Güncelleme Tarihi:
İzmir’in Karabağlar ilçesi Limontepe Mahallesi’nde yaşayan 3 çocuklu ailenin en küçüğü olan Mustafa Eres, hafif düzeyde zihinsel engelli olarak doğdu. Bornova Hasan Tahsin Özel Eğitim Meslek Okulu’nun kapısından 8 yıl önce giren Eres, aldığı özel eğitim ve rehabilitasyon sayesinde hem milli takım sporcusu oldu hem de aynı kurumda memur olarak çalışmaya başladı. Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (EKPSS) gösterdiği başarıyla eğitim aldığı okulda memur olmayı başaran Eres, "Bu kuruma 2013 yılında okumak için geldim. Okula başladıktan 1 hafta sonra okulun futbol takımı olduğunu öğrendim. Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu’ndan haberim yoktu. Beni denediler ve beğendiler. 2014’te Antalya Kemer’e gidip Türkiye birincisi olduk. Ardından Samsun’da Türkiye ikincisi olduk. Engellilerle ilgili olan lige çıktık. O ligi kuran federasyon başkanımız, okul müdürüm ve beden eğitimi öğretmenim sayesinde bu zamana kadar elimden geleni yaptım. Takım arkadaşlarımla birbirimize destek olduk" dedi.
AYNI OKULA MEMUR OLARAK ATANDI
Eres, kurumda teknik personel olarak çalışıyor. İş deneyimini kazandığı kurumda yabancılık çekmediğini dile getiren Eres, "Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı’na girip 87 puan aldım ve Hasan Tahsin Özel Eğitim Meslek Okulu’na atandım. Bu, benim için büyük bir başarı. Ailem de ben de mutluyum. Kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğrendim. Kendi kazandığım parayla geçimimi sağlıyorum. Aileme destek çıkıyorum. Sabahları okulu açıyorum. Önce çay demliyorum daha sonra güvenlik kamerası kayıtlarını kontrol ediyorum. Elektrik arızası olup, olmadığını kontrol ediyorum. Doğal gazı kalorifer var, onu yakıyorum. Depodan malzeme çıkacaksa onları taşıyorum. Burayı evim gibi hissediyorum. Başka bir yerde başlasaydım alışma sürecim olurdu. Burayı bildiğim ve tüm öğretmenleri tanıdığım için daha kolay oldu" dedi.
ÖĞRENCİSİYKEN MESAİ ARKADAŞI OLDU
Bornova Hasan Tahsin Özel Eğitim Meslek Okulu’nda 14 yıldır beden eğitimi öğretmenliği yapan Özlem Baştürk Aliş, eski öğrencisi Mustafa Eres ile antrenman yapmaya devam ediyor. Sporun, özel çocukları rehabilite eden en güçlü etkileşim araçlarından biri olduğunu belirten Aliş, "Mustafa okulumuza 2013 yılında gelmişti. O tarihten beri beraberiz. Önce öğrencimizdi, futbolda daha büyük aşama kaydederek okulumuzun futbol takımından milli takıma kadar yükseldi. Hem öğrenci öğretmen ilişkimiz var hem de antrenör öğrenci ilişkimiz vardı. Şimdi de aynı okulda beraber çalışan mesai arkadaşı olduk" dedi.
Mustafa Eres’in aynı zamanda el sanatlarında da başarılı olduğunu belirten seramik öğretmeni Firdevs Öner ise sanatın kişisel gelişime katkı sağladığını söyledi. Boş zamanlarında atölyeye girip seramik çalışan öğrencisiyle gurur duyduğunu anlatan Öner, ise "Mustafa ilk atölyeye geldiği zaman her şey ilk minik arabayı yapmasıyla başladı. Farklı bir yeteneği olduğunu fark ettim. Özellikle yüz, mimik ve jestlere özel bir ilgisi olduğunu çamuru eline aldığında anladım. Nasıl geliştirebiliriz, diye düşündük sonra zamanla masklar ve farklı yüzler ortaya çıktı. Minyatür çalışmalar yaptı ve yeteneğini ortaya çıkardı. Buraya memur olarak gelmesi de ayrı bir jest. Boş zamanlarında masklar yapıyor. Sanata ilgi duymaları çamuru alıp yoğurmaları onlara çok fayda sağlıyor" dedi.