Güncelleme Tarihi:
Bakan Avcı, Anayasa Mahkemesi’nin kararına dair, "Şu saate kadar Milli Eğitim Bakanlığı’na ulaşmış herhangi bir resmi karar yok. Mahkeme gerekçeli kararını açıklasın, hangi maddeyle ilgili olarak ne tür gerekçelerle ne karar verdi, onu net olarak görelim. Bu çerçevede, Milli Eğitim Bakanlığı olarak ne yapmamız gerektiğini kamuoyuyla da paylaşarak açıklarız" dedi.
“Milli Eğitim Bakanlığı olarak ne yapmamız gerektiğini kamuoyuyla da paylaşarak açıklarız”
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Anayasa Mahkemesinin dershanelere ilişkin kararına dair, "Şu saate kadar Milli Eğitim Bakanlığına ulaşmış herhangi bir resmi karar yok. Mahkeme gerekçeli kararını açıklasın, hangi maddeyle ilgili olarak ne tür gerekçelerle ne karar verdi, onu net olarak görelim. Bu çerçevede, Milli Eğitim Bakanlığı olarak ne yapmamız gerektiğini kamuoyuyla da paylaşarak açıklarız" dedi.
Bakan Avcı, Anayasa Mahkemesinin, dershanelerin dönüştürülmesini de düzenleyen Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un bazı maddelerinin iptali istemiyle yapılan başvuru konusundaki kararına dair basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, dershanelere ilişkin bazı maddelerin iptal edildiğine ilişkin haberlerin basında yer aldığın hatırlatması ve dershanelerin 1 Eylül itibarıyla öğrenci alıp alamayacağını ve yasal bir boşluk oluşup oluşmadığını sorması üzerine, "Bugüne kadar, şu saate kadar Milli Eğitim Bakanlığına ulaşmış herhangi bir resmi karar yok. Yani Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararı veya gerekçesiz kararı, herhangi bir kararı bize ulaşmış değil" diye konuştu.
Bir takım duyumların dile getirildiğini ve bunun üzerine de pek çok spekülasyonun yapıldığını ifade eden Avcı, Anayasa Mahkemesinde açılan davanın yasadaki 7 maddenin iptaliyle ilgili olduğunu hatırlattı.
Avcı, şunları söyledi:
"Bu 7 maddeden hangilerinin, hangi gerekçeyle iptal edildiği tümüyle mi iptal edildiği, kısmen mi iptal edildiği ve gerekçesinin ne olduğu, ortaya çıkmadan yapılacak her türlü yorum spekülasyon olur. Biz başından beri bu sürecin başladığı tarihten beri Anayasa Mahkemesini ve mahkeme üyelerini bağlayacak türden herhangi bir açıklama yapmamaya özen gösterdik, mahkemeye olan saygımız nedeniyle. Bugüne kadar mahkeme süreciyle ile ilgili mahkemeyle yürütülen görüşmelerle ilgili herhangi bir açıklama yapmadık. Şu anda kamuoyuna yansıyan ve yansıtılan duyumlarda dediğim gibi tümüyle bizim dışımızda ve bildiğim kadarıyla da mahkemenin de dışında durumlardır. Mahkeme gerekçeli kararını açıklasın, hangi maddeyle ilgili olarak, ne tür gerekçelerle, ne karar verdi, onu net olarak görelim. Ondan sonra bu çerçevede, Milli Eğitim Bakanlığı olarak ne yapmamız gerektiğini kamuoyuyla da paylaşarak açıklarız."
"Öğrencilerimizi ortada bırakmayız"
Öğrenci ve velilerin içlerinin rahat olmasını isteyen Avcı, "Karar her ne olursa olsun, hangi gerekçeyle verilmiş olursa olsun, çocuklarımızı gençlerimizi, gerek örgün gerek okulu bitirmiş üniversite sınavlarına girmiş ama istediği bölümü kazanamamış ve tekrar girmeyi düşünen öğrencilerimizi, örgün eğitimin içindeki ve dışındaki ortaokullardaki, liselerdeki ve mezun öğrencilerimizin hiç birini ortada bırakmayız" ifadelerini kullandı.
