Güncelleme Tarihi:
Lobotomi beyin cerrahisi alanına ait bir işlemdir. Bu kelimeyi tıp sektöründe olanlar ayrıntılı bir şekilde bilmektedir. Fakat günlük yaşantımızda bu işleme maruz kalmadığımız taktirde neyi ifade ettiğini bilemeyebiliriz.
Lobotomi Nedir?
Lökotomi olarak da bilinen beyin cerrahisi işlemine lobotomi denmektedir. Beyin organında bulunan ön loblorun uçlarında yer alan bağlantıların kesilmesi işlemidir.
Bu uygulama 1935 yılında yapılmaya başlanmıştır. Fakat yapılmaya başlandığı dönemden itibaren sürekli tartışma konusu olmuştur.
Lobotomi Ne İşe Yarar?
Lobotomi insanda bulunan bazı rahatsızlıkları gidermek amacıyla uygulanan bir işlemdir. Bu rahatsızlıklar ise stres, depresyon, aşırı uykusuzluk, sürekli devam eden ağrı ve endişedir.
Lobotomi uygulamasıyla kısmen tedavi edilen bazı durumlar söz konusudur. Kronik depresyon, şizofreni, kronik gerginlik, kronik takıntı, kronik anksiyete kısmen de olsa işe yaradığı durumlardır.
İşe yaradığı durumlara bakıldığında psikolojik sorunlar olduğu belli olmaktadır. Beynin ön lobuna bağlı sinir liflerinin kesilmesi inatçı depresyon gibi sorunlara olumlu etki ettiği belirtilmektedir.
Uygulama yapılmaya başladığı dönemden itibaren gelişen teknolojisiyle beraber basitleştirilip yaygın hale getirilmiştir.
İstatistiklere göre bu uygulama hastaların üçte ikisinde işe yaramaktadır. Uygulama ise keskin olan aletin göz yuvarının içinden geçirilerek yapılmaktadır.
1980 yıllarında bu uygulamadan uzaklaşılmaya başlandı. Çünkü uygulama esnasında dikkatsiz davranışlar tüm işlevsel nörolojik sistemi kaybetmektense cerrahiden uzaklaşma yoluna gidildi.
Bu uygulama eski dönemlerde, cerrahın hastanın kafasının ortasına matkapla delik açarak sinir dokusuna elektrotlar batırarak sinir hücrelerini uyarması işlemidir.
Lobotomi Neden Yapılır Ve Ne Zaman Yasaklandı?
Lobotomi psikiyatrik hastalarının tedavisinde bu hastalıkları gidermek amacıyla yapılır.
Bu psikolojik hastalıklar şizofreni, depresyon ve pipolar bozukluk gibi uykusuzluğa kadar devam eden hastalıklardır. Bu hastalarda beyin loblarından biri aslında alınmaktaydı. 20. yüzyılın başlarında en popüler tedavi yöntemiydi.
Beyin lobunda bilinçli düşünmeyi sağlayan lob frontal lobdur. Bu lob zarar görürse kişide his değişikliği ya da ruh hali değişikliği meydana gelebilir.
Nesnelerin kullanılması, mekansal görüş etkinlikleri, duyu organlarından gelen bilgileri birleştirme işlevlerinde ise parietal lobun bazı bölümleri görevlidir.
Görüldüğü gibi beyin loblarının görev ve sorumlulukları tüm yaşamsal faaliyetleri ilgilendirmektedir. Lobotomi yan etkileri nedeniyle ve acımasız bir işlem olduğu düşünülmesi gerekçesi ile lobun zarar görmesi halinde geriye dönüşlerin imkansız olduğu durumlarından dolayı 1950 yılında Sovyetler birliği tarafından yasaklanmıştır.
Birliğin yasak gerekçesini genel anlamda insan haklarına aykırı bir işlem olması oluşturmuştur. Bu dönemde bu uygulamaya en büyük eleştiri ise komünist Rusya ülkesinden gelmiştir.
Günümüzde ise bir çok doktora göre bu uygulama beyin dokusuna kasıtlı olarak zarar vermedir. Geçmiş dönemlerde ise yasaklanmadan öncesinde bazı doktorlar bu uygulamayı yaptıktan sonra hastalarının sakinleştiğini gözlemlemiştir.
Fakat daha sonrasında bu uygulamanın yapıldığı hastaların intihar ettiği de bilinmiştir. Bu bilgi doğrultusunda bir şeylerin uygulamada ters gittiği tespit edilmiştir.
Bu uygulamanın yan etkilerinde de kusma, görme kaybı, ateş ve bağırsak sorunu gibi olumsuz hastalıklar gözlenmiştir.
Bu tedaviye maruz kalan hastaların tahammül seviyeleri her geçen zaman daha fazla düşmüştür. Uygulamanın başarı oranı da gittikçe düşme yaşamıştır. Hastaların tamamının iyileşme gösterememesi ve hatta ölümle sonuçlanması tedavinin de yasaklanmasını beraberinde getirmiştir.
Hastaların uygulama sonucunda empati görevleri yok oluyor tek başlarına günlük işlerini yapamayacak hale geliyorlardır. Uygulama sonucunda bazı hastalar ise intihar etmek yerine direk olarak bitkisel hayata geçiş sağlıyordu. Tüm bu sebeplerden dolayı lobotomi 1950 yılında yasaklanmıştır.