Güncelleme Tarihi:
‘Yeni Müfredat Eğitimde Neleri Değiştiriyor?’ çalıştayında müfredat tartışıldı. Bahçeşehir Okulları’nın düzenlediği çalıştayda, eğitim uzmanları müfredatı olumlu bulduklarını ancak altyapı eksikliklerinin belirlenmesi ve öğretmen hizmet içi eğitimlerinin yeniden ele alınması gerektiğine vurgu yaptı. Ayrıca eğik el yazısının kaldırılmaması da eleştirilen konuların başında yer aldı. Bilim teknolojileri ve yazılım dersinde müfredatın yeterli olduğu ancak fiziki altyapının özellikle ilkokul düzeyinde iyileştirilmesi ve öğretmenlere sürekli hizmet içi eğitim verilmesi gerekliliğine vurgu yapıldı. Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel, her okulun müfredatını kendisinin yapmasını ancak evrensel değerlerin korunması gerektiğini dile getirdi. Yücel, “ABD’de 50 eyalette müfredat farklı. Ama ortak değerler burada herkes tarafından kabul edilir. Biz okullar olarak müfredatlarımızı kendimiz yapmalıyız. Bunu yaptığımızda eğitimde hedeflenen noktaya gelmiş oluruz. Dershanecilik döneminde müfredatımızı kendimiz yaptık. Başarılı da olduk. Kısacası okulların proaktif olması ve sorumluluk alması lazım“ diye konuştu.
HİZMETİÇİ EĞİTİM SÜREKLİ OLMALI
Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Şirin Karadeniz de MEB’in öğrencilere kazandırılması hedeflenen yeterlilikleri, Avrupa Komisyonu’nun anahtar yeterlilikleri çerçevesinde belirlediğini belirtti. Karadeniz, ”MEB Avrupa Komisyonu’nun yeterliliklerini ele aldı ve onları yeni müfredat kapsamında değerlendirdi. İlk sınıflarda derslerde bilişim teknolojilerinde güvenlik ve etik konuları ele alınıyor. Ortaokula doğru bilişim teknolojilerinde okuryazarlığa odaklanılıyor. Bu alan daha erken verilmeli. MEB’e okuryazarlığın yanı sıra bunu etkin bir şekilde kullanma anlamına gelen akıcılığa da yer vermesini öneriyoruz. Ayrıca altyapı olmadan bilişim teknolojileri eğitimi veremezsiniz. Bu kazanımlar kağıt üstünde kalır. Son olarak bilişimle ilgili derslerde hizmet içi öğretmen eğitimleri de yeniden ele alınmalı, bu eğitimler sürekli hale getirilmeli. Eğitimciler toplanıp bir kez eğitim verilip bırakılmamalı” diye konuştu.
FiNANSAL OKURYAZARLIK ATLANMIŞ
Bahçeşehir Okulları Ümraniye Kampusu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Çağla Garipağaoğlu ise, dil bilgisi kazanımlarının ilk sınıflardan ortaokul düzeyine kaydırılmasının doğru bir adım olduğunu dile getirerek şunları söyledi:
“Mevcut müfredatta dil bilgisi kazanımları ilk sınıftan itibaren veriliyor. Bu kazanımlar yeni öğretim programında 5’inci sınıfa aktarıldı. Yeni müfredatta PISA’daki gibi okuma kazanımlarında analiz-sentez ve neden sonuç ilişkisi kurma becerilerinin yer almasını son derece sevindirici buluyoruz. Ancak eğik yazı yerini koruyor. Bunun kaldırılması gerekirdi. Bu, çocukların kas becerilerine uymuyor. Onları geride kaldıkları için okuldan soğutabiliyor. Bu tip yazı ilerleyen sınıflarda seçmeli bir ders olarak verilebilir. Finansal okuryazarlık da okul öncesinde ve ilkokulda serbest eğitim etkinlikleri çerçevesinde yeni 21’inci yüzyıl becerileri çerçevesinde yer almalı. Bilinçli bir tüketici olmayı çocuklarımıza erken yaştan itibaren öğretmeliyiz” dedi.
GÖRÜŞLER İÇİN VERİLEN SÜRELER KISA
Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Doç. Dr. Sencer Çorlu müfredatın değerlendirilmesi için tanınan sürenin kısa olduğunun, ABD’de benzer müfredat değişikliğinde iki yıl boyunca görüşlerin toplandığının altını çizdi. Doç. Dr. Sencer “ABD’de benzer müfredat değişikliğinde eğitimle ilgilenen herkesin görüşleri iki yıl boyunca alındı. Türkiye’de tanınan süre yeterli değil. Bunun uzatılması gerekir” dedi.