Takviye kurslarına kayıtların eylülden itibaren alınacağını anımsatan Avcı, takviye kurslarının bu yıl sayısal ve saat olarak artırılarak verilmeye devam edeceğini belirtti.
Avcı, hiçbir çocuğun eğitim öğretimde de ihtiyaç duyduğu takviyeden mahrum kalmaması için Bakanlık olarak gerekli tedbirleri aldıklarını ve almaya da devam edeceklerine işaret etti.
Bir yasal düzenleme yapılıp yapılmayacağı şeklindeki soru üzerine de Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yasal düzenlemeden kastınız eğer Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden istihsal edilecek yeni bir yasa düzenlemesi ise böyle bir çalışmamız yok. Böyle bir çalışmanın ancak iptal davasını açanlar tarafından gündeme getirilmesi beklenebilir. Biz yasal düzenlememizi Mecliste zamanında yaptık. Ama ortaya çıkabilecek yeni durumda öncelikle öğrencilerimizin, velilerimizin mağdur olmaması için çocuklarımızın takviye ihtiyaçlarının giderilmesi için ikincil mevzuatımızda gerekli değişiklik hazırlıklarımızı yaptık. Çıkabilecek her türlü karara karşı ikincil mevzuatımızda yani yönetmeliklerimizde ve yönergelerimizde ne tür değişiklikler yapabileceğimizi zaten daha öncesinden planlamıştık onları da gerekçeli karar bize gelsin, görelim, hangi gerekçeyle, hangi maddede ne tür iptal kararları alınmış, onu görelim, ona göre de neticesini ikincil mevzuatta yapacağımız düzenlemelerle, gerekeni yaparız."
Bakan Avcı, bu konulardaki düzenlemelerin gerekçelere göre yapılacağının altını çizdi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Anayasa Mahkemesinin dershanelere ilişkin kararına dair, "Gerekçeyi görmediğimiz için ayrıntılarını bilemiyorum ama çok da zorunlu olursa, yasal olarak da ne yapılması gerekiyorsa MEB olarak biz sektörle, sektörün gerçekten eğitimci olan, gerçekten eğitim hizmeti vermek isteyen temsilcileriyle tekrar otururuz, bunun her kurum açısından en uygun olan çözümlerini birlikte üretiriz" dedi.
Bakan Avcı, Anayasa Mahkemesi’nin, dershanelerin dönüştürülmesini de düzenleyen Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un bazı maddelerinin iptali istemiyle yapılan başvuru konusundaki kararına dair basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Böyle bir karar bekleyip beklemedikleriyle ilgili soruya karşılık Bakan Avcı, "Hayır, beklemiyordum. Çünkü bu dava bir yılı aşkın süre önce açıldı ve iptal davası başvurusunda bulunulurken aynı zamanda yürütmeyi durdurma talebi de vardı, iptal başvurusunda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi’nin. Mahkeme, o tarihte yürütmeyi durdurma talebini reddetti. Bir yıl önce yürütmesinin durdurulmasını talebini reddettiği bir yasayı hangi gerekçelerle arada ne değişti ki böyle bir karar verdi, onu mahkeme gerekçeli kararını açıkladığı zaman daha rahat görebiliriz. Onu bir görelim. Onun üzerinden tekrar bunları ayrıntılı olarak konuşuruz. Hem bunları konuşuruz. Hem de MEB olarak bizim ortaya çıkan yeni durumda öğrencilerimizi, öğretmenlerimizi, çalışanlarımızı, velilerimizi mağdur etmeyecek tedbirlerimiz var. Onları da gerekçeli karardan sonra ikincil mevzuatta ne tür düzenlemeler yaparak hayata geçireceğimizi o zaman konuşuruz" cevabını verdi.
