LEONARDO’NUN BAŞLICA ESERLERI İÇİN TIKLAYIN","author": {"@type": "Thing", "name": "hurriyet.com.tr"},"publisher": {"@type": "Organization","name":"hurriyet.com.tr","logo": {"@type": "ImageObject","url": "https://image.hurimg.com/i/hurriyet/100/0x0/590c24950f25442978242248.jpg","width": 230,"height": 60}}}
Güncelleme Tarihi:
LEONARDO DI SER PIERO DA VINCI FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN
Paris’te Louvre Müzesi’nde korunan, eşkenar dörtgen bir yüzeye yapılmış bu tablonun kompozisyonu, Raffaello’nun da esinlendiği klasik bir resim diline örnek oluşturur. Kuşkusuz konu özgün değildir, fakat sanatçı, dini bir soyağacını ortaya koymaya çalışarak konuyu işleyiş biçimine yenilik getirmiştir. Böylece, Isa’nın annesi kendi annesi Azize Anna’nın kucağında tasvir edilmiştir. Mesih’in tanınmasını sağlayan işaret, kurbanlık paskalya kuzusudur. Sanatçı, Azize Anna’nın yüzünde, yadsınamayacak bir tazeliği korumakla birlikte, iki kadın arasındaki yaş farkını yansıtmayı başarmıştır. Leonardo’nun çizdiği birçok yüze özgü etkili ve gizemli gülüş (Sözgelimi Mona Lisa’nınki) burada da görülmektedir. Sanatçının karmaşık yeryüzü şekillerine ilgisini yansıtan, gerçeklerden (Dolomitler) esinlenerek yaptığı engin dağlık manzara, bizi gizemli bir evrene taşır. Ressamın hayal gücü, bu puslu uzaklıkları, bu dağları, bakışların gizemli bir labirentte kaybolduğu bu yerleri bambaşka bir dünyaya dönüştürür. Söz konusu manzaraya yalnızca "Mona Lisa"da değil "Karanfilli Madonna"nın ilk versiyonunda da rastlanır. Bu tablo Freud’un ünlü çözümlemesine (Leonardo da Vinci’nin Bir Çocukluk Anısı, 1910) kaynaklık etmiştir. Meryem’in mavi giysisinin kıvrımlarında bir akbaba şekli gördüğüne inanan Freud’a göre Leonardo, yaşamının ilk yıllarında meydana gelen bir olay (Beşiğine bir akbabanın saldırması) yüzünden bilinçsizce bu şekli çizmiştir.
MUCIT LEONARDO
Leonardo’dan söz ederken onun "sanatçı işi" makinelerini görmezden gelmek düşünülemez. Bugün bile hala pek çok bilim adamına yol gösteren çizimler yapmış olan Leonardo’nun tasarladığı "yarı şeytani" ve "insanüstü" makineler, hala şaşkınlıkla karşılanıyor. Örneğin �şölen ve tiyatro gösterileri için yaptığı dekor düzenekleri aynı anda iki tiyatro eserininin sergilenmesine olanak tanıyordu. Sanatçı, Curius Tiyatrosu’nda uyguladığı çok ince�geometri ilkesiyle bunu sağlamıştır. Sadece resim, heykel ve mimari alanında değil "savaş sanatı" ile ilgili de buluşlar yapan Leonardo, daha çok düşman mermilerinin isabetini azaltmayı sağlayacak bir aerodinamik peşinde koştu. Onun tasarladığı "zırhlı araç" bilimkurgusal uçan dairelerin adeta müjdecisi gibidir. Başarısız olduğu planör taslaklarını, deniz altı makinelerini bugünün teknoloji harikalarının atası saymak yanlış olmaz. Yine hidrolik sistemler, projektör, "Leonardo otomobili" adıyla tanınan özdevimli bir araba, mekanik dokuma tezgahı ustanın buluşları arasında hayatımızı kolaylaştıran değerler olarak yer almıştır. Insanların haberleri birbirlerine hemen ulaştırması için bir tür "içiletişim" aracı çizen Leonardo, "Yüz bin yüz evde yüz bekçi on beş dakika içinde yeraltından bu haberleri yankılayacaktır" diye yazar. Codex Atlanticus’taki bir kehanetinde ise "En uzak bölgedeki insanların birbirleriyle konuşacağı ve birbirlerine yanıt verebilecekleri" haberini verir. Tabi bu habere Leonardo’dan yüzyıllar sonra bulunacak telefonun müjdesi demek yalnış olmaz.�Leonardo’nun deneylerine bakıldığında "inek ve öküz işkembelerini karıştırarak" yaptığı bir nevi "plastik madde", insana simya "dönüşümünü" düşündürür. Leonardo, sayılardan da büyük zevk almıştır. 1504 yılında Leonardo şöyle yazar: "Aziz Andreas gecesi, gece mum erirken, gece ve üzerine yazdığım kağıt biterken, bir saatten az bir zamanda çemberi dördülleme problemini çözdüm." Öyle ki, Leonardo, "Matematikçi olmayan kimse benim ilkelerimi okumaya girişmesin" diyecek kadar çok sevmiştir matematiği. En temel hesaplarda şaşırıp kalsa da geometri konusunda ulaştığı sonuçlar kesin ve baş döndürücüdür.