Güncelleme Tarihi:
Masallar, çocukların hayatında önemli yer kaplıyor. Sadece eğlence için değil, onlara hayatı da anlatıyor. Hikâyenin ana karakteriyle özdeşleşen çocuk, tüm zorluklara rağmen bir çözüm yolu olduğunu bilerek, problem çözme becerilerini geliştiriyor. Mücadele etmeyi öğreniyor. Dinleme yeteneği kazandırdığı gibi, onlara anlamlı ve amaçlı konuşmayı da öğretiyor. Üstelik Einstein’ın dediği gibi, “Bilgi sınırlıdır ancak hayal gücü dünyayı kuşatır”. Uzmanlar, masalların eğitim için de kullanılabileceğini söylerken, yurtdışında bukonuda atılmış birçok adım var. Türkiye’de de Uluslararası Hikâye Anlatıcılığı Merkezi SEİBA, Anlatan Öğretmen Programı ile bunu teşvik etmeyi amaçlıyor. SEİBA’nın kurucularından Nazlı Çevik Azazi ve Şeyda Çevik, hedeflerini, masalların yararını şöyle anlatıyor:
HAYAL GÜCÜ EĞİTİMİ
Masal anlatıcılığının eğitimde önemli bir yeri var. Uzun yıllardır Almanya, Avusturya gibi farklı Avrupa ülkelerinde masal anlatıcılığı projeleri yaptık, okullarda çalıştık. Bu deneyimlerin sonucunda rahatlıkla, masalların tıpkı oyun gibi çocukların vazgeçilmezi olduğunu söyleyebiliriz. Masallar, sembolik bir dilde insanınen derin benliğinde yaşanan çatışmaları konu ediniyor. Hem çok eğlendiriyor hem de çocukların iç dünyasında var olan ve anlamlandıramadıkları çatışmaları çözmesine yardımcı oluyor. Dinleme ve buna bağlı olarak anlatma ile performans becerilerini geliştiriyor. Masal saatleri, hayal gücü eğitimi için vakit ayrılması demek. 21’inci yüzyıl eğitimi, hayal gücünün öneminin farkına varmaya başlıyor. Einstein “Mantık sizi A’dan B’ye götürür, hayal gücü her yere” der. Geleceğin bilim insanları, sanatçıları, yöneticileri, mühendisleri sınırsız hayal gücüne sahip bireylerden oluşacak.
ÇOCUKLARLA AYNI DİLİ KONUŞAN ÖĞRETMENLER
Anlatan Öğretmen programımızın temel sorularından biri, “Öğretmenler masal anlatımını derslerinde nasıl kullanabilir?”- di. Yıllardır farklı coğrafyalarda öğretmenler, hikâye anlatıcılığını derste kullanıyor. Kimi zaman yabancı dil öğretiminde, kimi zaman ana dilini geliştirmekte ya da tarihi olayların sıralamasını öğretirken, matematiksel kavramları somutlaştırmak için. Masalların dilini bilen bir öğretmen, çocuklarla aynı dili konuşuyor demektir. Arada oluşan bağ öğrenme ortamını pozitif destekliyor. Öğretmenlerin masalları anlatıcı gibi sahne oluşturarak anlatması başlı başına öğrenmeyi gerektiriyor. Öğretmenler, matematik dersinde cüceler, devler, prensler ve prenseslerle çocukların çözmeleri gereken bir problem yaratabilir.
Hikâyelerle dil öğreteceğim
Melisa Ferahyan (Fransızca öğretmeni): Ermeni ortaokulunda Fransızca öğretiyorum. İlk yıldan beri farklı ders işleme konusunda kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Derslerimi eğlenceli hale getirerek, ‘teknoloji’yi çocuklara ve bana yararlı şekilde kullanarak ders işliyorum. Hikâye anlatıcılığıyla bir seminerde tanıştım. Sınıfta uyguladığımda, çocukların hikâye dinlerken farklı hal aldığını ve bilginin kalıcı olduğunu gördüm. Masallarla çocuklar bir kültürü, dili çok daha iyi öğrenebilir. Onlar; çocuklar ve yetişkinler arasındaki dilsel ve düşünsel engelleri aşmak için çok uygun. Öğretmenlik zaten oyunculuğu ve dramatize etme sanatını da içeriyor.
Zeki olsun istiyorsanız
Hülya Sarıkaya (Türk dili ve edebiyatı öğretmeni): 10 yıldan beri uluslararası akreditasyonları olan bir vakıf okulunda Türkçe bölüm koordinatörüyüm. Öğretmenlere yönelik program taleplerimizden doğdu. Einstein, “Eğer çocuklarınızın zeki olmasını istiyorsanız, masal okuyun. Eğer daha zeki olmalarını istiyorsanız, daha fazla masal okuyun” der. Cemal Süreya ise, “Masal dinlememiş çocuklar büyüyünce kedi resmini bile cetvelle çizerler.” Bilgi çağındayız, teknoloji öyle hızlı ilerliyor ki çocukların kaybolmaması için süreci kavrayan ve biçimlendiren olmaları gerek. Bunun için masal dinlemiş çocuklar yetiştirmeliyiz. Hikâyeleştirerek anlattığımız her şey hem kalıcı hem onarıcı. Hedefim, öğretmenlik deneyimlerimi hikâye anlatıcılığı becerileriyle birleştirmek, ilgi duyan öğretmenlere aktarmak, ‘kedi resmini cetvelle çizmeyecek’ çocuklar yetiştirmeleri için yol göstermek.
İletişimimiz güçlenecek
Hilal Korkmaz (Okul öncesi öğretmeni): Öğretmenlikte yedinci yılım. Anasınıfı öğretmeni olduğumdan hikâye anlatma sanatına en çok ihtiyaç duyan gruptayım. Beş saatlik etkinlikler arası geçişi sağlamak, çocukların dikkatini çekmek, hayal güçlerini geliştirmek, azalan değerler eğitimini doğru ve etkileyici verebilmek, mesleki olarak bu yeterliliğe ermek için eğitime katıldım. Bu eğitim daha mutlu ve aktif öğretmen olmayı, çocuklarla iyi iletişimi öğretecek. Benim ve onların hayal dünyasını geliştirerek bize başka dünyaların kapısını açacak.
YAŞAMI CESURCA KEŞFEDİYOR
- Masallar güvenli bir sığınak. Çocuk hayatı cesurca keşfediyor. 'Semboller aracılığıyla hayatın karanlık ve zorlayıcı yanlarıyla karşılaşmayı ve mücadele etmeyi öğreniyor.
- Dinleme becerisi kazanıyor. Okullardaki anadili eğitiminin önemli ayaklarından ‘dinleme alanı’, bu sayede zengin ve eğlenceli oluyor.
- Aktif dinleyen çocuklar deyimleri, atasözlerini, betimlemeleri, farklı kelime öbeklerini öğreniyor ve bir süre sonra günlük konuşma dilinde kullanıyor.
- Sözel olarak kendini iyi ve istediği gibi ifade eden çocuk bunu yazılı dile daha kolay transfer ediyor. Dolayısıyla yazma becerisi gelişiyor.
- Yabancı dil öğretimine destek oluyor.
- Çocuklar sınıfta masal karakterleri aracılığıyla farklı düşünme biçimleri olduğunu fark ederek saygı duymayı öğreniyor.
- Masallar iyi bitiyor, yani adalet sağlanıyor. Bu, çocuklara umudu aşılıyor. Ana karakterle özdeşleşen çocuk tüm zorluklara rağmen hep bir çözüm yolu olduğunu biliyor ve problem çözme becerisi gelişiyor.