Güncelleme Tarihi:
Mikrodenetleyeciler, merkezi işlem birimi üzerinden giriş ve çıkış noktalarına sahiptir. Bir mikroişlemci yapısı bulunan ve kristal salıngaç devrelerinde seri veya analog giriş ve de çıkış tiplerine uygunluk gösteren, programlanabilir hafıza yapısı sayesinde de, tümleşik bir bileşime sahip, devre üretimidir. Mikrodenetleyici programların oluşabilmesi içinde komut satırları üzerinden bir yazılıma genellikle ihtiyaç duyulmaktadır.
Mikrodenetleyici Nedir?
Mikrodenetleyiciler küçük boyutlu devre parçaları olmakla birlikte, güç harcaması bakımından da oldukça düşük bir enerji kaybı yaşamaktadır. Ancak tüm bunlara rağmen yüksek performanslı bir sorumluluk üstlenir. Bunun yanında maliyet ortalaması da düşük bir fiyat üzerinden şekillenmektedir. Mikrodenetleyiciler, yeterli hafıza donanımına sahip, cisim üzerinde giriş ve çıkış uçları bulunan bir elektronik devre birimidir.
Mikrodenetleyeciler üzerinde var olan analog ve dijital tiplere ek, birbiri ardına sıralı tümleşik devrelerde yer almaktadır. Tercih edilirlik oranı oldukça yüksek olan bu devre modelleri, genel itibariyle uygun maliyet ve yüksek verimlilik üzerinden sıklıkla kullanım göstermektedir. Mikrodenetleyiciler, mikroişlemci devre yapılarına göre farklılık göstermektedir. Bu ayrım genellikle seri portları üzerinden, sayıcı verilerinden ya da çeviri sistemlerinden dolayı kendini ön plana çıkarmaktadır.
Mikrodenetleyici Türleri ve Kullanım Alanları
Mikrodenetleyiciler, kullanım yönü itibariyle çamaşır makinelerinde, robot üretiminde, fotoğraf makine içeriğinde ve buna benzer tüm teknolojik tasarım modellerinde karşımıza çıkmaktadır. Mikrodenetleyeciler, programcı hafıza sistemi sayesinde yazılım olarak kaydettiği işlemleri derleyip, tekrardan çıkış sinyali ile geri dönüt aracılığıyla gönderir.
Elektronik cihazların hemen hemen hepsinde yer alan bu donanım, devrelerin küçük boyutlu ve beyin görevine sahip elektronik sistemlerini temsil etmektedir. Mikrodenetleyeci türleriyse genellikle, iki ayrı türde karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan ilki Von Neumann mimarisidir. Bu mimari sayesinde program verileri, bir komut etrafında toplanarak tek bir yol üzerinden işlemci sisteme gönderilir.
Mimari türü günümüzde tercih edilirlik bakımından oldukça etkisini yitirmiş bir yöntem olarak kalmıştır. İkinci olarak karşımıza çıkan Harvard mimarisi ise üretildiği ve geliştirdiği andan itibaren sıklıkla tercih edilmektedir. Bu mimari de işleyen veri düzeneği, programlanan hafıza yapısı sayesinde ayrı komutlar dahilinde işlenebilmektedir. Bu yüzden hızlı ve donma sıkıntısı yaşamadan veri gönderimini en etkili ileten mikrodenetleyici çeşidi olarak tanımlanmaktadır.