Güncelleme Tarihi:
Okullarda kuru üzüm dağıtımına başlandı. 6 milyondan fazla öğrencinin yararlandığı uygulamayla öğrencilere, salı ve perşembe günleri 25 gramlık paketler halinde kuru üzüm veriliyor. Ancak Çocuk Gastroenteroloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Benal Büyükgebiz, üzümün sağlayacağı 200 kalorinin obezite veya gürbüzlük riski de doğurabileceğini söyleyerek, aileleri çocuklarını izlemeleri konusunda uyarıyor. Büyükgebiz şunları söylüyor:
Uygulamanın amacı, çocukların enerji alımını arttırmak, büyümelerini desteklemek. Haftada 50 gram kuru üzüm ile öğrenciler haftalık 200 kaloridaha fazla alacak. Bu kadarlık kalori fazlalığıyla çocukların büyümelerinde hızlanma beklemek çok olası değil. Belki de günlük kalori açığı bu kadar ya da daha fazla, bilmiyoruz. Bu konuda çalışma yok. Öğrencileri izlemek gerek. Büyümeleri bilimsel verilerle, sağlıklı ve güvenilir ölçümlerle takip edilmeli. Bir endişem de eksik alan için 200kalori yeterli bile olmayabilir ama sağlıklı kalori alan çocuklar için düzenli tüketildiğinde bu, obezite veya gürbüzlük riski de doğurabilir. Okullarımızda özellikle de 10-12 yaş grubu erkek çocuklarda gürbüzlük ve obezite görülme sıklığı çok yüksek. Aileler de çocuklardaki kilo artışını izlemeli. Obezite teşhisinde geç kalmamak önemli. Öncesindeki aşamada yani gürbüzlükte tedbir alınmalı.
Başarı artırmak üzüme has bir etki değil
Üzüm karbonhidrat, üzüm şekeri yani fruktoz ağırlıklı bir besin. Protein ve mineralleri yok denecek kadar az. Uygulamanın çocukların mineral, vitamin ve protein alımlarına etkisi olmayacak. Esas olan, beslenmede alınan kalorinin dengeli dağılımı. Bu nedenle okullarda süt dağıtımına daha çok kıymet veriyorum. Üzümün okul başarısını veya odaklanmayı arttırıcı etkisi de kan şekerini yükseltmesinden kaynaklanan bir düşünce. Beyin glikoz sever ve kullanır. Çocuk başka bir besin ile aynı kaloriyi alsa da aynı etki olur. Üzüme has bir etki değil.
Keşke her gün süt içselerKeşke çocuklar okullarda her gün süt içebilse. Böylelikle kalsiyum ve protein alımlarını da artırırlar. Edinilebilecek en yüksek kemik kitlesine ulaşmak için çocukluk iyi değerlendirilmeli. Kemik mineralizasyonunun yüzde 80’i, ilk 18-20 yılda gerçekleşir. Bunun için de başta kalsiyum olmak üzere mineral ve protein gerekli. Sütte hepsi var. Araştırmalar ülkemizde tüm yaş gruplarında günlük kalsiyum alımının yetersiz olduğunu gösteriyor. Ortalama olarak günlük ihtiyacımızın yarısını sürdürdüğümüz beslenmeyle karşılıyoruz. Diğer yarısı eksik kalıyor ve bedelini de ileri yaşlarda osteoporoz ile ödüyoruz.