Milli Eğitim Bakanı Avcı: 2 bin 206 dershane dönüşüm için başvuru yaptı

Güncelleme Tarihi:

Milli Eğitim Bakanı Avcı: 2 bin 206 dershane dönüşüm için başvuru yaptı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2015 12:10

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Dershanelerin dönüşümü kapsamında 2 bin 206 kurum dönüşüm için başvuru yaptı. Bunlardan 2 bin 174’ünün müracaatı kabul edildi. 118’i resmen başka bir kuruma dönüşmüş ve faaliyete başlamış durumda. 104 temel lise, 3 Anadolu lisesi, 2 okul öncesi eğitim gibi, toplamda 1 tane de ilkokul var” dedi.

Haberin Devamı

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, TRT Haber’de katıldığı bir programda eğitim gündemine yönelik soruları cevapladı. Bakan Avcı özetle şu değerlendirmelerde bulundu:

Dershanelerin dönüşüm süreci başlangıçta nasıl söylendiyse o şekilde devam ediyor. “1 Eylül 2015 tarihi itibariyle dershane adı altında eğitim kurumu kalmayacak” demiştik. Bugün dershane adı altında faaliyet gösteren eğitim kurumları ya özel okul öncesi eğitim kurumuna dönüşecek. Özel bir ilkokul, özel bir ortaokul, özel bir lise, özel bir temel lise olacak. Başka alanda hizmet veren bir yabancı dil, bilgisayar, yazılım, meslek edindirme kursu gibi farklı bir kurs olacak. Ama herhangi bir üst eğitim kurumuna, ortaokuldan liseye geçiş için veya liseden üniversiteye geçiş için test eğitimi veren dershanecilik yapılamayacak. Söylediğimiz buydu. O günden itibaren de kararlılıkla uyguladık.

Haberin Devamı

104 temel lise izni

Bugün itibariyle 2 bin 206 kurum dönüşüm için müracaat etmiş durumda. Bunlardan 2 bin 174’nün müracaatları kabul edilmiş, 118 tanesi de resmen bir başka kuruma dönüşmüş olarak faaliyetlerine başlamış durumda. 104 temel lise, 3 Anadolu lisesi, 2 okul öncesi eğitim gibi, toplamda bir tane de ilkokul var. Dershanelerin dönüşüm sürecini değişik etaplarda gerçekleşmesini öngörmüştük. Dedik ki, ilk etapta müracaat edenler daha fazla teşvikten yararlanacak. Arsa, vergi kolaylığı, kredi kolaylığı gibi teşviklerimiz var. Bu teşviklerden yararlanmak için müracaat sırasını, hangi periyotta müracaat ettiğini de dikkate alacağız demiştik. Kamuoyunda dershanenin ne olduğu, ne olmadığı, neye yaradığı, neye yaramadığı çok açık bir biçimde görüldü. Dershanenin bir illüzyon olduğu, dershanelerin hepsi için söylemiyorum içlerinde tabi çok iyi niyetli eğitim faaliyeti gösteren kurumlarda var ve onlar bu dönüşüm sürecinde bizimle çok olumlu bir işbirliği içerisinde çalıştılar.

Takviye kurslarına 2 milyon öğrenci katılıyor

Belli okullardan çok parlak öğrencilerin nasıl özellikle seçilip daha sonra özel sınıflarda yetiştirilip dershanelerin reklamı için kullanıldığını, buna karşılık o özel sınıflara alınmayan binlerce, on binlerce garibanın dolgu malzemesi gibi kullanıldığını insanlar, veliler ve öğrenciler gördü. Dolayısıyla dershane illüzyonu kırıldı. Şimdi bugün Anayasa Mahkemesi bu yasayı iptal etse bile artık önümüzdeki dönemde bu dönüşüm süreci aynen devam edecek. Dediğim gibi hem illüzyon anlaşıldığı için, özellikle dar gelirli, imkanı olmayan, dershaneye de zaten gidemeyen, gitse bile dershane var dershane var, öyle dershane var ki dudak uçuklatacak fiyatlarla öğrenci kabul ediyor. Öyle de dershane var ki daha düşük ücretlerle çalışıyor ve onlar da herhangi bir iddia da taşımıyorlar. Şimdi biz özellikle dershaneye her durumda gitme imkanı olmayan çocuklarımız, öğrencilerimiz için okullarımızda kendi öğretmenlerimiz tarafından verilen takviye kursları açtık. Hafta sonlarında 2 milyonun üzerinde öğrencimiz bugün hafta sonlarında bu kurslara devam ediyor. 100 binin üzerinde öğretmenimiz gönüllü bir biçimde bu kurslarda ders veriyor. Gönüllü bir biçimde diyorum, çünkü onlara bu kurslar için ödediğimiz ücret gerçekten onların belki birçoğunun büyük şehirlerde özellikle hafta sonunda yol parasını bile karşılamaya anca yeter. O kadar düşük bir ücret karşılığında da olsa öğretmenlerimiz büyük bir fedakarlıkla hafta sonlarında öğrencilerimizi takviye edecek kurslara devam ediyor. 100 binin üzerinde öğretmen. Biz onlara elimizden gelen bütün imkanlarla onların bu fedakarlıklarını değerlendiriyoruz ve değerlendireceğiz.

