Güncelleme Tarihi:
Şimşekler, Mevlana'nın, eserleri ve fikirleriyle sadece Türkiye'de değil tüm dünyada büyük bir değer kabul edildiğini belirtti.
Vefatının ardından Mevlana'nın fikirleri ile Mevlevi adap ve erkanının Mevlevihanelerde öğretildiğini ifade eden Doç. Dr. Şimşekler, "Bu Mevlevihaneler, Hazreti Mevlana'nın eserleri başta olmak üzere Mevlevi kültürünün araştırıldığı, öğrenildiği ve öğretildiği yerler haline gelmiştir. Mevlevihane, günümüzdeki edebiyat, ilahiyat, güzel sanatlar fakülteleri ve devlet konservatuvarlarının işlevini görmüştür" dedi.
SÜ bünyesinde 2005'te Türkiye'de ilk kez Mevlana Araştırma ve Uygulama Merkezinin açıldığını hatırlattı. Merkezin 2010'da Mevlana Araştırmaları Enstitüsü'ne dönüştüğünü dile getiren Şimşekler, "Geçen yıl Mevlana ve Mevlevilik Araştırmaları Anabilim Dalını kurarak, yüksek lisans öğrencisi almak için çalışma yürüttük. Üniversite senatosunun onayıyla Yükseköğretim Kurulu'na bildirdiğimiz bu istek kabul edildi" diye konuştu.
Enstitüye, farklı bilim dallarından öğrenci aldıklarını, ilk dönemde Mevlana'nın hayatı, eserleri ve Mevlevilik kültürünün literatürünün okutulduğunu aktaran Şimşekler, şöyle devam etti:
"Mevlana'yı bilim dalına hapsetme gibi bir lüksümüz yok. Herkes Mevlana'yı istediği gibi anlayacak. Herkesin Mevlana'sı belki kendi içerisindeki eksiklikleri çerçevesinde farklı olabilecek. Biz bunları normal karşılıyoruz. Ancak Mevlana'nın doğru anlaşılması için buradan mezun olan öğrencilerimiz makaleleriyle diğer üniversitelerdeki bilim adamlarına katkı sağlayacak."
Yabancı öğrenciler de var
Şimşekler, yüksek lisans için çok sayıda müracaatın olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"İlk açılan 36 kişilik kontenjan için 176, ikinci açılan 12 kişilik kontenjan için ise 56 kişi müracaat etti. Yaptığımız istatistiki çalışmalardan, çoğu öğrencinin Hazreti Mevlana'yı daha iyi öğrenmek ve anlamak için yüksek lisans yapmak istediğini öğrendik. Öğrencilerimiz arasında öğretmen, iş adamı, doktor ve ilçe müftüsü arkadaşlarımız var. Mevlana, dünyanın önem verdiği, okuduğu ve araştırdığı bir değer. Mevlana ile ilgili ABD'de 200'e yakın farklı kalemin kitapları var. Mevlana'nın yabancı dillere, özellikle de İngilizce'ye doğru olarak aktarılması önemli. Bunun için kontenjanımızda yabancı öğrencilere de yer verdik. İki İranlı öğrencimiz var. ABD ve Avrupa'dan da öğrencilerin gelmesini istiyoruz. Bu çerçevede çalışmalarımız devam ediyor."
Tıp ve matematik mezunu öğrenciler
Enstitüye ilk grup öğrencileri Şubat ayında, ikinci grubu ise Eylül ayında aldıklarını dile getiren Şimşekler, Mevlana ve Mevlevilik Araştırmaları Anabilim Dalı'nda 45 öğrencinin eğitim gördüğünü bildirdi.
Filoloji ve tarih bölümlerinin yanı sıra güzel sanatlar ve devlet konservatuvarından da öğrenci aldıklarını anlatan Şimşekler, "Her anabilim dalından müracaat için birkaç kontenjan boş bırakmıştık. Matematik ve tıp bölümünden mezun öğrencilerimiz de var. İlk aldığımız grup 4 ay sonra ders aşamalarını tamamlamış olacak ve 1 yıllık tez çalışması yapacak" ifadelerine yer verdi.
"Mevlevilik Araştırmalarında Usul" dersinin bütün öğrenciler için zorunlu olduğuna dikkati çeken Şimşekler, İslam Estetiği ve İslam Sanatı, Mevlevi Kültürü, Mevlevi Musikisi, Mevlevilik'te Güzel Sanatlar, Doğu Edebiyatlarında Mevlana ve Eserleri, Batı Edebiyatlarında Mevlana ve Eserleri, Türk Edebiyatında Mevlana ve Eserleri gibi 14 ders seçeneğinin sunulduğunu bildirdi.
Şimşekler, öğrenciler için henüz devlet kadrolarında bir istihdam alanının bulunmadığına işaret ederek, "Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile ön görüşmelerin ardından, bu arkadaşlarımızın istihdam edileceğine " dedi.
Atatürk'ten sonra adına enstitü açılan ikinci isim
Enstitüye öğrenci alımıyla birlikte Mevlana ve Mevleviliğin Türkiye'de bir bilim dalı olduğunu ifade eden Şimşekler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de Atatürk'ten başka hiçbir kişi adına bir bilim dalı açılmadı. Atatürk'ten sonra bu ikinci oldu. Gazi Üniversitesine bağlı Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi var ama o araştırma merkezi bir enstitü değil. Bu araştırma merkezi öğrenci alıp eğitim vermiş de değil. Ancak bazı üniversitelerde Atatürk adına 6-7 enstitü var."