Güncelleme Tarihi:
Özel okullarda farklı dilde ve lehçelerde eğitim verilmesinin gündeme taşınmasının ardından gözler Kürtçe eğitim veren üniversitelere çevrildi. Türkiye’de Muş Alparslan, Van Yüzüncü Yıl, Mardin Artuklu, Dicle ve Bingöl Üniversitelerinde, Kürt dili ve kültürü, Kürt dili edebiyatı tezli/tezsiz yüksek lisans programlarını tamamlayan öğrenci sayısı yaklaşık 800. Ancak şu anda öğretmenlik yapıp yapamayacakları kesin değil. Kürtçe öğretmen yetiştirmek amacıyla açılan bu programdan mezun olanların öğretmen olabilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan görüşmeler ise devam ediyor.
Türkiye’de Kürtçe alanında yüksek lisans eğitimi veren üniversitelerdeki uzmanlar ise, Kürtçe eğitim için altyapının hazır olmadığını söylüyor. Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sabri Eyigün ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vecihî Sönmez, atılacak adımların çok yavaş ve dikkatli olması gerektiği konusunda yetkilileri uyarıyor.
Uzman sayısı yok denecek kadar az
Prof. Dr. Kadri Yıldırım, ülke genelinde yüksek lisans eğitimi alan yaklaşık 800 Kürtçe eğitim verebilecek Kürt dili ve kültürü yüksek lisans programı mezunu olduğunu söyledi. Yıldırım, bu mezunların öğretmen olabilmesi için Bakanlık ile görüşmelerin devam ettiğini de belirterek, “Kürtçe eğitim başlıyor ancak hiç atanan öğretmen yok. Kürtçe eğitim verilmesi durumunda sadece ilkokul birinci sınıfı kapsayabilecek. Bakanlığın bu eğitimcileri denetleyecek müfettişleri bulunmuyor” dedi.
Prof. Dr. Yıldırım, Kürt kesimi büyük oranda yoksul olduğu için çalışmanın amacına ulaşmayacağını belirterek şöyle konuştu: “Kararın sadece özel okulları kapsıyor olması kamuoyunun buna henüz hazır olmamasından kaynaklanabilir. Bizim üniversitemizde bu yıl 500 kişi Kürtçe yüksek lisansını tamamladı. Diğer okullarla birlikte bu sayı yaklaşık 800 civarında. Ancak hiç Kürtçe öğretmeni ataması yapılmadı. Ayrıca, Kürtçe eğitim için bu kadar eğitimci yetersiz. Bu alanda ülke genelinde profesör sayısı 3-5 kişi. Türkiye’de Kürdolog yok. Bakanlığın, eğitimcileri, aylık veya yıllık meteryalleri, müfredatı takip ve kontrol edecek bu alanda uzman teftiş elemanları dahi yok. Okuma, yazma ve kısmen imla olarak sadece ilkokul birinci sınıfa eğitim verebilecek nitelikte uzman var. Araç gereç, kapasite, kitap her düzeyde yok. Fizik, matematik, sosyal bilimler gibi derslerinin şu aşamada verilmesi mümkün değil.”
Atamalar için Başbakan’a mektup
Prof. Dr. Kadri Yıldırım, üniversitelerle işbirliği yapılması, YÖK desteği ile yurtiçi ve yurtdışından uzmanların Türkiye’de çalışmasına imkan verilmesi gerektiğini söyledi. Üniversite olarak altyapı çalışmalarına devam ettiğini anlatarak sözlerini şöyle tamamladı: “Kürtçe öğretmen ataması yapılması için Başbakan’a mektup yazdım ve danışmanı aracılığı ile kendine ilettim. Paket bu hali ile bir şey ifade etmiyor, devamı gelmeli. YÖK desteği ile yurtiçi ve yurtdışından akademik personel takviyesi ve işbirliği yapılmalı. Üniversiteler kendini hazır hale getirmeli.”
Kürtçe eğitimin karşılığı henüz yok
Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sabri Eyigün de matematik, fizik gibi temel dersleri verecek nitelikte öğretmen adayı olmadığını söyledi. 2015 yılından önce uygulamanın hayata geçirilmesinin doğru olmadığını anlatan Eyigün, kaynak ve uzman personel eksikliğine vurgu yaptı. Prof. Dr. Sabri Eyigün şöyle konuştu: “Normal olarak alandan mezun olunması gerekiyor ama Kürtçe eğitimi kurs ve yüksek lisans ile başladı. Eğitim kurumlarında şu aşamada matematik, fizik, sosyal bilgiler gibi bölümlerde Kürtçe eğitim verilmesi olanaksız. Öğretmen adayları gerekli literatüre hakim değil. Yalnızca kurs ve Kürt dili ve edebiyatı verilebilir. Kapsayıcı eğitim olması için önce alan ders kitapları hazırlanmalı. Komisyonlarda çevrisi yapılarak terminoloji ortaya çıkmalı. Belli bir dönem adaylar girecekleri derslerin kursunu almalı. Kitaplardan başlanarak terminoloji, anlatım gibi programlar uygulanmalı. Okulumuzda 120 kişi öğretmen adayı. Ataması yapılmadı. Bunların temel dersleri vermesi mümkün değil. Şu aşamada eğitim katliam olur. Acele edilmemeli. Bu konuda yeterli uzman personel yok. Altyapı kesinlikle sağlam değil. Bakanlıkta da bu alanda müfettiş sayısı yok denecek kadar az. Bu nedenle atılan adımlar hızlı olmamalı. Türkiye’de anadilde Kürtçe eğitimin karşılığı henüz yok. Başlangıçta toplumu rahatlatma adına yapılan sembolik niteliği olan bir uygulama ve hak.”
En az 2 sene gerekli
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vecihî Sönmez ise, Kürtçe yüksek lisans eğitimini tamamlayanlara pedegojik formasyon verilmesi gerektiğini anlattı. Sönmez, istenilen sayıda uzman olmadığını ancak 2 yıl içinde doktora programlarının açılmasıyla alanın gelişeceğini, istihdam sağlanabileceğini belirterek, şöyle devam etti: “Henüz mezunumuz yok ancak 66 öğrenci yüksek lisans eğitimi alıyor. Bunlar 4 yıllık tıp, edebiyat gibi alanlardan gelen öğrenciler. Açılacak okul sayısı başlangıçta az olacağı için özel okullarda eğitim verilebilir. Sistem 2 yıl içerisinde rayına oturacaktır. Henüz Kürtçe öğretmeni atanmadı, sadece ücret karşılında ders verebiliyorlar. Bölüme, yoğun bir sınav maratonundan geçen birikimli öğrencileri alıyoruz. Adaylara pedagojik formasyon hakkı tanınması gerekiyor. Bakanlık bünyesinde bu eğitimcilerin denetimini sağlayabilecek personel olmayabilir ancak yazarlarımız var, doktora programlarının açılması ile donanımlı personel istihdam edilebilir. Önemli olan bu açılımın devam etmesi.”