Haberin Devamı

TEOG için müfredatın zamanında yetişmesi gerekiyor

TEOG sınavlarıyla yaptığımız düzenlemeyle artık müfredat, zamanında yetiştirilmesi gereken, belli bir takvime bağlı bir müfredat haline geldi. Eskiden özellikle 8 ve 12’nci sınıflarda, yani seneye liseye ve üniversiteye gidecek olan çocuklarımızın devam ettiği sınıflarda birçok şey “Nasıl olsa bu konu dershanede işlenir, nasıl olsa bu konu dershane öğretmenleri tarafından anlatılacak” diye bizim okullardaki müfredatlar mecburen katlanılan ve çok da ciddiye alınmayan uygulamalar haline gelmek üzereydi. Biz TEOG sınavıyla bunu önlemiş olduk. Şimdi ders yılı başında ilan ediyoruz. Şu tarihte şu 6 dersten sınavlar merkezi olarak yapılacak. Soruları biz buradan göndereceğiz ve o tarihe kadar sınıfta işlenmiş olan konuları kapsayan sorular çıkacak. Bunu öğrenciler, öğretmenlerimiz biliyor. Dolayısıyla öğretmenlerimiz kendi öğrencilerini o belirli tarihte yapılacak sınavlara iyi hazırlayabilmek için gayret içerisine girdiler. Bu gayret çok açık görülüyor. Çok olumlu geri dönüşler aldık. On binlerce öğrencimiz, öğretmeniz, yöneticimiz, velilerimizle anket çalışması yaptık. Her birinden aldığımız o dönüşler çok olumlu.

Haberin Devamı

KPSS soruşturması

2010 KPSS ile ilgili yürüyen soruşturma bağlamında birtakım bilgisayarlardan o dönemlerde aynı zamanda SBS sorularının da birileri tarafından bulunduğu veya edinildiği ve sonra servis edildiğine dair birtakım işaretler geliyor. Yani ben soruşturma evrakına birebir muttali değilim. Ama biz de yansıdığı kadarıyla biliyoruz ki, o dönemde sadece bu sınavlarda değil pek çok askeri okullara ve diğer okul türlerine, meslek sınavlarına girişlerde bu tür suiistimaller yapıldığına dair çok ciddi emareler olduğu anlaşılıyor. Bunlar araştırılacak, araştırılıyor. Artık bunların eskiden olduğu gibi birtakım yargı içerisinde bağlantılar vasıtasıyla örtbas edilmesi de mümkün olmayacağı için bunlardan sağlıklı sonuçlar çıkacak ve herkes yaptığının karşılığını görecek.

