Güncelleme Tarihi:
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Okulları kapatmak çözüm eğil, aynı kararlılıkla yüz yüze eğitim devam edecek” dedi. NTV’ye açıklamlarda bulunan Bakan Özer, şunları söyledi:
“5 ayı çok başarılı şekilde yüz yüze eğitim kesintiye uğramadan devam edebilme durumumuz oldu. Zor bir süreçti. Hem öğrenciler, hem de öğretmenler açısından. Kurallara uymak ve maskeyle ders dinlemek her iki taraf için de zor bir süreçti. Aynı kararlılıkla ve aynı önlemlerle ikinci yarıya da yarın devam edeceğiz. 6 Eylül’de 2021-2022 eğitim öğretim yılına tüm eğitim kademelerinde 81 ilde yüz yüze eğitime başladık. Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bilim Kurulu’yla koordineli bir şekilde süreçleri yönettik. Okul içerisinde bir vaka veya herhangi bir temas durumu olması durumunda hangi önlemlerin alınması gerektiğiyle ilgili tüm çerçeve net bir şekilde bu 5 ay içerisinde devam etti ve bildiğiniz gibi bir elektronik sistem oluşturduk. Eğitim sistemimizdeki 850 bin sınıfın tamamındaki vaka temaslı durumunu, aşı ve diğer tüm parametreleri, sürekli anlık olarak izleyen bir elektronik sistem kurduk. Bu 5 ay içerisinde 850 bin sınıftın yüzde 1’in altında sınıf kapandı. Dolayısıyla çok başarılı bir şekilde yüz yüze eğitime hiçbir kesintiye uğramadan devam edebilme imkanımız oldu. Öğrencilerimizle öğretmenlerimiz de iki haftalık yarı yıl tatili bugün itibariyle bitiriyorlar. Hem öğrenciler dinlendiler hem öğretmenlerimiz dinlendiler. Gerçekten zor bir süreçti. Çünkü hem o kurallara uymak hem de maskeyle ders anlamak ve ders dinlemek her iki taraf için de zor bir süreçti. Onun için bu sürecin kahramanları hem öğretmenlerimiz hem öğrencilerimizdi. Başarılı bir şekilde bu süreci nihayetlendirdik. Aynı kararlılıkla ve aynı önlemlerle ikinci döneme de yarın itibariyle tüm sınıf kademeleri de 81 ilimizde devam edeceğiz. Ben ikinci dönemin hem öğrencilerimizin hem de öğretmenlerimize hem de velilerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum ve tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum.
ÖĞRETMENLERİMİZİN AŞILANMA ORANI ÇOK YÜKSEK
Şu anda Covid-19 salgını ile ilgili alınabilecek tüm önlemleri alıyoruz. Sadece mesafe, maske, temizlik, hijyen değil bütün önlemleri alıyoruz. Bir de bizim öğretmenlerimizin aşılanma oranını hakikaten yüksek. En az bir doz aşı olmuş öğretmen oranımız yüzde 94. En az iki doz aşı olmuş öğretmen oranımız yüzde 90. Hiç aşı olmadan hastalığı geçirip bağışıklık kazanmış olan öğretmen oranımız yüzde 5’in üzerinde. Yani en az iki doz aşı olmuş veya hastalığa geçecek bağışıklık kazanmış olan öğretmen oranınız yüzde 95’in üzerinde. Bu oran Türkiye’deki ortalama aşılanma oranlarının çok üzerinde olduğu gibi İngiltere, Almanya, Fransa gibi yüz yüze eğitime kesintisiz bir şekilde devam eden Kıta Avrupası ülkelerindeki öğretmenlerin aşılanma oranlarında çok yüksek. Dolayısıyla biz yine aynı önlemlerimize dikkat ederek süreci başarılı bir şekilde yöneteceğiz. Şunu görmemiz lazım; artık kapatmak bir çözüm değil. Tüm dünya gelişmiş ülkeler okullarını açık tutmak için çok ciddi çaba sarf ediyorlar. Türkiye olarak biz de bunu başardık birinci dönem. İnşallah ikinci dönemde başaracağız.
İKİ HAFTALIK ARA TATİLDE VAKALAR AZALMADI
İki noktaya dikkat etmemiz gerekiyor; birincisi iki haftalık yarı tatilde vakalar azalmadı. Tam tersine yükseldi. Okullar kapalıydı ama vakalar pik yapmaya devam etti. İkinci nokta; Neden vaka denince ilk akla okullar geliyor? Bizim bu süreçte ilk fedakarlık yapacak yerlerimiz okullar kesinlikle değil. Sıklıkla vurguladığımız gibi okullar ilk açılması ve en son kapanması gereken yerler. Diğer taraftan vatandaşlarımızdan istirham ediyoruz. Almanya’daki, İngiltere’deki, Fransa’daki yayılımından kaynaklanan günlük vaka sayılarına baksınlar. Türkiye’nin çok üzerinde ama buna rağmen okullar yüz yüze eğitime devam ediyor.
