Oluşturulma Tarihi: Temmuz 04, 2021 10:10
Pandemi gölgesinde gerçekleşen LGS’de 97 öğrenci tüm soruları doğru cevaplayarak tam puan aldı. Ancak bir de tüm soruları yanlış cevaplayarak sıfır çekenler var. Matematikte 72 bin 798, fende 8 bin 307, Türkçe’de ise 2 bin 284 öğrenci bir soruyu dahi doğru cevaplayamadı. Sınava girenlerin yarıdan fazlası 300 barajını aşamadı. Bu oran, 2018 yılından bu yana uygulanan LGS tarihindeki en kötü sonuç olarak kayıtlara geçti.
LGS sonuçlarının açıklanmasının ardından yayınlanan “Merkezi Sınav Değerlendirme Raporu”na göre 2017-2018 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanan Liselere Geçiş Sistemi (LGS) merkezi sınavları arasında Türkçe, fen ve matematik testlerinde şimdiye kadar alınan en düşük sonuçlar bu yıl elde edildi. LGS’nin 20 soruluk Matematik testinde doğru cevap ortalaması 4,20’de, Türkçe testinde ise 9,41’de kaldı.
645 BİN ÖĞRENCİ 300’Ü GÖREMEDİ
Puanların 100 ile 500 arasında değiştiği dağılımda öğrencilerin yüzde 5,61’i, 400-500 puan aralığında yer aldı. Öğrencilerin en yoğun bulunduğu puan aralığı (yüzde 62,17) ise 200-299 oldu. Yani sınava giren 1 milyon 38 bin 492 öğrenciden 645 bin 630’u 300 puana ulaşamadı. Bu oran 2018 yılındaki sınavda yüzde 16,53, 2019’da yüzde 46,47, 2020’de ise yüzde 56,29’du. Yani her geçen sene düşük puan alanların sayısında gözle görülür şekilde artış yaşandı. Bu yılki LGS puan ortalaması ise 268,35 oldu.
DOĞRU SAYISI 10’UN ALTINDA
LGS’nin sonuç raporuna göre, 20 soruluk Türkçe, Matematik ve Fen Bilimleri testlerinin hiçbirinde doğru cevap sayısı ortalaması 10’un üzerine çıkmadı. Sayısal bölümde yer alan Fen Bilimleri testinde doğru cevap sayısı ortalaması 8,04 olarak hesaplandı. Soru sayısı 10 olan T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük testinde doğru cevap sayısı ortalaması 5,23; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’nde 6,35 ve Yabancı Dil testinde ise 4,93 olarak gerçekleşti.
180 BİN ÖĞRENCİ SIFIR ÇEKTİ
Öğrencilerin doğru ve yanlış cevap sayısı ortalamalarının da yayınlandığı rapora göre 180 bin 694 öğrenci sıfır çekti. Hiçbir soruya doğru cevap veremeyenlerin oranının en yüksek olduğu ders sınavda adayları en çok zorlayan matematik oldu. 72 bin 798 öğrenci yani sınava girenlerin yüzde 7’si matematik testindeki bir soruya bile doğru cevap veremezken, 727 öğrenci 20 sorunun tamamını doğru işaretledi. Fen bilimleri testinde öğrencilerin binde 8’i Türkçe’de ise yaklaşık binde 2’si’si bir soruyu dahi doğru cevaplayamadı. İşte sıfır çekenlerin alt testlere göre dağılımı:
SIFIR ÇEKENLER
Matematik - 72 bin 798,
Fen Bilimleri - 8 bin 307,
Türkçe - 2 bin 284
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük - 25 bin 235
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 9 bin 761
Yabancı Dil - 62 bin 309
FULL ÇEKENLER
Matematik - 727 öğrenci
Fen Bilimleri - 5 bin 192
Türkçe - 9 bin 34
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük - 94 bin 502
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 89 bin 621
İngilizce - 145 bin 388
BAŞARISIZLIĞIN 7 NEDENİ
Son 4 yılın en düşük sonuçlarının elde edildiği sınavda uzmanlar pandeminin büyük etkisi olduğunu söylüyor. Sınav sonuçlarında her yıl yaşanan düşüşü Eğitim uzmanı Salim Ünsal’la konuştuk.
Ünsal başarısızlığın nedenlerini şöyle sıraladı:
1- ÖĞRENCİLER YETERİNCE ÇALIŞAMADIBu sene öğrenciler yeterince hazırlanmamış görünüyor. Tabii pandemi sebebiyle yüz yüze eğitime parça parça devam edebildiler. Bu sınava da konsantre olamadılar. Öğrencinin ödevini ve görevini yerine getirememesi anlamında bir eksikliğin sonucu. En önemli problem bu. Önceki yıllara baktığımızda da benzer bir tablo ortaya çıkıyor. Geçen sene başarılıydık da bu sene başarısız olduk diye bir durum yok.
