Güncelleme Tarihi:
Miri arazilerin intifa hakkı tüzel ve gerçek kişiliklere istendiği zaman ihale edilebilir. Devlet, miri arazinin intifa hakkını özel ya da tüzel kişilere verdiği zaman intifa süresi boyunca araziyi kullanamaz.
Miri Arazi Nedir?
Miri arazi, devlet hazinesine ait olan topraklara verilen isimdir. Osmanlı ve Selçuklu döneminde kullanılmaya başlayan bu terim, günümüzde devlet arazisi olarak da biliniyor. Miri arazilerin mülkiyeti devlete aittir ama istendiği zaman intifa hakkı verildiği zaman devlet intifa süresi boyunca araziyi kullanamaz. Miri araziye sahip olan gerçek ve tüzel kişiler, bu araziyi tüketme, kullanma ve yararlanma hakkına sahip olur.
Miri Arazi Kaça Ayrılır?
Miri arazi, 9 farklı bölümden meydana gelir. Miri arazinin bölümleri ise,
Mukataa arazi
Dirlik arazi
Paşmaklık arazi
Yurtluk arazi
Malikhane arazi
Ocaklık arazi
Metru arazi
Vakıf arazi
Mevat arazi
Miri Arazi Çeşitleri ve Özellikleri
Mukataa Arazi: Bu alanlardan elde edilen gelirler, direk olarak devlet hazinesine aktarılırdı. Bu arazilerin geliri ise, iltizam usulü ile alınır.
Paşmaklık Arazi: Bu toprakların gelirleri ise, padişahın eşine ve kızlarına teslim edilir.
Dirlik Arazi: Miri arazinin en önemli kısmını dirlik araziler oluşturur. Bu topraklar üzerinde yaşamını sürdüren kişiler dirlik araziden elde ettikleri gelirleri sipahilere ve memurlara öderler. Bunun sonucunda ise, devlet sipahi ve memur maaşları için kasadan hiç para harcamak zorunda kalmaz. Bu sayede memur ve sipahiler devletin üzerinde bir yük olmaz.
Yurtluk Arazi: Sınır boylarında görev yapan askerlere, şehirlerdeki ya da kasabalardaki memurlara verilen alanlara verilen isimdir.
Malikhane Arazi: Devlet görevlileri devlete üstün hizmet verdikleri zaman verilen onlara verilen alanlardır.
Ocaklık Arazi: Gelirlerinin tersane harcamalarına ve kale muhafızlarına ayrılan topraklardır.
Metru Arazi: Devlete ait olan bu topraklar bir ya da birden fazla köyün yararlanması için temin edilmiş olan topraklara verilen isimdir. Bu topraklar, genellikle harman, bataklık, yaylak, mera ve kışlaktır.
Vakıf Arazi: Bu toprakların gelirleri medrese, hastane, cami, bedesten gibi hayır kurumları için harcanıyordu. Bunun için de devlet vakıf arazilerinden vergi almıyordu. Devletin hayır için yaptıracağı çeşitli kurumlar, vakıf arazileri üzerinde inşa ediliyor.
Mevat Arazi: Bu topraklar, hiçbir özel ya da tüzel kişin mülkiyeti altında bulunmaz. Bu özelliklerinden dolayı da bu topraklar, ziyarete elverişli bir yapıda değildi. Bu nedenle de bu toprakları insanlar terk etmiş ve kullanmamışlardır.
Hazine Arazisi
Hazine arazisi, modern kullanımı şeklinde isimlendirilen kamu arazilerinin kullanımı hakkında 6831 sayılı Orman Kanunu aracılığı ile belirlendi. Bu araziler, orman sınırları dışında yer alır. Arazilerin tapuya tescil edilmesi sırasında sahibi bulunamazsa bu araziler, doğrudan hazine arazisi olarak da kabul edilir.
Hazine arazilerinin tapusunun tescil edilmesi halinde, bu araziler ihaleye çıkarılabilir. Tapusu tescil edilemeyen arazilerin satışı kimseye yapılamaz. Hazine arazileri, Orman Kanunu'nun 2/b kapsamında incelenmesi gerekir. Dağ, nehir, tepe, göl gibi tapusu alınamayan diğer araziler ise, hazine arazisine dahil değildir. Yeni yasa ile birlikte 2011 senesinden önce hazine arazilerini kullanan kişiler, bu arazileri satın alma hakkına sahip oldu. Aynı zamanda bu kişilerin arazinin satış fiyatına itiraz etme hakkı da vardır.