Güncelleme Tarihi:
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran, 'Küreselleşme, Eğitim ve Sendikalar Uluslararası Sempozyumu'nun açılışında, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un programa katılamadığını belirterek, selamlarını iletti. Memur-Sen'e bağlı Eğitim-Bir-Sen'in, 77 ülkeden eğitim sendikalarının katılımıyla düzenlediği "Küreselleşme, Eğitim ve Sendikalar Uluslararası Sempozyumu" başladı.
Dünyada yaşanan dönüşümleri anlatarak, son 50 yıla damgasını vuran kavramın küreselleşme olduğunu söyleyen Safran, "Küreselleşmenin içinde en etkili olduğu yön de eğitimdir. Ancak eğitim bir kavram, yapı, sistem, süreç ve örgüt olarak küreselleşmeye ilişkin tüm tartışmalarda, bazen değişimle başa çıkmada yetersiz kalması iddiasıyla, bir sorun alanı. Kimi zaman ise küresel ölçekteki sorunların kısa, orta ve uzun vadede çözümünde değişim ajanı olarak en çok konuşulan, en fazla beklenti duyulan ve dönüşümlerin en fazla yaşandığı alan olarak görülüyor" dedi.
Safran, her ülkenin içinde bulunduğu coğrafyanın özellikleri, toplumsal ve iktisadi öncelikleri, tarihsel geleneği içinde inşa ettiği kurumları ve bu kurumların yaslandığı kültürel kodlar bağlamında kendi eğitim ve öğretmen yetiştirme modelini oluşturmakla yükümlü olduğunu söyledi. Türkiye'nin dünyanın 13'üncü büyük ekonomisi haline geldiğine dikkati çeken Safran, şöyle devam etti:
"Eğitim sistemi bağlamında temel hedef, sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan sürdürülebilir kalkınmayı temel alan insani değerleri merkeze koyan bir medeniyet iddiasını ve tasavvurunu hayata geçirmek. Dünya Bankası'nın 2018 eğitim raporunda çözüm önerilerinden en önemlilerinden biri, 'Tüm aktörleri işe koş' diyor. Öğretmenlikten gelmiş, öğretmen kimliğinden her zaman onur duyan bir akademisyen olarak, hepimiz eğitim sistemini oluşturuyoruz. Öğretmenlerin özlük haklarına odaklaşmış, eğitim iş kolunu geliştirmeye çalışan her türlü eğitim sendikasıyla iş birliğine hazırız. Öğretmenlerin haklarını koruyan geliştiren kuruluşlara destek olmamız, eğitimde kalite arayışı çabalarımız ile tutarlılık göstermektedir. İnanıyoruz ki, öğretmene yaptığımız bir birimlik yatırım, eğitim sistemimizde, kelebek etkisi yaratıp katma değeri yüksek katkı sağlayacak."
Hizmet öncesinden başlayarak, öğretmenlerin seçimine, eğitimine ve atanmasına kadar geçen sürede hem öğretmen niteliğini hem de öğretmenlerin yaşam kalitelerini artıracak politikalara öncelik verileceğine dikkati çeken Safran, "Çok kısa bir süre önce göreve gelmemize rağmen, 15 Ekim'de Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk, eğitimde adalet, verimlilik ve süreklilik adına yeni bir eğitim inşası raporunu tüm kamuoyu ile paylaşacak. Bütün arkadaşlarımız merkeze eğitimin temel omurgası olan öğretmenin yerleştiğini ve her şeyin öğretmen çevresinde döndüğünü görecektir. İnşallah bunu hep birlikte başaracağız. Milli mutabakat sağlanmadan hangi sistemi inşa ederseniz edin o sistemin başarıya ulaşması mümkün olamıyor" dedi.
'ZEMİNDE DE BİR KUŞATILMIŞLIK VAR'
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da, sempozyumun tematik çerçevesini, eylemsellikle farklı zamanlarda, farklı anlamlar kazanabilmek noktasında ortak özelliğe sahip "Küreselleşme, Eğitim ve Sendikalar" şeklinde üç olgu üzerine inşa ettiklerini belirtti. Eğitimin tanımına, işlevine, felsefesine, program ve içeriğine dair zeminde de bir kuşatılmışlık bulunduğunu kaydeden Yalçın, sözlerine şöyle devam etti:
"Maalesef eğitimi ve süreçlerini, insanın kendi olma ve kendini bulma zemininden diplomalı olma ve iyi iş bulma yarışının platformuna çevirdik. Bireyleri, bilgi gladyatörü olma hedefiyle ‘standart tipoloji’ kapsamında olmaya zorluyoruz. İşi iyi yapanın iyi işler yapandan daima daha önemli ve değerli olduğu bir arena olarak tasarladık. Elbette, bilmek ve işi doğru görmek önemli.”
'KÜRESELLEŞMENİN DAYATTIĞI SORUNLAR'
"Küreselleşmenin dayattığı sorunlar kendi içimize yönelmemizi engelliyor. Eğitim, insanların büyüme dönemlerine ağır müdahalelerde bulunmak için araçsallaştırılmış sosyal mühendislik aparatı mıdır? Bizler, hem eğitimci hem de sendikacı olarak bu konuda ciddi bir sorgulama yapmak zorundayız. İnsanın kendi olma yolculuğu eğitimle insan onuru savunuculuğu sendikal paradigma arasındaki ilişki ve iş birliği bu açıdan çok önemli. Eğitim sendikalarını değerli kılan, kılacak olan da bu. Bizim baktığımız noktadan hem eğitim hem sendikacılık, mühendislik bir yaklaşımla sadece sonuç odaklı değil. Dolayısıyla süreci ve sürecin her anını irdelemek ve incelemek zorundayız. Eğitimci kimliğimizle 'söz hakkı' kullanmaya, sendikacı kimliğimizle 'sus payı' anlayışına karşı çıkmak görevimiz ve işimiz. Biz, standartlara hapsedilen bireye itiraz ediyor, biricik olma hasletine sahip insan için mücadele etmeyi önemsiyoruz."
Yalçın, sempozyumun küreselleşmeye muhalefet ve insanı önceleyen refah ve adalet için milat oluşturacak bir iradeyle sonuçlanmasını temenni etti.
Uluslararası 'Küreselleşme, Eğitim ve Sendikalar' sempozyumunun açılışının ardından Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Türkiye Maarif Vakfı ile Eğitim-Bir-Sen arasında 'Suriye'de Okul Yaptırma Protokolü' imzalandı.
Protokol, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül, Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Yalçın tarafından imzalandı. Ayrıca Eğitim-Bir-Sen ve Türkiye Maarif Vakfı arasında Uluslararası Eğitim ve İşbirliği Protokolü de yapıldı.
Sempozyuma, 77 ülkeden 89 sendika ve 4 uluslararası örgütten 175 yönetici, Eğitim-Bir-Sen Şube başkanları, kadınlar komisyonu ve sendika üyeleri katıldı.