Lev Tolstoy

Güncelleme Tarihi:

Lev Tolstoy
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 27, 2007 11:34

Tolstoy'un Edebiyata giriÅŸi

Haberin Devamı

TOLSTOY FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN

Tolstoy’un yayımlanan ilk kitabı Çocukluk’un ne Kafkasya’yla, ne de Kırım’la bir ilgisi vardır. Tolstoy bu kitapta çocukluk anılarına geri döner, Yasnaya Polyana’daki yaÅŸamdan sahneler canlandırır. Bu hikáyeyi gönderdiÄŸi Sovremennik dergisinin yönetmeni ÅŸair Nekrasov, derhal yayımlamaya karar verir. Böylece, ilk hikáyesinin yayımlanmasından sonra, peÅŸ peÅŸe çıkan Ilk Gençlik (1854) ve Gençlik’le (1857) Tolstoy, döneminin en tanınmış yazarları arasındaÂyer aldı. Nekrasov, Turgenyev’e şöyle der: ÇIÅŸte yeni bir yetenek, hem de kesin görünen bir yetenek."

Bu üçleme içinde geçmiş yıllara duyulan özlemden, çocukluğun masumiyetinden, dünyayı keşfedişteki tazelikten çok daha fazlasını barındırır. Tolstoy’un gelecekteki eserlerinin taşıyacağı bütün özgünlüğü, özellikle de özelleştiriye olan eğilimini tohum halinde içerir. Delikanlılığında daima doğru hareket etmek amacıyla entelektüel ve moral yeteneklerinin gelişmesi için bir program hazırlamayı tasarlar. On dokuz yaşından başlayarak en küçük eylem ve düşüncelerini didik didik edip eleştirdiği bir günlük (tüm yaşamı boyunca sürecek ve binlerce sayfa tutacak) tutar.

Haberin Devamı

Tolstoy’un geliÅŸim çizgisini defalarca saptıracak derin krizlere karşın, onun kiÅŸisel ütopyası çok erken oluÅŸur. Bu sadece bireyin manevi mükemmelliÄŸinin kötülük ve yalanla daha iyiÂbaÅŸ edebileceÄŸi, çünkü bu konuda toplumsal reformların bile yetersiz kalacağı, toplumun insanı yozlaÅŸtırdığıÂÅŸeklindedir. 1856’da bu aykırı düşünceyi sonuna kadar götürerek, "sanat sanat içindir" görüşünü savunan bir grup kuramcıyla yakınlık kurdu. Ertesi yıl, Isviçre’yi, Fransa’yı, Almanya’yı dolaÅŸtı ve birçok eser (bu arada, Iki Süvari Subayı [Dva Gusara], Üç Ölüm [Tri Smerti]) yazdı. Rusya’yla karşılaÅŸtırıldığında Batı Avrupa’da egemen olan toplumsal özgürlük onu adeta çarptı, ama çok geçmeden madalyonun öteki yüzünü, ilerlemenin olumsuz yanlarını da fark etti. Yasnaya Polyana’ya dönüşü kölelerin özgürleÅŸtirilmesinden hemen önceye rastlar.

Tolstoy, Toprak AÄŸasının Sabahı (1856) adlı hikáyesinde genç prens Nehliyudov’un kiÅŸiliÄŸine kendi yaÅŸamından pek çok ayrıntı yükler. TıpkıÂyazar gibi, genç prens de üniversiteyi terk eder. Yaz tatilini geçirmeye gittiÄŸi kırdaki malikánesinde, buraya yerleÅŸip köylülerin yaÅŸamınıÂdeÄŸiÅŸtirmeye karar verir.ÂAma "iyi" bir toprak sahibiyle köylüler arasında uçurum vardır. Tolstoy burada kır hakkındaki derin bilgisini gösterir.

Haberin Devamı

1853’ten 1863’e kadar, on yıl boyunca Tolstoy en şiirsel eserlerinden birisi olan Kazaklar üzerinde çalıştı. Olenin adında soylu bir delikanlı, sürdüğü yaşamdan son derece bezmiş olarak, 1851 ilkbaharında Kafkasya’ya gider. Tolstoy burada Doğu’yu konu alan edebiyatın büyük çoğunlukla bulandığı egzotizmin tersine, neredeyse etnografik bir ayrıntı zenginliğiyle bir Kazak köyündeki yaşamı aktarır. Yazara çok benzeyen, kendisini büyüleyen bu dünyaya karışmayı başaramayan ve ayrılık zamanının gelip çattığını hisseden Olenin’le Tolstoy bir huzursuz kişilikler topluluğunun ilk halkasını oluşturmuş olur.

CÄ°DDÄ° UÄžRAÅžLAR

Tolstoy, 1859’da bir bunalımın eşiğindedir. Iyilik yapabilme olanağına kavuşacağına inandığı huzurlu kır yaşamına olan özlemini dile getirmeye çalıştığı, alaycı başlığıyla Aile Mutluluğu’nun yayımlanması, aslında cesaretini kırmıştır. 9 ekim tarihli yazısında şunları itiraf eder: "Artık bir yazar olarak hiçbir değerim yok. Yazmıyorum, Aile Mutluluğu’ndan beri hiçbir şey yazmadım ve sanırım, yazamayacağım da."