Bahçeşehir Okulları eğitim uzmanları geçen haftalarda açıklanan taslak öğretim programlarını ilk, orta ve lise düzeyinde inceledi. Öne çıkan bazı bölümler şöyle:
İLKOKUL PROGRAMI
DİLBİLGİSİ KAZANIMLARI BEŞİNCİ SINIFTA
-Birinci sınıflarda eğik yazının kaldırılması merak edilen konuların başında yer alıyordu. Eğik yazıda herhangi bir değişiklik yapılmadı.
-Yeni programların başarılı ve etkin bir şekilde amacına uygun olarak yürütülebilmesi için iyi planlanmış ve yenilikçi bakış açısı içeren bir hizmet içi eğitime ihtiyaç var.
-Yeni programlarda, ölçme ve değerlendirme sadece öğrenme sonucunu değil, sürecini de değerlendirmeye dönük ele alınmış. Hem öğrencinin kendini değerlendirmesi için hem de öğretmenin öğrenciyi değerlendirmesi için değişik ölçme aracı örneklerine yer verilmiş. Özellikle ölçme değerlendirmede öğrencinin öz değerlendirme ve akran değerlendirme yapması öğrencilerin karar verme becerilerinin gelişimine yönelik olumlu bir katkı.
-Dilbilgisiyle ilgili kazanımların 5’inci sınıftan itibaren programda yer alması, kalıcı öğrenme ve yazılı iletişim becerilerinin geliştirilebilmesi için bu kazanımların hedeflendiği ilkokul programında azaltılmadan yer almalı.
HAYAT BİLGİSİNE KARİYER BİLİNCİ GELİŞTİRME
-Hayat bilgisi öğretim programının amacı; bireyin yaşam kalitesini artıracak temel becerileri kazandıran, yetenekleri ve kişiliği geliştirmenin öncelikli olduğu yaşam süren, yaşadığı toplumun değerlerini özümseyen, doğaya ve çevreye duyarlı, araştıran, üreten ve ülkesini seven bireyler yetiştirmek. Bu bağlamda hayat bilgisi öğretim programında yer alan kazanımlar hedeflerle uyumlu. Program okul içi ve okul dışı öğrenme faaliyetlerini önemsemiş, öğrenci merkezli öğretim strateji ve yöntemlerinin yanı sıra ölçme değerlendirmede sürece dayalı tekniklerin kullanılacağı bir tarzda yapılandırılmış. Temel yaşam becerilerinde ‘Kariyer Bilinci Geliştirme’ öğrencilerin küçük yaştan itibaren kendini tanıma ve geliştirmesine yönelik bir başlık olarak değerlendirilebilir. ‘Teknolojik araç gereçlerin güvenli bir şekilde kullanılması’ günlük yaşamla ilişkilendirilecek son derece önemli bir kazanım. Programdaki kazanım sayılarının azaltılmış olmasından dolayı sınıf ortamındaki etkinlik ve çalışmalara daha çok yer verilebilecek.
KURTULUŞ SAVAŞI TAM OLARAK ÖĞRENİLEMEYEBİLİR
-Sosyal Bilgiler dersinde yedi ünitenin konu alanları güncel, öğrencinin yakın çevresinden hareketle hazırlanmış olması öğrenmeyi kolaylaştırıcı nitelikte. Kazanım sayılarının azaltılmış olması dersin işlenişi açısından önemli. Öğrencileri yorumlamaya, araştırmaya, araştırdıklarını sunmaya yönelik değerlendirmeler dersin sevilerek işlenmesine, öğrencinin katılımının artmasına neden olacak. Ancak Milli Mücadele dönemi kazanımlarının azaltılmasının Kurtuluş Savaşı döneminin tam olarak öğrenilememesine neden olabileceği düşünülüyor.
ORTAOKUL PROGRAMI
SOSYAL BİLGİLERDE KONU BÜTÜNLÜĞÜ ARTTI
-Yeni taslak Türkçe öğretim programında kazanımlar; bilgi, beceri ve değerleri bütünleyen bir yapı içinde programlandırıldı. Bu doğrultuda eski programdan farklı olarak öğrenme alanları dinleme, konuşma, okuma, yazma ve söz varlığı yerine dinleme ve konuşma becerilerinin birleştiği ‘sözlü iletişim, okuma ve yazma’ olmak üzere üç ana başlık üzerinden yapılandırıldı.
