Güncelleme Tarihi:
1- Yüz binlerce adayın katıldığı sınav için açık uçlu soru yöntemi uygun mu? Bu kadar sınav kâğıdı kim tarafından, nasıl değerlendirilecek?
Açık uçlu soruları değerlendirmek hem zaman hem de ekonomik maliyet getirecek. Bu tarz soruların değerlendirilmesi birden çok uzman tarafından yapılmalı. Bu gerçekleştirilmezse ortaya subjektif olma sıkıntısı çıkar. ÖSYM’nin yaptığı gibi kısa cevaplı açık uçlu sorular kullanılsa bile bunun zaman maliyeti olacak, sınav sonuçları daha geç açıklanacak. Test ile birlikte açık uçlu soruların olduğu bir sınav daha akılcıydı.
2- Hangi tarz açık uçlu sorular kullanılacak?
Kısa yanıtlı açık uçlu sorular kullanılabilir. Dünyada bunun örnekleri var. Araştırmalar, çoktan seçmeli ile açık uçlu sorular bir arada kullandığında daha nitelikli değerlendirmelerin yapıldığını gösteriyor. Ayrıca açık uçlu sorular yer alacaksa, bunların ön değerlendirmeleri yapılmış olmalı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) muhtemelen kısa cevaplı açık uçlu soruları tercih edecek. Bunları uzman bir değerlendirici kadroyla yazılımlar sayesinde değerlendirebilirsiniz.
3- Aynı başarıya sahip öğrenciler arasındaki seçim nasıl yapılacak?
Yazılı sınavların öğrencilerin okullarında olması durumunda öğretmenlerin kurallara uydukları nasıl denetlenecek? Aynı sınıfta sorulara doğru yanıt veren 10 öğrenci çıkması durumunda ne yapılacak? Galatasaray Lisesi gibi köklü bir okula aynı puan alan 1000 aday başvurursa eleme nasıl olacak? Akademik açıdan başarılı öğrencilerin ayrı değerlendirilmesi gerekiyor. Türkçe, matematik, sosyal ve fen alanlarında başarılı olanlar istedikleri takdirde ilgi duydukları okullara başvurabilmeli. Bu çocuklar için merkezi bir sınav yapılmalı. Çoktan seçmeli ve açık uçlu sorular sorulabilir.
4- Hormonlu notun önüne nasıl geçilecek?
Binlerce devlet okulunda, kırsal bölgelerdeki yerlerde hormonlu notların önüne nasıl geçilecek? Öğretmenlerin bol not vermedikleri nasıl tespit ve kontrol edilecek? Veli ve öğrencileri kâğıtların adil okunduğuna ikna edemeyebilirsiniz. Hormonlu notla mücadele de ortadan kalkar. Öğretmenlere baskılar görülebilir. Bölgelere, şehirlere göre yazılı notlarını değerlendiren öğretmenler arasında farklılıklar ortaya çıkabilir. Her birinin verdiği not farklı olursa adaletsizlikler nasıl giderilecek?
5- Köylerdeki öğrencilerin kültür-sanat etkinliğine katılımı nasıl değerlendirilecek?
Bu konuda net bir açıklama yapılmadı. Şu andaki bilgiler hem köydeki hem de şehirdeki öğrenciler için “Sistem içerisinde öğrencilerin katılımlarının olduğu kültür, sanat, sportif etkinlikler nasıl değerlendirilecek? Okulların altyapısı arasındaki farklar giderilmeden değerlendirmeler nasıl yapılacak? İmkânları olmayan köydeki bir öğrenci için bu süreç nasıl işleyecek?” gibi soruları da beraberinde getiriyor. Sorulara cevap bulmak için de Bakanlığın sistemin bütün ayrıntılarını açıklamasını bekleyeceğiz.
OBJEKTİFLİĞE DİKKAT EDİLMELİ
Prof. Dr. Emin Karip (TEDMEM Direktörü): Eğer açık uçlu sorulardan oluşan merkezi bir sınav yapılırsa, burada objektifliğe dikkat edilmeli. Hem soruların hem de değerlendirmelerin eşdeğerliğini sağlamak gerekecek. Bu konuda yaşanabilecek sorunların giderilmesi gerekir. Ancak esas sorun, yine tüm okullara bir puanla öğrenci yerleştirilip yerleştirilmeyeceğiyle ilişkili. Bu durum netleşince sınavın yöntemiyle ilgili konular daha kolay tartışılabilir.
ÖĞRETMENE BASKI OLABİLİR
Selçuk Pehlivanoğlu (Türk Eğitim Der): Öğrencilerin 6, 7 ve 8’inci sınıf başarı ortalaması alınıyordu. Şimdi 5’inci sınıftan başlayacak. Öğrencilerin ilgi alanına göre değerlendirme yapılacağı görülüyor. Bu, okullarda hormonlu nota neden olacak. Özellerdeki hormonlu not sorunu devlet okullarında da görülecek. Yıl sonu başarı notunun önemi nedeniyle öğretmenler üzerinde de baskı artacak.