Güncelleme Tarihi:
Öğrenim hayatında birçok derste kuvvetler ayrılığından bahsedilmektedir. Bu konu oldukça kapsamlı bir konu olsa da önemli detayları bilmek daha çok işe yaramaktadır. Bu sayede yasama, yürütme ve yargı hakkında merak edilen sorular cevap bulacaktır. Zaten kuvvetler ayrılığında her organ kendine ait işleri yürütmektedir. Bu sayede karışıklık çıkmasının önüne geçilmiş olur. Genel olarak kuvvetler birliği yerine kuvvetler ayrılığı ilkesi daha çok sevilmektedir. Ülkemizde halen kuvvetler ayrılığı ilkesi uygulanmaktadır.
Kuvvetler Ayrılığı Nedir? Ne Anlama Gelir?
Kuvvetler ayrılığı veya güçler ayrılığı, yasama, yürütme ve yargı gibi devlet organlarının ayrı olduğu yönetim şekli olarak bilinmektedir. Kuvvetler ayrılığına göre her devlet organı kendi işini yapmakla yükümlüdür. Yani kuvvetler ayrılığına bağlı olan organlar önceden belirlenmiş olan hükümleri uygularlar.
Kuvvetler ayrılığının temel özelliği her yetkinin farklı bir organda olması olarak görülmektedir. Çünkü yasama, yürütme ve yargı farklı yerlere dağılmıştır. Bu yüzden tek elden yönetim yoktur. Tek elden yönetim olmadığı için genel adalet sağlanmaktadır.
Kuvvetler Ayrılığı Ne Zaman Kabul Edildi?
Ülkemize ait olan 1921 ve 1924 Anayasasında kuvvetler ayrılığına dair bir madde yer almamıştır. Ancak 1961 Anayasası başta olmak üzere 1982 ve günümüzde halen devam eden Anayasada kuvvetler ayrılığı ilkesine yer verilmiştir. Bundan dolayı kuvvetler ayrılığına dair ilk hükümler 1961 Anayasasında yer almıştır.
Neden Önemlidir?
Öncelikle yasama, yürütme ve yargının farklı kavramlar olduğunu bilmek gerekir. Bu kavramların ayrı olmaları birçok açıdan önemlidir. Çünkü kuvvetler ayrılığı ile devlet işleri daha kolay ilerler. Yasama yetkisi ile yasalar hazırlanırken yürütme yetkisi ile ortaya koyulan yasalar uygulanır ve takip edilir. Geriye kalan yargı yetkisi ise bağımsız bir şekilde görevini sürdürür. Başka bir deyişle tüm işler planlı bir şekilde ilerler.
Kuvvetler ayrılığı olmasının en önemli yararı işlerin tek elden yürütülmemesi olarak görülmektedir. Çünkü kuvvetler ayrılığı olduğu zaman her işin sorumluluğu başka kişi veya kurumlara aittir. Böylelikle ülkede diktatörlük olmamış olur. Aksi halde tüm işler tek bir kişide toplanır ve buda huzursuzluk çıkmasına neden olur.
Kuvvetler ayrılığında en önemli konu bağımsız mahkemeler olması konusudur. Çünkü bağımsız olan mahkemeler herkesi eşit bir şekilde yargılar. Doğal olarak adalet ve eşitlik sağlanmış olur. Bu nedenlerden dolayı kuvvetler birliği ihtiyaç duyulan bir yönetim şekli olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yasama
Yasama organı olarak TBMM görev yapmaktadır. Bu mecliste birçok yasanın hazırlandığı bilinmektedir. Hangi yasaların çıkacağı ve nasıl bir yol izleneceği TBMM'nin sorumluluğu altındadır. Yasa tasarıları hazırlanır ve gerekenler konuşularak yasanın son hali ortaya çıkar. Böylelikle yasama yetkisi kullanılmış olur.
Yürütme
Yürütme yetkisine baktığımız zaman bu yetkiyi Cumhurbaşkanı'nın kullandığı görülmektedir. Hazırlanan yasaların onaylanması ve yürütme işlemleri Cumhurbaşkanı'nın sorumluluğu altındadır. Çıkarılan yasalar Cumhurbaşkanı onayı olmadan yürürlüğe girmez. Bu yüzden yasama kadar yürütmede çok önemlidir.
Yargı
Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelere aittir. Bağımsız mahkemeler yargı yetkisini kullanarak gerekli olan yargılama süreçlerini takip eder. Mahkemelerin bağımsız olması çok ilgi çeken bir unsurdur. Zaten bu mahkemeler yargı yetkisini Türk Milleti adına kullanır. Doğal olarak mahkemeler tarafsız olarak dikkat çekmektedir.