Haberin Devamı

Türkiye’de olanları dünya izliyor

Yurtdışında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren okullarımız var. Bunlar daha çok çalışmak için oralarda bulunan Türk vatandaşlarının çocukları için hizmet veriyor. Suudi Arabistan’da çalışan Türklerin çocukları için açılan, Riyad’da, Mekke’de, Medine’de açılan Türk okulları var. Bunlar elçiliğimize yani Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren resmi Türk okullarıdır. Ayrıca Türklerin yoğun olduğu diğer yerlerde de bu tür elçiliklerimiz bünyesinde açılmış okullarımız var. Türkmenistan’da, Kazakistan’da, Kazakistan’daki dil kursu olarak açılmıştı, Kırgızistan da da vardı. Dolayısıyla bu okullarımız da dahil olmak üzere biz yurtdışında faaliyet gösteren ve bir şekilde Türkiye ile irtibatlı olan her eğitim kurumuyla birebir ilişki içinde olmamız gerekiyor. Şimdi bunlardan bir kısmı daha önce elçilik okulları, yani Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren okullar dışında değişik vakıflar, dernekler, özel kuruluşlar veya şirketler tarafından açılmış yüzlerce binlerce okul var. Bunların bir kısmı, özellikle bu sözünü ettiğiniz paralel yapıya atfedilen okulların çok büyük bir bölümü vakti zamanında yine Türk Devleti’nin de referanslarıyla bugüne gelebilmiş veya referanslarıyla oralarda açılabilmiş okullardır. Zamanında siz bir ülkeye böyle bir referans verdiyseniz, sizin referansınızla elçinizin, en yüksek düzeyde Cumhurbaşkanının, Başbakanın veya orayı ziyaret eden bir başka devlet yetkilisinin, sorumlusunun, bakanının referansıyla açılmış olan bu kurumlarla ilgili olarak şimdi Türkiye’de olup bitenler dünyanın gözü önünde yaşanıyor.

Haberin Devamı

Meclis açılınca Maarif Vakfı için onay alınacak

Oranın otoriteleri, yöneticileri oraya gittiğimizde, Cumhurbaşkanı, Başbakan gittiği zaman, Somali’de, Kazakistan’da, Japonya’da olduğu gibi bize soruyorlar. Bu okullara zamanında siz referans oldunuz, biz de izin verdik. Ama yaşananları görünce bizde de tereddüt oldu, biz de endişe içerisindeyiz. Bazı ülkelerde istihbarat bilgilerine dayalı olarak bunu söylüyor. Burada bizim de sıkıntımız var diyorlar. Mesela Azerbaycan diyor ki, buradaki okullardan ben de şikayetçiyim. Ya siz bunları devralın veya ben bunları kapatacağım. Bu tür farklı öneriler oranın yöneticileri tarafından geldiği zaman bunları karşılayabilmek üzere biz Maarif Vakfı adında bir vakıf kuruyoruz. Bu vakfın yasal prosedürü Meclis erken kapandığı için yetişmedi. Ama vakfın kuruluş çalışmaları hemen hemen tamamlandı. Artık iş Meclis açıldıktan sonra yapılacak bir oylamaya, Meclis’in onayına kaldı. Bu vakıf üzerinden farklı farklı ülkelerde, statülerle açılmış olan okullardan devredilmek istenenler veya oranın yerel makamları tarafından ‘Ya siz devralın, ya biz bunları kapatacağız’ denilenlerden uygun olanlarını bu vakıfla işletmeye karar vermiştik. Yapılacak olan işlem, bu vakıf üzerinden bu okulların normal eğitim faaliyeti gösteren, kimsenin rahatsız olmayacağı, o ülkenin, o ülke yöneticilerinin de tedirgin olmayacakları bir eğitim kurumu olarak faaliyetlerini sürdürmelerini sağlamak