"Dönüşüm süreci, istişare toplantıları yaparak yürütüldü"
Kararın ardından dershanelerin bu eğitim-öğretim yılında faaliyetlerine devam edip edemeyecekleriyle ilgili soru üzerine Bakan Avcı, dönüşüm sürecini sektörün hemen hemen tamamıyla çok ayrıntılı istişare toplantıları yaparak yürüttüklerini anlattı.
Geçen ay İstanbul'da, dershanecilik sektörünün ve özel eğitim kurumları sektörünün yüzde 70'inden fazlasını temsil eden kurumların temsilcileriyle toplantı yaptıklarını dile getiren Avcı, orada sektör temsilcilerinin, MEB'e bu süreci yürütürken kendileriyle gerçekleştirdikleri işbirliği için teşekkür ettiklerini aktardı.
"Ben de kendilerine buradan tekrar teşekkür ediyorum" diyen Avcı, bu süreci birlikte yürüttüklerini ve çok olumlu adımlar attıklarını belirterek, "Bu istişare sürecimiz aynı şekilde devam edecektir" açıklamasını yaptı.
Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı açıklandıktan sonra da yapacağımız, yapmayı düşündüğümüz hazırlıklarını tamamladığımız ikincil düzenlemeleri de yine sektör temsilcileriyle istişareli olarak götürürüz. Onlarla oturacağız, bugüne kadar yaptıkları çalışmaların, bundan sonrası için MEB olarak bize düşenlerin ne olduğunu, onların bu çabalarına destek olmak adına neler yapabileceğimizi o toplantılarda konuşuruz. Dolayısıyla, bu süreçte MEB ile uyumlu çalışan sektör temsilcilerinin endişe etmesini gerektirecek bir durum yok. Biz onların bu olumlu yaklaşımını geçmişte olduğu gibi bundan sonra da değerlendirmeye devam edeceğiz."
"Boşlukta bırakmayacak düzenlemeleri yaparız"
Bakan Avcı, dönüşmeyen dershanelerin öğrenci almaya devam edip edemeyeceklerine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
"Gerekçeli kararı görelim derken biraz da bunu kastediyorum. İptal gerekçesi eğer, mevzuatımızda geçmişte var olan ve bizim yaptığımız düzenlemeyle mevzuatımızın dışına aldığımız dershane kavramı, birincil mevzuatta, yani yasada olmayacağına göre, o zaman burada bir gri bölge oluşturuluyor demektir. Bu gri bölgenin düzenlenmesi gerekir. Bu düzenleme işi de Milli Eğitim Bakanlığı’na düşer. Milli Eğitim Bakanlığı olarak da biz bu düzenlemeyi ikincil mevzuatla yaparız ve böylece dönüşen, dönüşmeyen, dönüşmeyi düşünen, bundan sonra dönüşmek isteyen bütün kurumlarımızı boşlukta bırakmayacak düzenlemeleri yaparız."
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına ilişkin çeşitli gerekçelerin dile getirilmesi üzerine Bakan Avcı, "Bu gerekçe sizin aktardığınız gerekçe. Bunun Anayasa Mahkemesi'nin gerekçesi olup olmadığını, bunun altının nasıl doldurulduğunu bilmiyoruz. Bunu bir görelim, ondan sonra bu konuda, hukuk tekniği bakımından Anayasa anlayışı bakımından söyleyebileceklerimizi o zaman söyleriz" değerlendirmesini yaptı.