5’ten 8’inci sınıfa kadar bazı temalarda değişiklik yapılmış, ‘erdemlerimiz’ teması programa dahil edildi. Temalar doğrultusunda seçilecek metinlerin farklı edebi türleri örnekleyen hikâye edici, bilgi verici ve şiir türlerin belirlenmesi öngörüldü. Taslak programda belirtilen kazanımlar bu doğrultuda değerlendirildiğinde bazılarına ilişkin açıklamaların yapılmadığı ve aynı konu kapsamında birbirini bütünleyen kazanımların aynı sınıf seviyesinde değil, bir sonraki sınıf seviyesine aktarılmasının ana dil edinimi adına hedeflenen bütünlüğü sağlayamayacağı söylenebilir. Yazım kuralları ve noktalama işaretlerine ilişkin yapılan açıklamalarda eksikler bulunuyor.
-Sosyal bilgilerde 5’inci sınıflara İlkçağ Uygarlıkları, 6’ncı sınıflarda Orta Asya Türk Tarihi, 7’nci sınıflarda Osmanlı Tarihi, 8’inci sınıfta İnkılap Tarihi konuları verilerek tarihsel süreçteki kronoloji daha uygun hale getirildi. Seviyeler arasında kazanımların yerlerinin değişmiş olması konu bütünlüğünü sağlayarak konuları daha anlaşılır hale getirdi.
İLKOKULLARA KODLAMA
-Bilişim teknolojileri ve yazılım dersinin mevcut öğretim programında sadece 5, 6, 7 ve 8’inci sınıflarında bu derse yer verilirken taslak müfredatta 1-4, 5, 6, 7 ve 8’inci sınıflar olarak güncellenerek ilkokul kademesinde de derslere yer verilmesi çok önemli bir değişim. Mevcut programda konular bilişim okuryazarlığı, bilişim teknolojilerini kullanarak iletişim kurma, bilgi paylaşma ve kendini ifade etme, araştırma, bilgiyi yapılandırma ve işbirliği içinde çalışma, problem çözme, programlama ve özgün ürün geliştirme olmak üzere 4 ana başlık halinde toplanıyordu. Yeni taslak programda ise, bilgi ve iletişim teknolojileri, etik ve güvenlik, iletişim, araştırma ve işbirliği, dijital ürün oluşturma, hesaplamalı düşünme olarak 5 başlıkta verilmesi tasarlandı. Yeni taslak öğretim programında planlanan saatler göz önünde bulundurulduğunda ilkokul seviyesinde haftada 2 saat Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersi konulacağı görülüyor. Bu durum ortaokulda da devam ediyor, sadece 6’ncı sınıf seviyesinde haftada 3 saat olarak belirlenmiş olduğu görülüyor.
ARAŞTIRMAYA DAYALI METİN YAZMA
-Türk Dili ve Edebiyatı dersi öğretim programı edebi metinlerin daha fazla kullanıldığı bir program olarak göze çarpıyor. Program, edebiyat eğitimini yakın dönemden alınan örneklerle başlatmayı esas alıyor. Sınıflarda kullanılacak metinlerin Türk kültür ve yapısına uygun olması gerektiği vurgulanarak edebiyat ve sosyal hayat arasında bağlantı kurulmaya çalışılıyor. Müfredata öğrencilerin ilgilerini çekebilecek farklı etkinlikler ve konular da eklendi. Örneğin senaryo yazılması, blog hazırlanması, kısa filmler çekilmesi, hazırlıklı gelerek konuşma yapılması gibi. Dokuzuncu sınıfın birinci döneminde, öğrencinin kavraması ve sonraki dönemlerde uygulayarak kalıcı kazanımlara dönüştürmesi istenen ‘Araştırmaya Dayalı Metin Yazma’ konusu yerleştirildi. Öğrencilerin hem merak duygusu beslenecek hem de analiz, sentez, uygulama basamakları gerçekleştirilmiş olacak. Bu metinleri öğrencilerin yazabilmesi TÜBİTAK çalışmaları için iyi bir zemin oluşturacak. Dokuzuncu sınıfta öğrencinin edinmesi beklenen bir beceri de araştırdığı konuyu sözlü olarak etkili bir şekilde sunması. Bu durum dikkate alınarak ‘Sunu Hazırlama’ ve ‘Hazırlıklı Konuşma’ konuları ünitelere dâhil edildi. Hazırlıklı konuşma uygulamaları, öğrencilerin sözlü iletişimlerini güçlendirmek için her yıla yerleştirildi. Daha önce her düzeyde yer almayan bu uygulamanın getirilmesi devamlılık açısından önemli bir unsur. Tüm bunlar göz önüne alındığında yapılan değişikliklerin öğrencileri sosyal, bilişsel, psikomotor ve duyuşsal yönden geliştirebileceği görülüyor. Öğrenciye her sınıf seviyesinde yazma eğitiminin daha yoğun verilmesi doğru bir adım olarak nitelenebilir. Bu doğrultuda sınıf panosu, okul panosu, dergi, gazete hazırlama çalışmaları 9’uncu sınıftan itibaren verilmesi olumlu değişikliklerden biri.