Haberin Devamı

Böylece, 1859’dan 1862’ye kadar bütünÂzamanını "Yasnaya Polyana" lı köy çocukları için bir okul kurmakla geçirdi. Bu arada Yasnaya Polyana adlıÂpedagojik bir dergi çıkartmaya baÅŸladı. Tolstoy, köylü reformları yılları süresince sulh yargıçlığı yaptı veÂpek çok anlaÅŸmazlıkta köylülerle soylular arasında arabuluculuk görevini üstlendi.

1862’de Sofya Andreyevna Bers’le evlendi ve ondan üç çocuğu oldu. Düğünden önce, aşklarla dolu geçmişini bilmesi için geline günlüğünü okutması bu evliliği tehlikeye soktu. Daha sonra, Sofya Andreyevna da, kocasının önerisi üzerine, neredeyse sadece onunla ilişkilerine adanmış bir günlük tuttu. Eşler günlüklerini birbirlerine gösterdiler, hatta Tolstoy eşinin defterine notlar düştü. Sofya Andreyevna’nın, kocasının kitaplarının sansürce yasaklanması üzerine bizzat Moskova’ya çarın huzuruna çıkacak kadar ailesine bağlılığını da gösterdiği mutlu bir evliliğe karşın, Tolstoy kendi dünya görüşüyle çelişen aile yaşamından soğudu.

Haberin Devamı

Tolstoy 1863’te on yılını alacak olan SavaÅŸ ve Barış’ı yazmaya koyuldu. Bu anıt eser, yazarın Sivastopol Savaşı’ndaÂRus birliklerinin uÄŸradığı bozguna, bu birliklerin aptalca yok oluÅŸuna tanık olduÄŸu bir dönemde tasarlanmıştı. Elbette bu dönemin seçilmesinde, tarihten öç alma, Rusya’ya birÂbozgun yerine bir zaferÂsunma isteÄŸinin yattığı gözden kaçmamaktadır. Tolstoy, Napolyon’a karşı yapılan savaşın, halk içinde bulduÄŸu desteÄŸi göstermek isterken, bu savaÅŸ hakkında, zaman zaman tanıklıklarla bile çeliÅŸen yeni bir deÄŸerlendirmeyi kabul ettirmeyi baÅŸarır. Tolstoy, bu esere baÅŸladığında, 1856’da geçen, Sibirya’ya sürülen Dekabristlerin dönüşünü konu alan bir hikáye yazmayı düşünüyordu.Ama baÅŸlangıçtaki tasarısından vazgeçerek sadeceÂkahramanın yaÅŸamında bir dönüm noktası olan olayı deÄŸil (1825 ayaklanması) 1812 anayurt savaşıyla aynı döneme rastlayanÂgençlik yıllarını da anlatmaya karar verdi. Tolstoy hikáyesine bir bozgunu anlatmakla baÅŸlamayı tercih etti: romandaki olaylar 1805’te baÅŸlıyordu.

Haberin Devamı

SavaÅŸ ve Barış alışılmış sınıflandırmaların dışında kalan bir eserdir. Bu eser ne psikolojik, ne de tarihi bir romandır, ne sosyal bir kronik ne de üst sınıfların yaÅŸamının sergilenmesidir. Kitabın içinde hepsinden bir ÅŸeyler vardır. Kitap yayımlandığında çok çeÅŸitli tepkilere yol açtı. Gerçekleri çarpıtmakla suçlandı, Çar Aleksandr bile Tolstoy’un her ÅŸeyi birbirine karıştırdığını söyledi. Tolstoy’un yurtseverlik ve kahramanlık anlayışına tepki gösteren savaÅŸ gazileriÂromanı kınadılar. Tolstoy’un romanın biçimine hákim olamadığını ileri sürdüler. Bu arada ilericiler, kadının bağımsızlığı yolundaki düşüncelere karşı çıkışı veya geçmiÅŸe olan baÄŸlılığı yüzünden onu ÅŸiddetle eleÅŸtirdiler. Yazar, SavaÅŸ ve Barış’ta halk fikrine Anna Karenina’da (1877) aile fikrine önem verdiÄŸini söyler. Bu, SavaÅŸ ve Barış’ta aile sahnelerine yer verilmediÄŸi veya Anna Karenina’nın sorunsalının sadece aile içinden kaynaklandığı anlamına gelmez. Iki eser arasında on yıllık bir zaman farkı vardır: ne Tolstoy aynı Tolstoy’dur, ne de Rusya aynı Rusya. Yazar, romanda ilerledikçe, baÅŸlangıçtaki kendini mahva sürükleyen evli bir kadın fikri, geniÅŸleyip derinleÅŸir. Burada Tolstoy’a en yakın kiÅŸilik Konstantin Levin’dir.ÂTolstoy da onun gibi köylüleriyle ekin biçecektir, üstelik Levin’in arazisi Yasnaya Polyana’ya çok benzemektedir. Iki kahraman (Anna ve Levin) neredeyse hiç karşılaÅŸmazlar, birbirine paralel mekánlarda yaÅŸarlar; bu da eleÅŸtirmenlerin Tolstoy’u konuyu inÅŸa etmede yetersizlikle suçlamasına yol açmıştır. Yazar bu eleÅŸtirileri şöyle yanıtlar: "Tam tersineÂeserimin mimarisinden gurur duyuyorum, tonozlar öylesine kavuÅŸuyorlar ki, ÅŸatonun nerede olduÄŸu bile görülemiyor."

DÜNYADAN KAÇIŞ'I İÇİN TIKLAYIN

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!