Güncelleme Tarihi:
Yüksek lisans ve doktorasını ODTÜ’de birincilikle bitirerek 2010 yılında Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında zorunlu olarak Van’a gelen Zahmakıran, YYÜ Fen Fakültesi Kimya Bölümü’nde doktora araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı.
Lisans eğitimini ekonomik zorluklar içinde tamamlayan Zahmakıran, hayali olan öğretim üyesi olma yolunda zorunlu görev yeri olan YYÜ’ye gelerek rektörlüğün desteğiyle araştırma projelerini geliştirdi.
Projesiyle 3 öğrencinin de araştırmacı olarak istihdamını sağlayan Zahmakıran, araştırma grubunun etkin ve üretken çalışmasıyla İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Fevzi Akkaya Bilimsel Etkinlikleri Destekleme Fonu (FABED) tarafından ‘2013 Yılının En Genç ve En Başarılı Araştırmacısı’ seçilerek, araştırma ödülü kazandı.
Doç. Dr. Mehmet Zahmakıran, “2013 Yılının En Genç ve En Başarılı Araştırmacısı” ödülü aldığı günü unutamadığını, Türkiye’nin özel ve ünlü üniversiteleri arasında YYÜ’nün ödül almasının olağan bir şey olmadığını söyledi. Araştırma grubuna yeni proje kazandırdığını ve bunun için çalışmalara devam ettiklerini belirten Zahmakıran, şöyle devam etti:
“Batıda aynı alanda çalışan üniversitelere göre araştırma grubumuz oldukça üretken ve çalışkan. Grup çalışmaları bilimsel etkinliği yüksek dergilerde yayınlanabiliyor. Bu hem benim hem de üniversitem için gurur verici. Başarılı bir rektöre sahip olduğum için kendimi şanslı buluyorum. YYÜ’nün adı görev aldığım konferanslar, yurtdışındaki sözlü sunumlarda pek bilinmiyor. Üniversitemin adını bu ve benzeri yüksek kaliteli toplantı, konferans ve ödül törenlerinde duyurmak son derece gurur verici ve çalışmalarımda beni kamçılayan bir etken.”
16 araştırmacının seçileceği projede
2010 yılında MIT’nin çok yüksek bütçeli ve dünyadan sadece 16 araştırmacının seçileceği projesine katıldığını anlatan Zahmakıran, 800 kişi arasından seçilerek doktora sonrası öğrenimini MIT’de tamamladığını söyledi.
Türkiye’den MIT’e giden 14’üncü Türk olduğunu öğrendiğinde çok sevindiğini ifade eden Zahmakıran, TÜBİTAK, Milli Eğitim Bakanlığı veya başka bir kurumdan destek alan ya da kendi imkanlarıyla MIT’e gidenlerin de olduğunu belirtti. Zahmakıran, şunları söyledi:
“Ancak Amerika’dan maaş alarak ve MIT tarafından sigortalandırılarak giden 14’üncü Türk’üm ben. Benden önce Türkiye’den doktora için MIT’ye merhum Erdal İnönü gitmiş. Bunu MIT’ye gidene kadar bilmiyordum. Aynı dönemde doktora çalışması için 3 üniversiteye başvurdum. Bunlar Amerika’dan MIT, İngiltere’den Cambridge ve Almanya’dan Max Planck Institute (MPI) oldu. Cambridge ve MPI beni kabul etmiş, MIT de ise değerlendirme sürecim devam ediyordu. Bu sırada MIT’e gidersem 14’üncü Türk olacağımı öğrendim ve ‘Eğer gidersem MIT’e gideceğim, 14’üncü Türk olacağım’ dedim. Daha sonra internet üzerinden üç tane mülakat yaptık. Buradaki çalışmalarımı yolladım ve araştırma projesiyle ilgili ön hazırlıklarımı ilettim. Daha sonra kazandığım söylendi. Tabi hem kendim hem de üniversitem adına çok sevindim.”
Nano teknoloji üzerine araştırmaları var
Nano katalizör ve akıllı nano malzemelerin üretimine yönelik çalışmalarının olduğunu anlatan Zahmakıran, nano katalizörü, gelecekte uygulama alanı yüksek potansiyele sahip hidrojen ekonomisi üzerine uyguladıklarını belirtti.
Fosil yakıtların gün geçtikçe azalması, hatta en son verilere göre 2060 itibariyle yeni bir rezerv bulunmaması durumunda tamamının tükenmesinin söz konusu olduğunu anımsatan Zahmakıran, şöyle konuştu:
“Fosil yakıtların tükenmesi bizi yenilenebilir enerji kaynaklarının oluşturulmasına sürüklüyor. Yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde en akla yatkını ve çevreyle dost olanı da hidrojene dayalı enerji politikalarının geliştirilmesi. Biz hidrojen depolayabilen bor bazlı malzemelerden hidrojen üretimine yönelik çalışma yürütüyoruz. Ülkemiz dünyanın yüzde 70 bor rezervine sahip olan ülkelerden biri ve çalışmalarımız bor bazlı malzemelerden, formik asit ve alkoller dediğimiz hem kütlece hem de hacimce yüksek oranlı hidrojen depolayabilen malzemelerin üretimine yönelik.”
Radyasyon ve alfa beta ışınları depolayıcı akıllı malzemeler üretilmesine yönelik geniş kapsamlı bir proje hazırladıklarını ifade eden Zahmakıran, projeyi TÜBİTAK ve Bor Araştırma Enstitüsü’ne (BOREN) sunacaklarını söyledi.
Nükleer enerjiye dayalı enerji sisteminin geliştirilmesinin yaygın olarak düşünüldüğünü ifade eden Zahmakıran, bu projenin kabul görmesi durumda özellikle nükleer savaş veya radyasyon kaçağının olduğu yerlerde, halkın korunmasının sağlanması için inşaat yapı kimyasalları, taşıt veya camlarda akıllı malzemeler üretilebileceğini sözlerine ekledi.