2-SINAV ZORLUĞUBöyle bir koşulda, pandeminin yoğun bir şekilde devam ettiği, yüz yüze eğitimin düzenli bir şekilde yapılamadığı, bir taraftan okuldan uzak kalırken bir taraftan sağlıkla ilgili tedirginliklerin yaşadığı dönemde acaba bu kadar zorlayacak sınavlar yapılmak zorunda mıydı? Başarısızlığın arkasında yatan sebeplerden biri de sınavın yapısal zorluğu.
3- PANDEMİ ETKİSİPandemi başladığından bu yana içinde bulunduğumuz koşullar da sınavdaki başarı oranını etkiledi. Bir buçuk yıldır çocuklar okula doğru düzgün gidemiyor. Doğal olarak böyle bir dönemde yapılan sınavların performansının düşük çıkması olağandır.
4-OKUL- SINAV UYUMSUZLUĞUOkullarda hem verilen eğitim hem yapılan sınavlar ile bu tip merkezi sınavlardaki uygulama arasında bir benzerliğin olmaması da performansı düşüren en önemli etkenlerden. Müfredat bağlamında bir sorun yok. Çocukların 8. sınıfta gördüğü müfredatlar ama gerek soru biçimi gerek okulda öğretilenlerle sınavdakiler arasında bir uyumsuzluk olduğu aşikar. Okulda hala eski alıştığımız usullerle ölçme değerlendirme yaparken bu sınavlarda yeni nesil soru sorma direncimiz var. Soru sorarak eğitimi şekillendirmeye çalışıyoruz. Bence önce eğitimi şekillendirip sonra soruyu ona göre yapılandırsak daha doğru olacak. Çocuk diploma notu olarak 100 üzerinden 80-90 alıyor ama merkezi sınava gelince soruların ancak yüzde 25’ini yapabiliyor. Burada bir çelişki var.
5-BELİRLEYİCİLİĞİN MATEMATİĞE YÜKLENMESİSınavda sorular elbette zorluk kolaylık derecesine sahip olmalı. Ancak bu zorluk ve kolaylığı bir branşa yüklememek gerekiyor. 20 soruluk Türkçe, fen ve
matematik testi vardı. Fen ile Türkçe’de öğrenciler ortalama 8 doğruya erişebilirken matematikte 4 doğruda kaldılar. Demek ki bu derste bir sıkıntı var. Zaten ülke olarak matematiği çok sevmiyoruz. Sevmediğimiz bir derste de bu şekilde ağırlıklı ve zor sorularla çocukları daha da yıldırmak başarısızlığın arkasındaki bir diğer etken.
6- SINAVA KATILIM ORANIHer yıl sıfırcı öğrenci sayısı azımsanmayacak kadar çok. Bu sınavları önceden TEOG olarak yapıyorduk ve her öğrenci sınava girmek zorundaydı. Çünkü her okula öğrenciler sınavla yerleştiriliyorlardı.
LGS’ye geçmenin amacı her okulun sınavla öğrenci almayacak olmasıydı. Katılımı azaltarak okulların kontenjanının yüzde 10’una öğrenci alınacak kalanlar da adrese dayalı şekilde yerleştirilecekti. Sınava katılmayan öğrencilerrsınav stresi yaşamasınlar diye kurgulanmış bir sistemdi. Sınava katılım 3-4 sene önce de 1 milyon civarındaydı. Bir sınav varsa öğrenciler buna katılıyor ve her öğrenci aynı seviyede çalışmıyor. Sınavla okullara ne kadar az öğrenci alıyor olsak da katılım eksilmiyor ve haliyle
başarısızlık oranı da artmış oluyor.
7 – AİLENİN DURUMUÖğrencilerin anne ve baba eğitim düzeyleri arttıkça sınav puanlarının da arttığı görülüyor. Aile eğitim durumu iyiyse sosyo-ekonomik olarak da daha iyi bir pozisyonda oluyor. Ekonomik anlamda sıkıntı çekmeyen ailelerin çocukları bu tip sınavlarda daha başarılı oluyor. Eğitim durumu aynı zamanda çocuğun eğitimiyle de alakalı çünkü. Ayrıca ailenin çocuğun eğitimine bakış açısı, verdiği maddi manevi destek, çocuğa olan ilgisi gibi birçok değişken de başarı durumunu etkiliyor.