Güncelleme Tarihi:
Bilişsel anlamda kendisini geliştirmekle meşgul olan ergen, yaşam becerilerinin gelişimini ihmal ediyor ve bu durumu hem aileler, hem de okul ortamı görmezden geliyor. Bu süreç sonunda üniversite yaşamı başlıyor. Her şeye rağmen üniversite hayatı insan yaşamının en güzel yılları arasında yer alıyor. Bu güzel yıllar bazen pek çok sorunu da beraberinde getirebiliyor. Bireylerin karşı karşıya olduğu temel sorunlar arasında;
* Akademik
* Kız-erkek ilişkilerine bağlı duygusal sorunlar
* Barınma
* Ulaşım
* Ailesel sorunlar
* Kişiler arası ilişkilere ait sorunlar
* Benlik tasarımı
* Kendine güven, korku ve kaygı gibi pek çok problem yer alıyor.
Lise yıllarında sorumluluk duygusu gelişmeli
Bu problemler öğrencilerin çevreleriyle etkili iletişim kurmalarını ve uyum sağlamalarını engellerken aynı zamanda akademik başarılarını da olumsuz yönde etkiliyor. Ancak bu problemlerle de başetmek zorunda. Elbette problemlerin üstesinden gelebilmesi ve üniversite yaşamının daha anlamlı olması için bireylerin bazı becerileri lise yıllarından kazanmaları gerekiyor.
Lise yıllarında ve özellikle öncesinde sorumluluk duygusu gelişmemiş ve bağımlı yetiştirilmiş bireyler üniversite ortamında ciddi zorlanmalar yaşıyor. Çünkü üniversite yaşamında pek çok sorumlulukla karşı karşıyadır ve bunlarla kendisi başetmek zorunda kalıyor. Birden karşılaşılan bu sorumluluklarla baş edemediğinde ortaya çıkan zorlanmalar birey üzerinde travma etkisi yapabiliyor. Buna bağlı olarak öğrenim hayatına ara ya da son vermek zorunda bile kalabiliyorlar.
Özellikle ülkemizde üniversite hayatına farklı anlamlar yükleniyor. Elbette ergenlerin geleceğe hazırlanmaları ve iyi bir meslek edinmelerinin yolu üniversite yaşamından geçiyor. Ancak günümüzde üniversite mezunu olmak istenilen bir mesleği elde etmek ya da bu meslekte başarılı olmak için yeterli olamıyor. Bu noktada üniversitelerin de eğitim-öğretim süreçlerini gözden geçirmelerinde yarar var.
Üniversitelere de sorumluluk düşüyor
Üniversiteler öğrencilerini 21. yüzyılın koşullarına göre hazırlamaları gerekiyor. Hızlı değişime bağlı olarak mesleklerde de değişimler ve dönüşümler oluyor. Bu durum da kariyer planlamalarında dinamik bir yapının ortaya konulmasını zorunlu hale getiriyor.
Üniversite sınavının bu kadar önemli olduğu bir ortamda yaşam becerilerini geliştiremeyen ergenler üniversite ortamına uyum sağlamakta güçlük çekebiliyorlar.
Bu bağlamda üniversiteler ne yapmalı? Gençlerin uyum sürecine nasıl katkı sağlayıp onların gelişimini desteklemeliler? Bireylerin çağdaş eğitimin olanaklarından yararlanmalarını sağlarken kişisel-sosyal gelişimlerine nasıl katkı sağlamalılar? Bu noktada üniversitelerimizin ciddi sorumlulukları var. Bunlardan bazıları şöyle:
Oryantasyon eğitimi: Öğrenciler yeni bir ortama girdikleri için çevreyi tanımları, olanakların farkında olmaları, ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağını öğrenmesi, hem akademik yönden bilgilenmeleri, hem de sosyal çevrenin farkına varmaları açısından önemli. Oryantasyon eğitimi öğrencilerin uyum sürecini kolaylaştırırken öğrenmeye karşıda güdüleyici oluyor. Bu sayede öğrenciler üniversite ortamının olanaklarından maksimum düzeyde yararlanırken problemlerle de karşılaşma olasılığı en aza inmiş olacak. Oryantasyon eğitiminin dönem başında tüm öğrencilere yönelik yapılmasında yarar var.
Yaşam becerileri programları: Yaşam becerilerine dönük dersler ve eğitim programları düzenlenmeli. Programlarında yaşam becerileri dersine yer veren çok az sayıda üniversite var. Bu derslerin program ayrımı yapılmadan tüm bölümlerin öğrencilerine verilmesi gerekiyor. Temel yaşam becerileri;
- Karar verme becerisi
- Stresle başa çıkma
- Öfke kontrolü
- İletişim becerileri
- Problem çözme becerisi
Bu beceriler bireylerin uyum süreci üzerinde olumlu etkiler yaratacaktır. Diğer taraftan üniversite yaşamı sonrası iş yaşamında da başarılı olmasında önemli katkılar sağlayacak. Yaşam becerileri öğrencilerin kişisel-sosyal, duygusal, eğitsel ve kariyer gelişimi sürecinde karşılaşabilecekleri zorlukların çözümünde kişisel donanımlarını geliştirerek, bireylerin farkındalık kazanmalarına önemli katkı sağlayan becerilerdir. Üniversite öğrencilerinin problemleriyle başetmelerinde bu becerilere sahip olmaları çok önemlidir. Böylece ortama uyum sağlama süreci hızlanacak ve kişisel-sosyal sorunlarına gerçekçi çözümler bulabilecektir.
