Güncelleme Tarihi:
Eğer biz anne baba olarak, tatilin son günlerini bunun için değerlendirmediysek, yatış kalkış saatlerini aşamalı olarak geriye çekmediysek, ekran maruziyetini günden güne azaltmadıysak şimdi bir anda paniklemek ve büyük adımlar atmak yerine, sakin ama emin adımlarla ilerlememiz gerek. Örneğin tatilin son gününe kadar saatlerce ekran karşısında bırakılan bir çocuğa, okulun ilk gününden “ekran yasağı” getirirseniz, göreceğiniz direnç karşısında tutarlı kalmanız zor olur. Sonunda mutlaka, koyduğunuz kuralın hükmü azalır. Bunun yerine, çocuğun okuldan geliş ve yatış saatine bağlı olarak haftalık ve gittikçe azalan süre planlamaları yapmak, çocuktan buna uymasını beklemek daha gerçekçi. Birkaç haftanın ardından, özellikle ilkokul grubu için bu süreyi sadece haftasonu ile sınırlamak da en doğrusu..
GÜNLÜK PROGRAMLAMA YAPILMALI
Ortaokul ve lise grubu söz konusu olunca böyle bir sınırlama gerçekçi olmaz çünkü ekran bu genç grup için bir sosyalleşme aracı aynı zamanda. Yaz boyu elinde telefonla gezen bir gence, “artık bırak telefonu ders çalış” diyerek sonuca ulaşamazsınız. Bunun yerine yine, çocuğun ihtiyacını ve yaşını göz önünde tutarak, günlük bir programlama yapmalı ve bunda tutarlılığı yakalamaya çalışmalısınız. Okuldan geldiğinde belli bir süre ekran, sonra çalışmak ve ödev için ayıracağı ekransız zaman, akşam yatmadan tekrar ekran süresi gibi..
UYKU DÜZENİ İÇİN TÜYOLAR
Anne, baba, çocuk arasında en çok kriz yaratan konulardan biri de yatış ve kalkış saatleri. Sağlıklı bir bedensel ve ruhsal gelişim, dikkat ve odak sürelerinde artış için iyi bir gece uykusu çok önemli. Ama çocuğunuz yaz boyu 23:00-24:00’te yattıysa, bugün itibarıyla 21:00’de yatağa soksanız dahi, bedenin bu yeni uyku alışkanlığına uyumlanması zaman alacak. Yatmaya göstereceği direnç ya da uykuya dalmakta yaşadığı zorluk çatışmaların sebebi olacak. Bunun yerine yatış saatlerini adım adım öne çekmeyi, yatağa girdiğinde hemen uyumasını beklemek yerine geçişi kolaylaştıracak kitap okuma, hikaye dinleme gibi aracıları koymanızı öneririm. Size bir de küçük tüyo vereyim; ışıkları kapatıp gün boyu neler yaptığına dair sohbet etmek, hem paylaşımı artıran hem de uykuya hazırlayan keyifli bir aracıdır. Çocuklar genellikle tam da bu saatlerde konuşmaya, yaşadıklarını, hissettiklerini çok hevesli oluyor. Fırsatı kaçırmayın.
Yine ortaokul ve daha büyük grupta özellikle telefonla yatağa girme alışkanlığı okul dönemi kesinlikle sınırlandırılmalı. Yatmadan önce belirli bir süre telefonuna bakan gençlerle, telefonu uyuduğu odanın dışında bırakma konusunda uzlaşmak gerekiyor.
OKULDA ODAKLANMA İHTİYACI
Yaz dönemi çocukların çok daha hareketli olduğu ve çokça çeldirici uyarana maruz kaldıkları bir dönem. Okul ise stabilite, daha az uyaran ama daha çok odak ihtiyacı demek.
Çocukların ilk haftalarda sırada oturmakta dahi zorlanmaları, izinsiz konuşmaları, dikkatlerinin çabuk dağılıyor olması da bu keskin değişimin bir sonucu. Elbette okulda kurallar olacak ama özellikle küçük yaş gruplarında uyum için biraz zaman tanımak çocuğun okulla, öğretmeniyle sağlıklı ilişkisi için önemli. Özellikle ilkokulun ilk senelerindeki çocuklar için bir anda 40 dakika oturmanın bile ne kadar zor olduğunu sevgili eğitimciler de eminim çok iyi biliyor. Derste arada birkaç dakikalık küçük bir oyun, mesela bedeni de hareket ettirecek bir deve-cüce oyunu gibi, gün sonunda odak becerilerini olumlu etkiliyor.
OYUNU ÇOCUKTAN ALMAYIN
Tabii burada ebeveynlere düşen sorumluluklar da var. Çocuğunuz eve geldiğinde bir dinlenme zamanı mutlaka olacak, gelir gelmez ders-ödev yaptırmaya kalkmayın. Oyun çocuk için temel bir ihtiyaçtır. Sakın elinden almayın. Özellikle havalar soğuyana kadar fırsat varsa açık havada oyun tercihimiz. Bu oyun süresi, çocuğun ekrana ilgisini azaltmak için de gerekli. Bunun yanında çocuğun masa başında oturma ve odaklanma süresini artırmaya hizmet edecek aktiviteleri günlük rutininize sokmanızı öneririm. Yap-bozlar, legolar, boyama etkinlikleri hatta beraber herhangi bir sebzeyi ayıklamak bile olur. Önemli olan çocuğun elindekine odaklanarak masa başında zaman geçirmesi.
Anne baba olarak, her yaş grubunda okula uyumun keskin bir dönüş değil bir süreç olduğunu, her çocuğun da mizacına, anne baba tavrına, alışkanlıklarına bağlı olarak farklı uyum sürelerine ihtiyacı olduğunu unutmamamız gerek..
Tüm çocuklarımız için verimli ama en çok da mutlu bir eğitim yılı olsun!
IRMAK KERİMOĞLU KİMDİR?
Uzman Psikolog Irmak Kerimoğlu, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi “Psikoloji” bölümünde, yüksek lisans eğitimini Ankara Ufuk Üniversitesi “Psikoloji” bölümünde tamamlamıştır. 17 yıldır çocuk, ergen ve ebeveynlerle çalışmakta, çocukların gelişim takip ve değerlendirmelerini yapmaktadır. Oyun terapisti, oyun terapist eğitmenidir. “Bezden Tuvalete Yolculuk” ve “Benim Kişisel Alanım: Bedenim-Evim-Sosyal Hayatım” isimli 4 çocuk kitabı yazmıştır.