Öğretmen atama kadrosunu Maliye Bakanlığı ile belirleyeceğiz

Öğretmen alımı nasıl yapılıyor? Her yıl temmuz ayının başında KPSS yapılıyor. Bu sınava hazırlanan ilk defa bu sınava girecek on binlerce yeni öğretmen adayı var. Geçen sene yetişememiş veya bu sene mezun olacak onlar da bu 2015 KPSS’sini bekliyor. Temmuz ayında yapılacak sınavı bekliyorlar. 2015’de KPSS sınavına girecek olan gençlere şunu söyleyemeyiz. Kusura bakmayın siz bu sınava gireceksiniz ama temmuz ayında biz bundan almayacağız, biz geçen seneki KPSS’yle yine 50 binin üzerinde şu kadar alacağız. Bunu söyleyebilir misin, bu adil değil. Dolayısıyla, baştan ilan ettik bu sene 2014 KPSS sonuçlarıyla yeni bir alım yok ne nisan, ne mayıs, ne haziranda. Bunu söylemek bana da zor geliyor. Onların nasıl bir beklenti içerisinde olduklarını çok iyi anlıyorum ama, 2014 KPSS sonuçlarıyla biz 50 bin öğretmen adayını aldık şimdi 2015’de yeni bir KPSS yapacağız buradan bu sınava girecek ve buradan bir atama bekleyen 10 binlerce öğretmen adayı var. Dolayısıyla KPSS sınavı Temmuz başında yapılacak. 2015 KPSS puanlarıyla Ağustos ayında bize tahsis edilen 47 bin öğretmen kadrosundan ne kadarını kullanabileceğimizi o gün Maliye Bakanlığı ile oturacağız, konuşacağız. Hangi branşta ne kadar öğretmenimiz emekli olmuş? Hangi ilde, hangi branşta ne kadar öğretmen adayına ihtiyacımız var? öğretmene ihtiyacımızı bunların hesaplamasını yapacağız. Ağustos’ ta 2015 KPSS puanlarıyla bu adaylarımızı alacağız. Kamuoyunda şöyle bir yanılsama da var. Zannediliyor ki KPSS’ye girdim öğretmen olmaya hak kazandım. Hayır, biz KPSS sınavı sonuçlarına göre puan sırasına diziyoruz öğretmen adaylarımızı. Diyelim fizikten 550 öğretmen alacaksak yukarıdan aşağıya puan sıralamasıyla 550’ye kadar gelip orada çizgiyi çiziyoruz. Listeye baktığı zaman ya “bir kişi daha alınsaydı ben de girecektim” diyen adaylar var. Bunların psikolojisini, bunların beklentilerini anlıyorum, ama bizim bunu bu çizgiyi bir yerde çizmemiz gerekiyor.

Eğitim reformlarına devam edeceğiz

Biz Hükümet olarak önümüzdeki dönemde de eğitimde de, ama genel olarak siyasetin bütününde de, ülke yönetiminde de neyi vaat ediyoruz? Öncelikle istikrarı vaat ediyoruz. Çünkü bugüne kadar 13 yıldır ne kazandıysak istikrar sayesinde, güven sayesinde kazandık, istikrar çok önemli. Onun için biz önümüzdeki dönemde yine aynı şekilde istikrarlı bir biçimde eğitimde de başladığımız reformları devam ettireceğiz. Şimdi büyük ölçüde saha fiziki altyapı bakımından bir düzene girdi. Önümüzdeki dönemde özellikle öğretmen niteliğinin arttırılması, yeni ve mevcut öğretmenlerimizin niteliğinin gelişen şartlarla uyumlu hale getirilmesi için çok ciddi programlarımız, projelerimiz var. Öğretmenlerin hizmet içi eğitimleri, yeni alınan öğretmenlerimizin meslek eğitimleri, bir usta öğretmen bünyesinde yetiştirilmesi için çalışma yapacağız. Çünkü öğretmenlik aynı zamanda bir sanat. İnsan, insan gölgesinde yetişir, öğretmen de öğretmen gölgesinde yetişir. Tecrübeli öğretmenlerimizi, genç öğretmenlerimize yol göstericilik yapmalarını bekliyoruz onun için de bunu sadece böyle bir beklenti olarak değil bunu programlıyoruz. Rotasyon meselesi biraz da bununla ilgili. Yani rotasyon olmadığı zaman aynı yaş grubunda, aynı hizmet süresine sahip öğretmenler belli okullarda kümeleniyor. Dolayısıyla, genç öğretmenlerle, daha tecrübeli öğretmenlerin iletişimi büyük ölçüde kopuyor. Bizim öğretmenlerimizin niteliğinin ciddi manada gelişen şartlara uyumlu hale getirilmesi için yeni programlara ihtiyacımız var. Bunu da yapıyoruz, hazırladı. Ayrıca müfredatla ilgili düzenlemelerimiz var. Bugüne kadar büyük ölçüde beşeri altyapı, yani derslik, dershane, okul, spor salonu, atölye, laboratuvar bunlar devam edecek.

İstek üzerine imam hatipler açılıyor

Demokrat Parti döneminde Tevfik İleri imam hatip okullarını açması ve sonra onlara yaptığı katkılar, daha sonra imam hatip okullarının sayıca ve nitelikçe artması bir toplumsal isteğe yönelik bir cevaptır. Toplumsal talep olduğu için bu okullar var, meslek okullarımız var. Okul türlerimizin her biri bir toplumsal talebe cevap vermek üzere biçimlenmiş kurumlar, imam hatip de bunlardan bir tanesi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!