Psikolojik danışma ve rehberlik merkezi: Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri üniversitelerimizde Mediko Sosyal ya da Sağlık Kültür Daire başkanlıklarına bağlı olarak çalışıyor. Oysaki bu merkezin etkin hizmet verebilmesi ve tüm öğrencilere yönelik olabilmesi için, öğrencilerin ulaşabileceği alanlara konumlanmış olması gerekiyor. Bu bağlamda psikolojik danışma ve rehberlik merkezleri her fakülte/yüksekokul bünyesinde ayrı ayrı açılmış olması lazım. Böylece kriz merkezi görevini de yerine getirmiş olacak. Çünkü ülkemizde yeterli sayıda kriz merkezleri de bulunmuyor. Üniversite yaşamına yeni başlamış öğrencilerin en önemli sorunu öncelikle uyum ve akademik sorunlardır. Çekingen ve kendini ifade etmekte zorlanan bireylere yönelik psikolojik yardım sağlanması gerekebilir. Bu merkezlerde bu sorunlara anında müdahale edilebilir ve aynı zamanda önleyici çalışmalar yaparak bireylerin yaşam becerileri geliştirilebilir. Çağdaş eğitim sistemi içerisinde önleyici çalışmaların önemi büyük.
Öğrenci kulüp çalışmaları: Öğrenci kulüpleri ya da toplulukları, onların kendilerini ifade edebilme fırsatı bulduğu önemli birimlerdir. Öğrenciler ders dışı zamanlarını ilgi ve yeteneklerine uygun bir şekilde değerlendirebilirler. Sosyal, kültürel, sportif ve akademik alanlarda kendilerini geliştirme fırsatı buldukları bu kulüpler aracılığıyla uyum süreçleri hızlanırken aynı zamanda takım ruhu ve işbirliği yapma, daha önce keşfedemedikleri güçlü yönlerinin ve gizil güçlerinin farkına varma gibi becerileri de kazanmış olurlar. Tiyatro, spor, müzik, dans, dağcılık, bilim, kariyer ve psikoloji gibi pek çok kulübün kurulması ve bunlardan tüm öğrencilerin haberdar olarak bu olanaklardan yararlanmalarının sağlanması gerekir. Bu konuda özellikle oryantasyon eğitiminde öğrencilerin farkındalıklarının geliştirilmesinde yarar var.
Bilgiye ulaşma ve teknolojiden yararlanma: Günümüz çağdaş eğitimi kalıp bilgileri bireylere aktaran ve bireyleri sadece ‘alıcı’ konumdan gören bir anlayış değil. Öğrenme sınıfın duvarlarını aşmış, evrensel ve herkesin ulaşabileceği bir yerdedir. Bilgi çağında en önemli hedef bireylere bilgiye nasıl ulaşacakları konusunda rehberlik edilmesi gerekiyor. Öğrencilerin özellikle teknolojiyi kullanma ve bilgiye ulaşma konusunda bilgilendirilmeleri önemli. Kütüphanelerden nasıl yararlanacakları, kaynaklara nasıl ulaşacakları ve bunları öğrenme süreçlerinde nasıl etkin kullanacakları konusunda donanımlı olmaları lazım. Günümüz bireylerinin yenilikçi, girişimci, yaratıcı, iletişime açık ve problem çözme becerisi yüksek bireyler olarak yetiştirilmesi onların hem üniversite yaşamında hem de üniversite sonrası iş yaşamındaki başarılı olmalarında önemli değişkenlerdir. Bu bağlamda üniversite öğrencilerinin farkındalık düzeylerinin ve girişimciliklerinin arttırılmasında ilgili birimlerin sorumlulukları bulunuyor.
Sonuç olarak üniversiteyle yeni bir yaşama “merhaba” diyen gençlerin karşılaşabilecekleri problemlerin üstesinden gelebilmelerinde ve uyum sağlama süreçlerinin hızlandırılarak akademik başarılarının desteklenmesinde üniversitelerimizin önemli sorumlulukları bulunuyor.
Öğrencilerin lise döneminde bazı yaşam becerilerinden yoksun olarak üniversiteye başlamaları, üniversitelerin bu sorumluluğunu daha da anlamlı kılıyor. Üniversitelerimiz kişisel-sosyal yönden kendisini geliştirmiş, uyum gücü yüksek, akademik yönden donanımlı ve girişimci bireyler yetişmesinde önemli roller üstlenmeli ve bu konuda öncü olmalıdır.