"Dershanelerin eylülde öğrenci alabilmesi için sadece mevzuattaki değişiklik yeterli olur mu?" sorusu yöneltilen Bakan Avcı, şöyle konuştu:
"Hangi gerekçeyle iptal ediliyor? Dolayısıyla nasıl bir düzenlemeyle bundan sonrasının devam etmesi mümkün olacak? Onları ancak Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararını gördükten sonra, bu karar doğrultusunda ortaya şöyle bir durum ortaya çıkmıştır. Dönüşen kurumların durumu şudur, dönüşmeyen kurumların durumu budur, bunları görelim ondan sonra ikincil mevzuatla, eğer o da yetmiyorsa çok da zorunlu olursa, şimdi gerekçeyi görmediğimiz için ayrıntılarını bilemiyorum. Fakat çok da zorunlu olursa yasal olarak da ne yapılması gerekiyorsa, MEB olarak biz sektörle sektörün gerçekten eğitimci olan, gerçekten eğitim hizmeti vermek isteyen temsilcileriyle tekrar otururuz, bunun her kurum açısından en uygun olan çözümlerini birlikte üretiriz. O bakımdan ne eğitim sektörümüzün, ne özel eğitim sektörümüzün, ne öğrencilerimizin, ne velilerimizin tedirgin olmasını gerektirecek bir durum yok."
Özellikle örgün eğitim içinde veya dışında olsun bütün öğrencilerin takviye ders alma ihtiyaçlarını Bakanlık olarak karşılamak için gerekli alt yapı çalışmalarını tamamladıklarını anımsatan Avcı, öğretmenler tarafından hafta sonlarında, okullarda ücretsiz olarak verilen takviye kurslarıyla zaten öğrencilerin bu ihtiyaçlarını karşılamaya bundan sonra da daha büyük bir gayretle devam edeceklerini söyledi.
"Tedirgin olmayı gerektirecek bir durum yok"
"Dershaneler düzenlemesi için MEB şöyle yola çıkmıştı; 'Aslında böyle bir kuruma gerek yok. Biz okulda yeterli eğitimi veriyor ve dershane ihtiyacını gidermeye çalışıyoruz.' Bundan sonraki düzenlemeler de bu şekilde yani dershane kavramını ortadan kaldırmaya yönelik mi olur?" sorusu üzerine Bakan Avcı, şöyle konuştu:
"Zaten dikkat ederseniz bu iptal başvurusunda bulunanlar da dahil olmak üzere, herkes bu kurumların bir şekilde milli eğitim okullarını merkeze almayan bir yaklaşımın ürünü olduğunu söylüyorlar. Zamanlaması konusunda ve hangi tedbirler alındıktan sonra bunların kapatılmasının veya dönüştürülmesinin daha uygun olacağı konusunda farklı yaklaşımlar vardı. Biz bu yaklaşımın, kendi uyguladığımız yöntemin doğru bir yöntem olduğunu düşünüyorduk. Hala öyle düşünüyoruz. Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararı belli olsun, ondan sonra ikincil mevzuatta bu yaklaşımımızın sonuçlarını da birlikte yansıtacağız."
Bakan Avcı, gerekçeli kararın ne zaman açıklandığını bilmediğini ancak bugün ya da yarın açıklanmasını beklediklerini söyledi.
Bazı sendika temsilcilerinden okul yöneticilerinin atanması ve görev sürelerine ait düzenlemenin de değişmesi gerektiği yönündeki açıklamaların dile getirildiğinin hatırlatılması üzerine Bakan Avcı, iptali istenen maddelerden birinin de bu olduğunu ancak verilen kararın ne olduğunu ve gerekçesini bilmediğini, gerekçe geldiğinde konuşulabileceğini belirtti.
Bakan Avcı, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
"Şu anda farklı kanallarda, farklı mecralarda bu konuda söylenenler, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı açıklanmadan, genel duyumlar üzerinden yapılan spekülasyonlardır. Gerekçeli karar açıklansın, her birimiz o zaman daha sağlıklı değerlendirmeler yapma şansına kavuşuruz. Onun için bu tür spekülasyonlar nedeniyle velilerimizin, öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin, eğitim yöneticilerimizin ve sektör temsilcilerimizin tedirgin olmasını gerektirecek bir durum yok. Gerekli düzenlemeler, gerekçeli karar açıklandıktan sonra yapılır."