görevlendirme ile çeşitli okullarda müzik öğretmeni olarak görev yaptı. 1995 yılında Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri Bölümünde araştırma görevliliğine atandı. Aynı yıl Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Müzik Eğitimi Ana Bilim dalında yüksek lisans eğitimine başladı. 1999 yılında yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2002-2004 yılları arasında TRT Erzurum Radyosu Türk Halk Müziği korosunda sözleşmeli bağlama icracısı olarak görev yaptı. 2007 yılında 2547 sayılı kanunun 35. maddesinden faydalanarak doktorasını yapmak üzere Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsüne Araştırma Görevlisi olarak atandı. 2011 yılında doktora eğitimini tamamladı. Aynı yıl Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri Bölümünde Yrd. Doç. Dr. kadrosuna atandı. Ocak 2019 yılında Eğitim Bilimleri Temel Alanı, Güzel Sanatlar Eğitimi Bilim Dalında Doçent unvanını almaya hak kazandı ve Doçent kadrosuna atandı. 2011 yılından beri aynı kurumda Bireysel Çalgı (Bağlama Eğitimi), Türk Halk Müziği Nazariyatı, Türk Halk Müziği Repertuvarı adlı lisans dersleri ile Seslendirme-Yorumlama (Bağlama), Bilimsel Araştırma Yöntemleri, Bilimsel Araştırmaların Raporlaştırılması, Bilim, Eğitim ve Etik adlı yüksek lisans derslerini yürütüyor. Bu süre içerisinde lisans ve lisansüstü tez danışmanlıkları, jüri üyeliği görevlerinde bulundu. Bilimsel çalışmalarda editörlük, alan editörlüğü ve hakemlik yaptı. Koro şefi ve bağlama icracısı olarak çok sayıda konser etkinliğinde görev aldı. Ayrıca çeşitli sanatsal etkinlik ve yarışmalarda jüri üyeliği yapmıştır. Müzik Eğitimi, Türk Halk Müziği ve Müzikoloji alanlarında ulusal ve uluslararası bilimsel dergilerde/kitaplarda yayımlanmış makalesi/kitap bölümü bulunmaktadır. Ayrıca yurtiçi ve yurtdışında katıldığı sempozyum, kongre, konferans gibi bilimsel toplantılarda sunulmuş bildirileri bulunuyor. Şen’in TRT Türk Halk Müziği Repertuvarına derleyen ve notaya alan olarak kazandırdığı eserler bulunmakta ve bu çalışmalarını halen sürdürüyor.
2011 ve 2018 yıllarında yapmış olduğu bilimsel yayınlar nedeniyle TÜBİTAK tarafından Uluslararası Bilimsel Yayınları Teşvik (UBYT) ödeneği almaya hak kazandı. 2012 ve 2016 yıllarında Atatürk Üniversitesi tarafından düzenlenen Bilimsel Teşvik Ödülleri kapsamında “Güzel Sanatlar Alanında” makale dalında birincilik ödülüne layık görüldü. 2020 yılında Atatürk Üniversitesi tarafından düzenlenen Bilimsel Teşvik Ödülleri kapsamında (bilimsel yayınlar ve akademik çalışmaların değerlendirildiği) “Güzel Sanatlar Alanında” ikincilik ödülüne layık görülmüştür. Yazar halen Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri Bölümünde Doçent Doktor olarak görevini sürdürüyor. Evli ve bir çocuk babasıdır.