Güncelleme Tarihi:
"Eğitim bir millet ödevi ve hepimizin geleceğidir. Bir sorumluluk ve vicdan meselesidir. Her mesleğin vicdani bir yönü vardır ama bizler için bir pusula olarak vicdan, şefkat ve sorumluluk duygularıyla iç içedir. Mevzu bahis mesleki tanımdan açıldığında dile getirmeden cümleye başlayamadığım bir nokta var ki her şey işte tam da burada başlıyor; öğrenme yolculuğumuz… “İnsanın kendi öğrenme yolculuğudur, kendi olgunlaşma serüvenidir mesleğimiz. Eğer biz olgunlaşırsak bir çocuğa faydamız olur” diyoruz.
BİR YOLCULUKTUR BİZİMKİSİ
Yaşam boyu hiç bitmeyecek bu yolculukta, yaptığımız işe duyduğumuz saygı, işimize gösterdiğimiz özen ve evlatlarımızın gözlerine bakarken gösterdiğimiz hassasiyet bütün eğitim sistemlerinin ötesindedir.
Kendimizi tanıdığımız, kendimizi öğrendiğimiz ve yaşam sahnesinden rol seçtiğimiz bir yolculuktur bizimki. Bu yolculukta kimi zaman anne, baba ve sosyal çevrenin bile önüne geçip ana aktör hâline geliriz. Bakışımız, yürüyüşümüz, mimiklerimizle ders olup, sayfalara sığmayız. Hayalindeki kahraman oluruz kimi zaman çocukların.
HER BİR ÖĞRENCİMİZE GÜVEN VERİRİZ
Bilgiden ve beceriden önce şefkatle açarız kapıları. Ancak bu şekilde çocuğun kendi içinde saklı olan müfredat açığa çıkar… Öğrenciler arasındaki farklılıkları bir zenginlik olarak gördüğümüzde, her bir öğrencimize güven veririz. Onları oldukları gibi kabul ettiğimiz ve yanlarında olduğumuzu hissettirdiğimizde sınıfta çocuğun varlığı köklenir bir fidana su verircesine… Sözü, bakışları ve cesareti güçlenir.
Her bir öğrencisinin gözünün içine bakmadan derse başlayamayan, köy okullarının birleştirilmiş sınıflarında âdeta bir orkestra şefi olan, her bir özel gereksinimli evladımız için kendi özgün metotlarını geliştiren, kimselere söylemeden öğrencisinin ihtiyacını karşılayan, rüyasında onlarla söyleşen, onlarla gülen, oynayan, derdini paylaşan meslektaşlarım… Salgın süreciyle birlikte eğitimin her zaman, her yerde her koşulda sürdürülebileceğini ve 10 gün gibi kısa bir sürede ders içeriklerini hazır hâle getirerek TRT EBA kanallarından da eğitime başarıyla devam edilebileceğini tüm dünyaya gösteren, uzaktan eğitim sürecine var gücüyle omuz veren, canlı derslerle ve gerektiğinde telefonla öğrencilerinin her birini tek tek arayıp çalışmalarını takip eden meslektaşlarım… Geleceğin inşasını sırtlandınız, hakkınız ödenmez; sizlerin özverinizi burada böyle sözcüklerle sıralayıp anlatmak mümkün değil, biliyorum ve işini inanç ve coşkuyla yapan her birinize tek tek teşekkür ediyorum.
Gününüz kutlu olsun."
Deniz Yağmur Koyun: Öğretmenim çünkü istiridye kistlerinden saçılan incileri görüyorum.
Sezgi Dalioğlu: Öğretmenim çünkü öğretmen olmak, Başöğretmenin öğrencisi olarak bugünün ‘‘ Küçük Hanım ve Beyleri’’nin kalplerini doğrulukla, akıllarını bilimin ışığıyla aydınlatmaktır.
Fatih Badak: Her çocuğun gözünde bir öykü, öğretmenim çünkü okumayı seviyorum.
Itır Didem Çelik: Öğretmenim çünkü öğretmen olmak; bilim, akıl, vicdan ve sevgi ile geleceği inşa etmektir.
Nevin Şişman: Ben öğretmenim çünkü görevim çok kutsal benim ;sevgi dokuyorum ,ilim dokuyorum ,hayat dokuyorum geleceğe.
Ramazan Kağnıcı: Öğretmenim çünkü insanlığın öğretmene ihtiyacı var.
Fatma Pınar Kuzu: Ben öğretmenim çünkü umutla, sabırla, fedakarlıkla öğrencilerime güzel bir gelecek sunmaktır tek hedefim.
Ahmet Cem Kızılkaya: Ben bir öğretmenim çünkü karanlıkladır benim savaşım, bilgisizliktir en büyük düşmanım.
Alparslan Demirbilek: Ben bir öğretmenim, öğrencilerimin ellerinde bilginin ışığı; onlar büyür, memleketim büyür, ben büyürüm.
MATEMATİK EKİBİ GAZETE YAZILARI
Yusuf Şentürk: Ben bir öğretmenim; çünkü öğrenmeyi ve öğretmeyi seviyorum.