İLKBAHAR TATİLİNE KADAR BAŞARILI ŞEKİLDE SÜRECİ YÖNETECEĞİZ
Bilim Kurulu’nun aldığı kararlara göre rehberlerimizi güncelliyor ve 81 ile gönderiyoruz. Çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin sağlığını önemsiyoruz. 1.5 yıl fedakarlık yapıldı, bundan sonra bilimsel verileri de dikkate alarak süreci yönetiyoruz. 11-15 Nisan arasında bir haftalık ara tatilimiz var. 11 Nisan’a kadar süreci başarılı şekilde yöneteceğiz. Okullarda biz bu önlemleri alırken eğer okul dışı sosyalleşme ortamlarında bu önlemlere hassasiyet göstermezlerse vaka sayısı okullara yansır. Bir vaka olursa öğrenci ve öğretmende sadece o kişi karantinaya alınıyor. Okullarda hızlı antijen kitini de devreye sokmak istiyoruz.
ANTİJEN KİTİ ONAY BEKLİYOR
Okullarda hızlı antijen kitini de devreye sokmak istiyoruz. Meslek liselerimizde iki tane kiti hızlı üretimiyle ilgili başarılı bir çalışma oldu. Tabii sadece bunu üretmeniz yeterli değil. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından da onaylanması gerekiyor. Süreç devam ediyor. Neticelendiği zaman okullarımızda hızlı anlatacak ki de çok daha gönül rahatlığıyla kullanabilme imkanı olacak. Biliyorsunuz Sağlık Bakanlığı PCR kullanımını kaldırdı. Yani semptom göstermeyen öğretmenlerimiz veya okullardaki çalışanlar için PCR zorunluluğu artık yok. Eğer biz bu süreç içerisinde hızlı antijen kitine, akrepten süreci başarıyla tamamlayabilirsek okullarımız için bir rahatlık olacak. Vakaların yayılımı hızlı bir şekilde okulda kontrol edebilmeyle ilgili bizim elimiz çok daha güçlü olacak. Şu an analiz süreci devam ediyor.
ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU’NDA BİR AYRIM YOK
Kanuni düzenleme talebi 1960’lı yıllara gidiyor. 7’nci Milli Eğitim Şurası’ndan itibaren böyle bir kanunun hazırlanmasıyla ilgili sürekli gündemde tutulmayla ilgili bir 60 yıllık süreç var. Biz bu süreçleri yönetirken 60 yıllık deneyimden yararlandık. Şuralar, 26 bölgede tüm STK’ların, öğretmenlerin herkesin katılımıyla şeffaf bir süreçle ilerledi. Ankara’da herkese açık 1-3 Aralık’ta bir Milli Eğitim Şurası yapıldı. Süreçlerle ilgili, haklarla ilgili bir ayrım yok. 3+1 kalmak koşuluyla öğretmenlerimize ilave haklar getirdik. Birinci gündemimiz yasanın uygulanmasıyla belirsizliği ortadan kaldıracak yönetmelik çalışması. Bunu tamamladık. Tüm paydaşların görüşünü alarak hazırladığımız yönetmeliğe son şeklini vereceğiz. Önemli olan mümkün olduğu kadar asgari müşterekte bir araya gelinerek yapılan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun olmasıdır. Kanun, öğretmenleri bölen, parçalayan bir kanun değildir. Mesleki gelişimlerini değerlendiren ve ödüllendiren bir kanundur. Mevcut öğretmenlerin hiçbir hak kaybı olmadığı gibi özlük haklarında iyileştirmelerin olduğu düzenleme mevcut.
ÖĞRETMENLERİMİZİN MESLEKİ GELİŞİMİNİ DESTEKLİYORUZ
Adaylık için minimum bir, maksimum 2 yıllık süre öngörülüyor. Öğretmenlerimize son atadığımız 15 bin öğretmen hariç, bundan sonraki atamalarda öğretmenlerimiz okullarına gidecekler ama hemen dersten sorumlu olmayacaklar. 240 saatlik bir oryantasyon alacaklar. Sınıf içi, okul dışı uygulamalar öngörüyoruz. Öngördüğümüz şeyi bir sene içinde tamamladıkları zaman danışman öğretmen, okul müdüründen oluşan bir komisyon olacak. Öğretmen 240 saat eğitimi tamamlamış mı, evraklar tamam mı, tamamsa kadroya geçecek. Bir senenin sonunda bakılacak. Eğer mazereti varsa 2 yıla çıkacak. Sınav kaldırılsın diye bir talep oldu. Öğretmenlerimizin mesleki gelişimlerini sürekli desteklemek istiyoruz. Öğretmenlerin lisans üstü eğitime yönelimlerini teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Uzman öğretmenlikte 10 yılı tamamlamış öğretmenleri en az 180 saati kapsayan bir eğitim öngörüyoruz. Sonra yazılı bir sınav olacak. Bunu MEB yapacak. 180 saatlik eğitimin dışında herhangi bir şey sorulmayacak. Öğretmenimiz lisans üstünü tamamlamışsa uzman öğretmenlikteki sınavdan muaf olacak. Eğitim ve sınav süreçleri başlayacak. Şu anda 500 bin öğretmenimiz uzman öğretmen olabilme hakkına sahip. Mevcut öğretmenlerin hiçbir hak kaybı olmadığı gibi özlük haklarında iyileştirmelerin olduğu düzenleme mevcut.”